Menderes'in mezarını ziyaret etme kararı alan
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren
Topçu, "O'nun hürriyet mücadelesinden zerre-i miskal nasiplenmiş olsaydı 12
Eylül cuntasının ürünü anayasayı koruma yerine değiştirme noktasında bir
tercih sergilerdi." dedi.
Adnan Menderes'in idam edilişinin 49. yılı dolayısıyla bir
mesaj yayınlayan Topçu, Menderes'in haksız yere idam edilişini hüzün ve ibretle andıklarını söyledi.
'
Yassıada Yargılamaları' diye utançla anılan bir
adalet cinayetiyle idam kararlarının verildiğini vurgulayan Topçu, milli iradeye namlunun doğrultulduğu,
demokrasi hayatımızın derin bir yara aldığı, tam anlamıyla insaf ve vicdanın rafa kaldırıldığı, millet v
e devlet geleceğinin adeta karartıldığı talihsiz bir dönem olan 27
Mayıs 1960 askeri
darbesi döneminin bugün birçok haksızlıkları ve zulümleriyle anıldığını hatırlattı.
27 Mayıs müdahalesinin etkisinin sonraki yıllarda da sürdüğünü ve Türkiye'nin 1971 muhtırasını,
12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı yaşama talihsizliğiyle yüz yüze kaldığına dikkat çeken Topçu, şöyle devam etti: "27 Mayıs, ordunun ve aynı zamanda demokrasi dışı olağanüstü gücün gölgesinde şekillenmiş hukukun siyasallaşmasının miladıdır. 27 Mayıs'ın efsanevi mazlumu Adnan Menderes, Türkiye'nin çarıktan medeniyete geçişinin, 'beyaz devrim'in,
Anadolu ihtilalinin sembolüdür. O'nu katledenler ise
temiz vicdanlarda devlet ve millet düşmanlığının sembolleşmiş uğursuzlarıdır. 12 Eylül 2010
referandumunda da milletimiz bir kez daha Menderes'in vasiyetine uymuş ve iradesini demokratikleşmekten, sivilleşmekten yana göstermiştir. Menderes, hürriyet mücadelesinin abideleşmiş bir şahsiyeti olarak milletimizin maşeri vicdanında sarsılmaz bir mevki kazanmıştır. Menderes millete
hizmet yolunda canını vermiş bir kahramandır. O'nu haksızca idam edenler esasında kendi idam fermanlarını yazıyorlardı. Menderes, milletimizin ekseriyetinin vicdanında masum iken darbeciler her zaman mahkûm olmuşlardır."
İnsan hakları, demokrasi havariliği yapan bir kısım sözde solcu aydınların söz konusu Menderes olunca sessiz kalmalarının ise manidar olduğunu dile getiren Topçu, Deniz Gezmiş'in idamını senelerce istismar edenlerin, idam edilen ülkücüleri veya Menderes'i görmezden gelmelerinin dikkat
çekici olduğunu belirtti.
"CHP MENDERES'İ İSTİSMAR ETMESİN"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Menderes konusunda gerekirse anıtını ziyaret edebileceği şeklindeki açıklamasını olumlu bir adım olarak görmekle birlikte bu konularda samimi olunması ve siyasi
hesap yapılmaması gerektiğinin altını çizen Topçu, başörtüsünü istismar eden Kılıçdaroğlu'nun Menderes'i de istismar etmemesini istedi.
"Kılıçdaroğlu, O'nun hürriyet mücadelesinden zerre-i miskal nasiplenmiş olsaydı 12 Eylül cuntasının ürünü anayasayı koruma yerine değiştirme noktasında bir tercih sergilerdi." diyen Topçu, cuntaları ve onların eserlerini koruma görevini
gönüllü ve iştiyakla yapan bir kişinin cuntanın katlettiği mazlum bir kişinin mezarına hangi yüzle gideceğinin ise artık kendi vicdani muhasebesine kalmış bir şey olduğunu kaydetti.
Benzer bir çelişkili manzaranın ise Merhum Menderes'in partisinin bugünkü siyasi çizgisinde yaşandığına dikkat çeken Menderes, referandumda sergilenen tavrın Yassıada avukatlığı da yapan bir genel başkanın dümeninde Menderes'in aziz hatırasını rencide ettiğini vurguladı.
Adnan Menderes'in aziz hatırasına hürmeten "17 Eylül Demokrasiye Saygı ve Adnan Menderes'i Anma Günü" adıyla farklı bir anlama kavuşturulabileceğini dile getiren Topçu, "Artık milletimiz, 27 Mayıs'ları, 12 Eylül'leri lanetlemeli, hafızalardan kötü izler silinmeli, 17 Eylül'leri ise bayram havasında
anmalıdır. Menderes'in idam edildiği tarih olan 17 Eylül artık utançla değil bütün demokrasi mağdurları adına gelecek nesillere de bir mesaj olması anlamında demokrasi bayramı olarak anılmalıdır. Önümüzdeki yıl bu haftayı Demokrasi Haftası ve Menderes'in idam edilişinin 50. yılını Demokrasiye Saygı günü olarak kutlamak doğru ve anlamlı olacaktır." ifadelerini kullandı.