Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün Hatay'da bir grup Suriyelinin Türkiye'ye geçmesini değerlendirerek, "Komşu ülkelerdeki bütün halklar, bütün topluluklar bizim kardeşimizdir. Onların herhangi bir insani ihtiyacı söz konusu olduğunda bizim buna mesafe koymamız söz konusu olamaz" dedi. Davutoğlu seçim çalışmaları için geldiği Konya'nın Kulu ilçesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ahmet Davutoğlu, dün akşam Dışişleri Konutunda yapılan Suriye toplantısının sorulması üzerine, toplantıda Suriye'de ve bölgedeki gelişmeleri değerlendirdiklerini kaydetti. Suriye vatandaşlarının Türkiye'ye geçme talepleri doğrultusunda bir koordinasyon toplantısı yaptıklarını söyleyen Davutoğlu, "Buna çok faklı anlamlar yüklememek lazım. Sayın Başbakanımızla durumu değerlendirdik ve ben Ankara'ya geçtim. Gece koordinasyon toplantısında durumu ele aldık. Bu belli aralıklarla yaptığımız bir toplantı" dedi. "Bölgemizde çok önemli gelişmeler oluyor" diyen Davutoğlu, dolayısıyla bu gelişmelerin seyrinin yakından takip edilmesi ve atılacak adımların gözden geçirilmesi gerektiğini anlattı. Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bilgi verdiğini ifade eden Davutoğlu, "Halkların meşru taleplerini her zaman destekledik, Tunus'ta, Mısır'da, Libya'da, Yemen'de, Bahreyn'de, Suriye'de. Bu konuda Türkiye'nin farklı bir tutumu olmamıştır. İlkesel bir tutumu vardır. Ama aynı zamanda bölgenin geleceğinden sorumluluk hisseden bir ülke olarak bu geçiş süreçlerinin barışçı bir şekilde seyretmesi için de elimizden geleni yaptık" diye konuştu. Suriye'yi, "kaderi kaderimiz olan en önemli komşumuz" diye niteleyen Davutoğlu, dolayısıyla oradaki gelişmeleri takip etmenin sorumlulukları olduğunu kaydetti. Davutoğlu, dün Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ile de iki kez görüştüğünü belirterek, Muallim'den alınan bilgileri de değerlendirdiklerini söyledi. -GÖÇ DALGASI İHTİMALİ- Gazetecilerin, göçlerin devam edip etmeyeceğine ilişkin sorusu üzerine, bu durumun gelişmelere bağlı olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Türkiye her zaman insani gerekçelerle her türlü fedakarlığı yapmıştır. İnsani gerekçeler söz konusu olduğunda tabiri caizse akan sular durur. Özellikle de komşu ülkelerdeki bütün halklar, bütün topluluklar bizim kardeşimizdir. Onların herhangi bir insani ihtiyacı söz konusu olduğunda bizim buna mesafe koymamız söz konusu olamaz. Bu Libya için de böyleydi" dedi. Suriye'de istikrarın zedelenmemesi ve geçiş sürecinin sağlıklı bir seyir takip etmesi için göçün olmamasını dilediklerini ifade eden Davutoğlu, "Herkes kendi yurdunda, şehrinde, kasabasında, köyünde huzur içinde yaşasın. Bizim arzumuz isteğimiz bu. Ama istenmeyen bir durum olduğunda da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin çok köklü bir tecrübesi vardır. Bunları her zaman biz değerlendiririz" dedi. Suriyelilerin bulundukları yerde mutlu olmalarını istediklerini söyleyen Davutoğlu, "Kökenleri ne olursa olsun, mezhepleri ne olursa olsun bütün Suriyeliler bizim kardeşlerimizdir. İnşallah böyle bir şeye ihtiyaç olmaz. Ama olduğu zaman dün akşam olduğu gibi ağırlarız, misafirimiz olurlar ve en kısa zamanda da geri dönerler" diye konuştu. Türkiye ile Suriye'deki yönetim arasında bir iletişim problemi olmadığını da kaydeden Davutoğlu, doğru gördükleri her şeyi muhataplarıyla paylaştıklarını belirtti. Davutoğlu şöyle konuştu: "Doğru olduğuna inandığımız şey nedir: sivil kayıpların olmamasıdır, halkla doğru iletişimler kurarak siyasal reformun, ekonomik sosyal reformun görünür sonuçlarının elde edilmeye başlanmasıdır. Doğru olan, güvenlik güçleriyle halkın karşı karşıya gelmemesidir. Bütün bunları paylaşıyoruz." Suriye yönetimine verilen telkinlerin karşılığının alınıp alınamadığı sorusu üzerine de Davutoğlu, diyalog anlamında bir karşılık aldıklarını, ancak daha etkin ve görünür sonuçların alınmasının önemli olduğunu vurguladı. Davutoğlu, "Vizesiz geçişlerin bir süreliğine askıya alınması gündeme geldi mi" sorusuna da "Hayır, söz konusu değil. Biz bu anlamda attığımız adımları geri almayız. Bu halklarımız arasında bariyer oluşturan her şeyi kaldıracağımızı söyledik. Önemli olan, Türkiye ve Suriye halklarının ilelebet dost kalması ve ilelebet birbirlerine gönüllerini, kapılarını ve evlerini açabilmesidir" diye cevap verdi.