Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Can Karavul, depremin 2 saat önceden tahmin edilebileceğini belirterek Türkiye'de depremi önceden haber verecek bir merkezin kurulması için çalışma yapılması gerektiğini söyledi. Japonya ve Rusya'da depremin önceden tespit edilmesi için Rus ve Japon bilim adamlarıyla çalışma yaptığını açıklayan SAÜ Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Can Karavul, geliştirdikleri bir sistemle Çeçenistan'da meydana gelen bir depremi önceden tespit etmeyi başardıklarını belirtti. Türkiye'nin bir deprem ülkesi olmasına karşın depremin önceden tespit edilmesi için herhangi bir bilimsel çalışma yapılmadığını ileri süren Karavul, Türkiye'de Japonya'da olduğu gibi depremin önceden haber verilmesi için bir merkez kurulması gerektiğini ve depremin önceden belirlenmesi için bilimsel çalışmalara ağırlık verilmesinin gerekliğini işaret etti. Depremin 2 saat önceden tespit edilebileceğini iddia eden Karavul, şunları söyledi: "Ben Rus ve Japon bilim adamlarıyla çalıştım. En son Çeçenistan'da bir depremi geliştirdiğimiz sistem sayesinde önceden tespit edebildik. Ama buna kimse inanmak istemiyor. Bize herkes 'Japonlar depremi önceden bilemiyor, siz mi bileceksiniz' diyor. Herkes şunu merak edebilir. Japonya'da böyle bir sistem varsa, neden kendi depremlerini önceden tespit edemiyor. Onun nedeni Japonya'daki depremlerle bizim ülkemizdeki depremler arasındaki fark. Onların depremi volkanik, dalma ve batma şeklinde olan depremler, bizim ülkemizdeki depremler ise mekanik depremler. Bizim depremlerimiz fay kırıkları nedeniyle oluşan depremler. Bizim denediğimiz ve başarılı olduğumuz sistemde ionosfer tabakasındaki iyon değişimini, elektromanyetik alanı ve metan gazını ölçüyoruz. Bunların ölçülmesi için belli noktalar var. Burada yapılan ölçümlerde gördükki değerler yükselmeye başladığında deprem riski yükseliyor. Depreme saatler kala bu değerler maksimuma ulaşıyor. Bu nedenle bu ölçümleri yaparak depremi önceden tahmin edebiliriz. Deprem önceden bilinemez diyorlar. Ancak dünyada 150 civarında bilim adamı depremin önceden tespiti için çalışma yapıyor. Bir çok ülkede depremi önceden tespit etme ve haber verme merkezleri var. Bizim ülkemizde böyle bir çalışma yok." dedi. İonosfer tabakasındaki iyon değişimini, elektromanyetik alanı ve metan gazı ölçümlerinin yapılması için kurulacak sistemin 1999 yılında 250 bin dolar olduğunu anlatan Karavul, depremde asıl hedefin can kaybının engellenmesi olduğunu belirtti. Karavul, mutlaka depremi önceden haber verme gibi çalışmaların araştırılması gerektiğini dile getirdi. Balıkesir- Bursa hattında meydana gelen depremleri yakından takip ettiğini vurgulayan Karavul, 2 yıl önce bu hatta bir depremin yaşanacağını söylediğini kaydetti. Marmara depremi sonrasında Bursa - Balıkesir hattında bir enerji birikimi oluştuğunu söyleyen Karavul, geçtiğimiz günlerde bu hatta meydana gelen depremlerin enerjiyi boşaltacak büyüklükte olmadığını ileri sürdü. Karavul sözlerini şöyle sürdürdü: "Bursa Balıkesir hattında Adapazarı - Mudurnu bölgesinden başlayan 2 fay hattımız var. Bu hattın bir kolu güney kolu dediğimiz Bursa-Balıkesir hattı. Diğer kol ise Marmara Denizi'nden giren ve Saroz Körfezi'nden çıkan kuzey kolu dediğimiz fay hattıdır. Marmara depremi sonrası bu iki kolda büyük bir enerji birikimi oluştu. Geçtiğimiz hafta güney kolda depremler meydana geldi. Ancak ben Bursa - Balıkesir hattındaki enerji birikiminin boşalması için daha büyük bir deprem bekliyorum. Güney kolu kırıldığında İstanbul'da büyük bir depremin beklenmesi mümkün değil."