Bahçelievler'de Dilara Dumrul'un rögardan kanalizasyona düşerek ölümüne ilişkin hazırlanan
iddianamede
şüphelilerin, ''inşaat sahasındaki rögar kapaklarının açık bırakılmaması, sağlam ve güvenli şekilde kapatılması, fiziki engeller ve uyarı işaretleriyle insanların ikaz edilmesi ve olumsuzlukların önlenmesi'' bakımından sorumlu oldukları kaydedildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, 28
Şubat 2007 günü Kerimçavuş Caddesinde annesiyle yürüyen 5 yaşındaki Dilara Dumrul'un rögardan kanalizasyona düşerek ölümüne ilişkin yürütülen
soruşturma tamamlandı.
İddianamede, Dilara Dumrul'un babası Muhterem Dumrul ''müşteki'', MVM şirketinin sahibi Bilal
Şahin, şirket yetkilisi Osman Şahin, şirketin inşaattan sorumlu
teknik müdürü
Erol Balcı, Güntek şirketinin yöneticisi Ömer Adnan Kaya, bu şirketin
şantiye şefi Yunus Naci Ozanlı, topoğraf görevlisi İbrahim Hakkı
Kızıl,
İSKİ'de görevli
kontrol memurları Mehmet
Erbaş ile Ali
Albayrak da ''şüpheli'' olarak yer aldı.
Şüphelilerin,
dosyaya konulan bilgi ve belgelerden, olayın meydana geldiği inşaat çalışmalarında görevli olduklarının belirlendiği anlatılan iddianamede,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Su ve
Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün ''2006 Yılı 3. Kısım
Atık Su Kanalı,
Yağmur Suyu Kanalı ve Dere Islahı İnşaatı İhalesi''nin 11 Temmuz 2006 tarihli kararla MVM
Turizm ve
Ticaret Şirketine verildiği belirtildi.
Yapılan sözleşmeyle şirketin işe başladığı ve MVM şirketinin de bir sözleşmeyle bu işi Güntek Mühendislik firmasına verdiği ifade edilen iddianamede, 5 yaşındaki Dilara Dumrul'un annesinin yanında yürüdüğü sırada Kerimçavuş Caddesinde üzeri kartonla örtülü rögardan kanalizasyona düştüğü, cesedinin de daha uzak mesafedeki dere yatağından çıkarıldığı anlatıldı.
İddianamede şüphelilerin, dosya kapsamı ve bilirkişi incelemesine göre, ''inşaat sahasındaki rögar kapaklarının açık bırakılmaması, sağlam ve güvenli bir şekilde kapatılması, fiziki engeller ve uyarı işaretleriyle insanların ikaz edilmesi, olumsuzlukların önlenmesi'' bakımından sorumlu oldukları kaydedildi.
İddianamede, olay yerinde yapılan inceleme üzerine aldırılan uzman bilirkişi raporu doğrultusunda, baca kapaklarının kapalı tutulması, güvenli bir şekilde kapatılması veya işaret ve uyarıların yapılması bakımından bu işlerde görev ve sorumluluklarının derecesine göre, Yunus Naci Ozanlı, Ömer Adnan Kaya ve İbrahim Hakkı Kızıl'ın birinci dereceden, Bilal Şahin, Osman Şahin ve Erol Balcı'nın ikinci dereceden, Mehmet Erbaş ve Ali Albayrak'ın da üçüncü dereceden sorumlu oldukları belirtildi.
ŞÜPHELİLERİN İFADELERİ
İddianamede, Yunus Naci Ozanlı'nın,
emniyet ve aynı tarihli
savcılık beyanında, şantiye şefi olarak işin düzenli gitmesinden, işçilerin işi yapıp yapmadığından ve projenin uygulanıp uygulanmadığından sorumlu olduğunu, olay gününün sabahı 3 kapağın noksan olduğunu gördüğünü, bunu tamamlayıp bilgi vermesini İbrahim Hakkı Kızıl'dan istediğini söylediği anlatıldı.
Ozanlı'nın ifadesinde, Kızıl'ın da daha sonra kendisini arayarak eksikliklerin tamamlandığını söylediği kaydedilen iddianamede, Ömer Adnan Kaya'nın da Güntek firmasının sahibi olduğunu belirterek, şantiye şefini görevlendirdiğini, olayda kusuru bulunmadığını beyan ettiği ifade edildi.
İbrahim Hakkı Kızıl'ın ise topoğraf görevlisi olduğunu ve iş güvenliğiyle ilgili sorumluluğu bulunmadığını söylediği belirtilen iddianamede, Bilal Şahin'in de MVM şirketinin sahibi olduğunu anlatarak, birçok inşaatı bulunduğu için işlere ilgili görevlileri
tayin ettiğini, iş bölümleri yaptığını, düzenli yazışmalarla ikazlarda bulunarak inşaatların düzenli yürümesine çalıştığını ifade ettiği bildirildi.
İddianamede, Erol Balcı, Mehmet Erbaş ve Ali Albayrak'ın da üzerlerine atılı suçu işlemediklerini söyledikleri belirtildi.
İSTENEN CEZA
İddianamede, dosya kapsamı, belgeler, bilirkişi raporu,
savunma ve beyanlar, olayın oluş şekli beraber değerlendirildiğinde, şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işledikleri sonucuna varıldığı anlatıldı.
İddianamede şüphelilerin, TCK'nın 85/1. maddesi uyarınca ''taksirle bir insanın ölümüne neden olmak'' suçundan 2 yıldan 6'şar yıla kadar
hapis cezasına çarptırılması istendi.
Davanın görülmesine önümüzdeki günlerde Bakırköy Asliye
Ceza Mahkemesinde başlanacak.
Soruşturma çerçevesinde halen Yunus Naci Ozanlı ve Ömer Adnan Kaya
tutuklu bulunuyor.