Demokrat
Yargı Derneği YSK'nın
propaganda yasağına tepki geldi. Dernekten yapılan yazılı açıklamada YSK
Anayasa'nın ruhunu anlamamakla suçlandı. 'Yargı bürokrasisi'
HSYK seçim sürecine yön verme çabasında denilen açıklamada
Yüksek Seçim Kurulu’nun “propagandasız bir seçim süreci” dayatmaya çalıştığı iddia edildi
İşte
Demokrat Yargı Derneği'nin açıklaması
YÜKSEK SEÇİM KURULU “SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI” İLAN ETMİŞTİR
12
Eylül 2010
referandum sonuçları toplumumuzu ve özellikle de yargı alanını
demokrasi umutlarının yeşerdiği yeni bir evreye taşımış bulunuyor. Bununla beraber, bu umutlar bugün yeni bir
tehlike ile karşı karşıyadır. Bu nokta da yargı içindeki geleneksel güçlerin, içine girdiğimiz bu yeni dönemin demokratik ve
özgürlükçü beklentiler üzerinden inşa edilmesi yönünde tabandan gelen eğilimlere karşı olan geleneksel dirençlerini yeni döneme de
taşıma çabasına giriştikleri, kürsü hakim ve savcılarının yargı idaresinde var olma haklarını daha en başından etkisiz kılmaya dönük girişimler başlattıkları, bu girişimlerin bir yanıyla
Adalet Bakanlığı bürokratları ile Yüksek Yargıdan oluşan “yargı bürokrasisi”nin HSYK seçim süreçlerini kendi isteklerine göre yön verme çabası olarak ortaya çıktığı diğer yanıyla da Yüksek Seçim Kurulu’nun “propagandasız bir seçim süreci” dayatmasıyla ilerlediği, en nihayetinde anayasa değişikliğinin bir kez daha kendisini doğuran sebeplerle yüzleşmek zorunluluğuyla karşı karşıya bırakıldığı görülmektedir. Bu itibarla bu yeni dönemde de halkımızın ve hakim ve savcıların yukarıdaki gelişmeler karşısında demokrasi ve özgürlük konusundaki ısrarlı tutumlarını sürdürmeleri acil bir sorumluluktur.
Yüksek Seçim Kurulu Anayasayı Yanlış
Yorumlamaktadır
Yüksek Seçim Kurulu, HSYK seçim sürecine ilişkin aldığı kararıyla yeni anayasa değişikliğini uygulamayacağını ve dikkate almayacağını göstermiş bulunmaktadır.
- Anayasanın Geçici 19’uncu maddesinde “Adaylar propaganda yapamaz” şeklindeki açık hükmüne rağmen, gerek bu hükme gerekse başta düşünce ve
basın özgürlüğü olmak üzere Anayasada düzenlenen temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldıracak şekilde “her türlü propaganda
yasaktır” ibaresiyle sınırsız yasaklama getirmiştir.
- Ayrıca açıklanan takvime göre resmi “Adaylık” sıfatının 7 Ekim’de kesin
aday listesinin açıklanmasıyla kazanılacağı ve bu tarih itibarıyla başlaması gereken yasağı, ortada henüz yasak uygulanacak adayların bulunmadığı bir tarihte yani 24 Eylül tarihinden itibaren başlatmak suretiyle yasak alanı süre yönünden genişletmiştir.
- Anayasa maddelerinin yine Anayasa maddeleri ile okunması buna göre hareket edilmesi gerekirken, Genelgenin “Adaylar ve
Seçmenler” başlıklı 2’nci maddesinde Anayasanın 159’uncu maddesi 2802 sayılı Kanuna göre yorumlanarak kimlerin aday ve
seçmen olabileceğine karar verilmesi Anayasaya açıkça aykırı ve yorum tekniği açısından eşine rastlanmayacak bir garabet niteliği taşımaktadır.
Tüm bu nedenlerle Yüksek Seçim Kurulu sayesinde
modern Türk tarihinin en trajikomik seçimlerinden birisini idrak ediyor olacağız. YSK’nın “seçim yapacağız, fakat seçme hakkı olmayacak” anlamına gelen kararı Türkiye’deki seçimler tarihinin gerçek bir istisnası olacaktır. Çünkü “seçimsiz bir seçim süreci”
darbe dönemlerinde dahi yaşanmamıştır. YSK, adeta yargı içinde bir “
sokağa çıkma yasağı” ilan etmiştir. YSK’nın bu yaklaşımı geleneksel devlet seçkinlerinin veciz sözü haline gelen “okullar olmasa maarifi ne güzel yönetirdim” sözünün “seçimler olmasa seçim sürecini ne güzel yönetirdim” sözüne tercüme edilmesidir ki artık bu yeni dönemde bu yöndeki yorumların geçmiş ve unutulması gereken anılarımıza eklenmesi gerektiği açıktır.
Bir diğer yandan YSK’nın bu kararı, kürsü hakim ve savcılarının HSYK’da temsilinin önünü tamamen kesen, buna karşılık ise Adalet Bakanlığı bürokratları ile Yüksek Yargının “idari” güç ve etkinliğine açık, onların geleneksel güçlerini yarına taşımaya matuf ve HSYK seçim sürecini geleneksel güçlerin “gizli propoganda” eğilimlerine emanet eden bir alan yaratmaktadır.
Bu nedenlerle YSK’nın derhal mevcut seçim takvimini durdurarak 27 Eylül 2010 tarihinden itibaren Anayasa hükümlerine uygun yeni bir seçim takvimini açıklaması gerekmektedir.
Yukarıdaki gerekçelerle Derneğimiz Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından
itiraz dilekçeleri Yüksek Seçim Kurulu’na verilecektir. Yüksek Seçim Kurulu’nun yapılacak olan HSYK üyeliği seçimlerine Anayasanın öngördüğü ilkeler çerçevesinde hassasiyetle yaklaşmasını bekliyoruz.
Kamuoyunun takdirlerine saygıyla sunarız.
DEMOKRAT YARGI YÖNETİM KURULU