"Dinleniyorum!.. Takip ediliyorum" paranoyasıyla
Türkiye'yi ayağa kaldıran ve
Org. İlker Başbuğ ile yaptığı gizli görüşmelerle gündeme gelen
Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Ali Osman
Paksüt’ün; İstiklâl Mahkemeleri'nin hakimleri, ünlü "Üç Ali"lerinden "Kel Ali"nin torunu olduğu ortaya çıktı. Bilindiği gibi, İstiklâl Mahkemeleri, "Sanığın idamına, şahitlerin bilâhere dinlenmesine" şeklinde kararlar veriyordu.
“Dinleniyorum” “Takip ediliyorum” paranoyasıyla Türkiye’yi ayağa kaldıran
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili
Osman Paksüt’ün, orgeneral
İlker Başbuğ ile gizli görüşmesinin yankıları sürerken, Paksüt ailesinin şeceresi, tabloyu daha da netleştiriyor. Hukukçu olmadığı halde dedesi
İstiklal Mahkemeleri Başkanlığı yapan Paksüt’ün; babası
Emin Paksüt de 27
Mayıs darbe Anayasasını hazırlayanlar arasında bulunuyor.
27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında kurulan Anayasa Komisyonu'nda Paksüt'ün babası Emin Paksüt "başkan vekili" sıfatıyla bulunurken; Muammer Aksoy, Doğan Avcıoğlu,
Mümtaz Soysal gibi isimler de üyelik yapıyorlardı. 1961 Anayasasını bu
komisyon hazırlamıştı. Paksüt, Türkiye’de, Anayasa Mahkemesi'nin hukuk sistemine ilk defa girişine de öncülük etmişti. Paksüt ayrıca, İsmet
İnönü hükümetinde Bayındırlık Bakanı olarak görev yapmıştı.
DEDESİ İSTİKLAL MAHKEMESİ BAŞKANI
Atatürk’ün yakın arkadaşı Ali Çetinkaya Osman Paksüt’ün dedesi. İstiklal Mahkemelerinde binlerce mazlumu darağacına gönderen Ali Çetinkaya’nın lakabı ise Kel Ali ya da diğer adıyla “Cellat Ali”. İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi olan Çetinkaya, Şeyh Sait olayında
İstiklal Mahkemesi Başkanı olarak görev yaptı. Atatürk'e yönelik
İzmir’deki hayali suikast senaryosunda
hedef gösterilen isimleri "
Ankara İstiklal Mahkemesi Başkanı" sıfatıyla yargıladı.
ALİ’LERDEN BİRİ
1878 yılında doğan Ali Çetinkaya, İttihat ve Terakki'nin kuruluşundan itibaren önemli görevlerde bulundu.
Kurtuluş Savaşı'nın ardından Atatürk tarafından
Afyonkarahisar Mebusu yapılarak Meclis'e sokuldu. Milli Mücadele'nin önemli şahsiyetlerinden
Ardahan Mebusu
Halit Paşa’yla
Mustafa Kemal Atatürk arasında 1925’te yaşanan tartışmanın ardından Paşa’yı katleden isim olarak da, Ali Çetinkaya’nın ismi ön plana çıktı. Ancak pek çok görgü tanığının ve sonraları tarihçilerin tespitlerinin aksine; olay '
faili meçhul' bırakıldı. 'İzmir
Suikastı' davasında Kazım
Karabekir Paşa’yı yargılayan İstiklal Mahkemesi’nin başkanlığını da yapan Ali Çetinkaya, 1934'te Bayındırlık Bakanlığı, 1939-1940 yılları arasında da
Ulaştırma Bakanlığı görevlerinde bulundu. Çetinkaya, 1949 yılında İstanbul'da öldü. 'Dört Ali'ler Divanı' olarak da anılan İstiklal Mahkemeleri, 'olağanüstü mahkemeler' olarak tarihe geçtiler. Ali Çetinkaya (Kel Ali ), üyeler Ali (Kılıç), Ali (Rizeli), savcı
Necip Ali (Küçüka) ile Dr. Reşit Galip'ten oluşan İstiklal Mahkemesi, hilafetin kaldırılmasına tepki olarak başlayan Şeyh Said olayına katılan binlerce kişiyi hukuk dışı bir kararla idam ettirmişti. Sadece
doğu illerinde değil diğer illerde de çok sayıda kişi Ali Çetinkaya tarafından tutuklanmıştı. Şeyh Sait olayına karıştığı gerekçesiyle hakkında
soruşturma açılan Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası, çok geçmeden hükümet kararnamesiyle kapatılmıştı.
HALK “CELLAT” LAKABI TAKMIŞTI
İstiklal Mahkemelerinin en temel özelliği ise, yargılananların temyiz yani
itiraz hakkının bulunmayışı idi. Mahkemenin kararlarını çok kısa sürede vermesi, kararların bir gün gibi bir zaman içinde uygulanması, mahkemeleri her daim sorgulanır hale getirmişti. Mahkemenin önemli isimlerinden Ali Çetinkaya’nın hukuk eğitimi almayan bir isim olması da bir başka skandaldı. Çetinkaya, verdiği acımasız kararlar nedeniyle
halk arasında, “cellat” sıfatıyla anılıyordu.
VAKİT