Eski
Hakkari milletvekili Esat Canan, Derecik'te askerlik yapan askerin ihbar mektubuyla gündeme gelen
faili meçhullere yargının ilgisinin sevindirici olduğunu söyledi. Eski Hakkari milletvekili Esat Canan, faili meçhullerin arttığı dönemde olaylardan Köşk'ün de haberdar olması için ya-şananları Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e anlatmış. Canan, Demirel'in, "Böyle bir şey olamaz. Devlet, vatan-daşını ve bürokratını öldürmez. Bana 'devlet suç işledi' dedirtemezsiniz." şeklinde
cevap verdiğini kaydetti.
SHP ve CHP'nin eski Hakkari milletvekili Esat Canan, 1990'lı yılların başından itibaren Doğu ve Güney
doğu'da faili meçhullerin artması üzerine dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e bildirerek olaya el koymasını istediğini belirtti. Canan, Demirel'in kendilerine, "Böyle bir şey olamaz, devlet vatandaşını ve bürokratını öldürmez. Bana 'devlet suç işledi' dedirtemezsiniz. Öyle bir şey varsa ispatlayın." dediğini söyledi.
Doğu ve
Güneydoğu illerinde 1990'lı yılların başından itibaren faili meçhul olayların arttığını ifade eden Canan, DYP-SHP koalisyonunda durumu hükümete ve ilgili bakanlara anlatmasına rağmen çözüm bulamayınca bir grup milletvekiliyle durumu Köşk'e bildirmek istediklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e, "Sayın Cumhurbaşkanı'm ülkede faili meçhuller artmaya başladı. Olaylar çok kötüye gidiyor.
Hükümet yetersiz kalıyor.
Kamu görevlileri bölgede faili meçhul olaylara karışıyor. Yaşadığım olayları anlatarak olaylara el koymasını istedim." dedi.
Canan, kendilerini dinleyen Demirel'in "Böyle bir şey yok, olamaz. Devlet, vatandaşını ve bürokratını öldürmez. Bana, 'devlet suç işledi' dedirtemezsiniz. Öyle bir şey varsa ispatlayın." şeklinde cevap verdiğini kaydetti.
Canan, Derecik'te 1994 yılında yaşanan olayı o zaman duyduktan sonra Şemdinli'ye geçerek
aile yakınlarını dinlediğini söyledi. Canan, olayı
Meclis'e taşıdığını, dönemin Meclis
İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Algan Hacaloğlu'nu Şemdinli'ye götürerek kayıp yakınları ile görüştürmesine rağmen bir sonuç alamadığını anlattı.
Derecik'te askerlik yapan bir askerin ihbar mektubuyla olayın yıllar sonra tekrar gündeme gelmesi ve yargının olayın üstüne gitmesiyle kayıp yakınlarının yüreğine sur serptiğini ifade eden Canan, "
Türkiye eski Türkiye değil.
Faili meçhullerin yaşandığı o dönemlerde hukuk diye bir şey yoktu.
Güvenlik güçleri savcılığa haber vermeden evleri ve köyleri basarak insanları gözaltına alıyordu. Olağanüstü şartları hakimdi. Gözaltına alınanlar günlerce ve haftalarca içeride kalıyor ve kötü muameleler görüyordu. Türkiye'nin artık değiştiğini gördük. Siyasi iktidarın verdiği destekle yargının olayların üstüne gittiğini görüyoruz. Dolayısıyla bundan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye'nin geçmişiyle hesaplaşması gerekiyor. Bu, Türkiye'yi güçlendirir.
Vatandaşların devletine olan bağlılığını artırır." dedi.
Eski milletvekili Canan,
Ekim 1995 yılında Ağaçlı köyünde
Yüksekova taburuna bağlı askerler tarafından, köydeki Şemsettin Yurtsever ile akrabaları Moğdat Özeken ve
Münir Sarıtaş'ı aldıktan sonra bir daha haber alınamadığını söyledi. 6 yıl öncesinde o dönemlerde Yüksekova taburunda askerlik yapan bir kişinin ihbar mektubunun bir gazetede yer almasına rağmen
soruşturma başlatılmadığını ifade eden Canan, bu olayın da aydınlatılması gerektiğini kaydetti. ZAMAN
YAHYA ÖYLEK