Ercan Kireçtepe, evinde
arama yapılırken Sat Grup Komutan-lığı'nda görevli Deniz
Yüzbaşı Özgür Kaya'dan malzeme kutusundaki
mühimmatı yok etmesini istemiş. Silahlar, Ege Denizi'nde yapılan tatbikat sırasında
denize atılmış.
İhbar mektubunda ise bazı
silahların okyanusa giden gemiye verilerek yok edildiği vurgulanıyor.
Ergenekon soruşturması sürerken hem topraktan hem denizden adeta '
cephane' fışkırdı. Bu enteresan durumun sırrı
Poyrazköy iddianamesinde çözüldü. Mühimmatların bir kısmı askeri tatbikat sırasında denize atılmış. Bazı silahlar ise okyanusa giden gemilere verilerek tamamen yok edilmiş.
İddianamede şüphelilerden Ercan Kireçtepe'nin evinde 22
Nisan 2009 tarihinde arama yapıldığı belirtiliyor. Bu sırada Kireçtepe'nin Sat Grup Komutanlığı'nda görevli Deniz Yüzbaşı Özgür Kaya'dan kendi malzeme kutusunda bulunan mühimmatı ortadan kaldırması için
yardım istediği tespit ediliyor. Bunun üzerine Kaya'nın, Ercan Kireçtepe'nin Sat Grup Komutanlığı'nda bulunan malzeme kutusunda gizlediği 700 adet 9 mm, 5,56 mm tabanca ve
tüfek mermisi ile 5 adet
duman ve aydınlatma fişeğini bulunduğu yerden aldığı belirtiliyor.
Aydınlatma fişeklerini kendi malzeme kutusunda sakladığı, mermileri de Ege Denizi'nde yapılan bir tatbikat sırasında gemiden denize attığı ifade ediliyor. Ayrıca, bu olayla ilgili olarak Kireçtepe'nin askeri eşyayı gizlemek, çalmak, Yüzbaşı Özgür Kaya'nın askeri eşyayı kasten tahrip etmek, gizlemek suçlarından yargılandığı kaydediliyor.
İddianamedeki isimsiz ihbar mektubunda ise davanın sanıklarından Halil Cura'nın Poyrazköy'deki kazılar sonrasında evindeki mühimmat ve malzemeleri işyerine getirdiği dile getiriliyor. Askeri Mahkeme'nin verdiği karara binaen yapılan aramada Cura'nın işyerindeki dolapta çok sayıda mühimmat ele geçtiğine dikkat çekiliyor. Mektupta "Ancak konu yine Ali Türkşen'in
Kafes Eylem Planı'nda yer alan
amirallere bilgi vermesi sonucu kapatılmıştır. Malzemeler yurtdışına giden bir gemiye verilmiş ve okyanusa atılması istenmiştir. Böylece soruşturma kapatılmaktadır." deniyor.
İhbar mektubunda Astsubay Kıdemli Başçavuş Sadettin Doğan'ın Ergenekon üyesi olduğu ileri sürülerek onun da Halil Cura'ya bağlı faaliyet gösterdiğinin altı çiziliyor. Doğan'ın Koç Müzesi'nde bulunan patlayıcıları yerleştirenlerden biri olduğunun anlatıldığı ihbar mektubunda şu ifadeler yer alıyor: "Halil Cura, Sadettin Doğan ve Ferudun
Arslan tam bir
eylem timidir. Sürekli ortak hareket ederler. Halil Cura anlatırken bahsettiği bütün faaliyetlerde yer almıştır ve bununda telefonla Koç müzesinde bulunan patlayıcılardan sonra el konmuştur. İşyerinden mühimmat ve silahları dikkat çekmeyecek şekilde çıkarmış ve Ergenekon adına kullanmak için gömmüştür. Yine işyerinde bulunan dolabında yapılan arama sonucu ele geçirilen mühimmatlar yurtdışına giden gemiye verilerek okyanusa atılması istenmiştir. Bu malzemeleri
Kafes Eylem Planı çerçevesinde saha faaliyetleri dedikleri eylemlerde kullanacaklardı. Ancak şu an için tam olarak başaramadılar."