Bakan Davutoğlu, "
Kapıları kapamayın, suçlamayın ve aynı zamanda da dinleyin" dedi.
Birleşmiş Milletler 65. Genel
Kurul çalışması için geldiği ABD'deki temaslarının son durağı Boston'da bulunan Davutoğlu, burada eğitim alan Türk öğrenciler ve
Türkiye hakkında çalışan Harvard
Üniversitesi
öğretim görevlileri ile biraraya geldi. Üniversite camiası ile yaptığı gün boyu görüşmelerin ardından Davutoğlu,
Harvard Üniversitesi'ne bağlı John F. Kennedy School'da konuşma yaptı. Türkiye'nin
Ermenistan ile olan sorunlarını çözebilmek için attığı adımları özetleyen Bakan Davutoğlu, bu çerçevede Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın '
Tarih Komisyonu kurulması' önerisi ile imzalanan
protokolü hatırlattı.
Bakan Davutoğlu, 2007 yılında İsviçre'de
Ermenistan ile yürütülen görüşmelere de atıfta bulunarak, ''Nihayet geçen yıl Ermenistan ile bir protokol imzaladık. Protokol hala geçerli'' diye konuştu. Protokolün imzalanmasından dolayı hem Ermeni, hem de Türk tarafının bazı politik sıkıntıları göğüslemek zorunda kaldığına işaret eden Bakan Davutoğlu, Türkiye'de Ermenistan ve
Kıbrıs konusunda statükonun olduğunu ancak kendilerinin bunu kırdığını söyledi. Davutoğlu,
ülke içinde statükolarla mücadele etmenin de siyasi bir risk olduğunu anımsattı.
ABD'nin en entellektüel şehri olarak bilinen Boston'da bugün Türk ve
Balkan dernekleri ile bir araya gelecek olan Davutoğlu, yarın New York'tan normal sefer sayılı
yolcu uçağı ile Türkiye'ye dönecek.
Harvard Üniversitesi'nde 200'den fazla akademisyen ve öğrenciye hitap eden Bakan Davutoğlu, burada önce Türk dış politikasını genel hatları ile anlattıktan sonra soruları yanıtladı. Ermenistan konusunda, var olan statükoyu değiştirmedeki amaçlarının Kafkaslar'da ve Ermenistan ile olan ilişkilerde yeni bir ortam oluşmasını sağlamak olarak açıklayan Bakan, ''Bizim ilişkilerimizde 3 seviyeli normalleşme olması amacındaydık. Birincisi; Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşmeyi dünyanın her tarafından sağlamak. Sadece Türkiye-Ermenistan arasında değil, Boston'da, California'da,
Arjantin,
Paris gibi her nerede Türk ve Ermeniler yaşıyorsa'' dedi.
Türk-Ermeni ilişkilerinde yalnızca belirli bir döneme takılı kalınmamasını isteyen Bakan Davutoğlu, iki milletin bin yıl süresince bir arada yaşadıklarına dikkat çekti. İki millet arasında hiç bir sorun yaşanmadığını söylemediklerini aktaran Davutoğlu, ''Bu iki millet 4. yüzyıldan itibaren birlikte yaşamaya başlamıştır. Bu iki millet arasında bir ırk ayrımı olduğunu göremezsiniz. 19. yüzyıla kadar. Hiçbir Türk şehrinde Ermeni Gettoları göremezsiniz'' şeklinde konuştu.
Ermeni - Türk geçmişi ile Avrupa'daki
Yahudilerin yaşadıkları arasında bir benzerlik kurulamayacağını savunan Davutoğlu, ''Öncelikle Ermeniler bizim kapı komşumuzdur'' şeklinde konuştu. 1915'de yaşananları 'trajedi' olarak tanımlayan Bakan Davutoğlu şöyle konuştu: ''Evet, biz bir acı yaşadık. Ve biz bu acıyı paylaşmaya hazırız. Ancak birileri bizi soykırım ile suçlar ya da 100 yıldır inkar etmekle itham ederse, aynı yıllarda Türklerin, Kafkaslarda ve Balkanlar'da yaşamış oldukları nedir? Bugün neden Türkiye'de
Boşnak, Gürcü, Arnavut var kendi ülkelerinden olduğundan daha fazla? Çünkü onlar da aynı şeyleri yaşadıkları için Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldılar. Ancak biz bugün Balkan milletlerini suçlamıyoruz, biz bugün Rusları Kafkaslar'da Abazalara, Çeçenlere neden
baskı yaptınız diye suçlamıyoruz Türkiye'ye gelmelerinden dolayı. Tüm Ahıska Türkleri Stalin döneminde vatanlarından
sürgün edildi. Ancak biz Rusları soykırım yapmakla suçlamadık, çünkü bunlar geçti ve biz bugün bu sıkıntıları paylaşmaya hazırız. Buradaki kritik şey, sadece hatıralar.''
''KAPILARI KAPATMAYIN VE DİNLEYİN''
Kendilerinin 1915 olaylarını tartışmaya, konuşmaya hazır olduklarını ifade eden Davutoğlu, ''Olayın yalnızca bir taraftan hikayesini anlatmayın. Bu olayda iki tarafın da hikayesini dinleyin. Fakat, kapıları kapamayın, suçlamayın. Dinleyin aynı zamanda'' şeklinde konuştu.
Türk - Ermeni ilişkilerinde
Suriye ile olduğu gibi bir yeniden yapılanmayı hedeflediklerini belirten Davutoğlu,
soğuk savaş döneminde Türkiye'nin güney komşusu ile olan sıkıntılarının Ermenistan ile olandan daha fazla olduğunu anımsattı. ''Ermenistan her geçen gün daha da fakirleşiyor'' diye konuşan Bakan, ancak kendilerinin komşuları olan Ermenilerle birlikte çalışmayı arzuladıklarını anlattı. Yeni Kafkaslar'nın olabilmesi ve normalleşmenin sürdürülebilme şartının karşılıklı saygı ve anlayışla mümkün olacağını dile getiren Davutoğlu, Azeriler ile Ermenistan arasında da normalleşmenin şart olduğunu kaydetti. Davutoğlu, ''Herkes birbirinin bölgesine saygı göstermeli, Ermenistan ve
Azerbaycan ilişkilerinin de normalleşmesi gerekiyor. Bu iki millet arasında normalleşme sağlanamaz ise bir ayaklı iş birliği olmuş olur'' diye konuştu.
Türkiye'nin bölgesinde barışı tesis etmek için çaba sarf ettiğini,
İsrail-Suriye ilişkilerini düzeltebilmek için üç yılda her iki ülkeye 30'dan fazla
seyahat ettiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti: ''Görüşmeleri ben yürütüyordum. Herşey çok iyi gidiyordu. Ancak bir gün İsrail
Gazze'ye saldırınca herşey değişti. Suriye - İsrail görüşmelerinde Gazze konu değildi. Ne İsrail Suriye'ye ne de Suriye İsrail'e saldırmıştı. Ancak bir sorun bir diğer sorunu etkiledi. Eğer barışı tesis edecek isek bölgede tüm diğer etkenleri de
kontrol etmek zorundayız.''
Hayallerinden birisinin, Kars'tan yola çıkan bir arabanın Erivan'a, oradan da Bakü'ye gitmesi olduğunu anlatan Davutoğlu, Türk - Ermeni ilişkilerinde sıfır problem arzuladığını kaydetti. Bakan, ''Ermenistan bölgede barışı tesis etmek istiyorsa eğer Azerbaycan ile barış yapmalı. Yüzde 20 işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıkmalı'' diye konuştu.
"GAZZE AÇIK HAPİSHANE"
Bir öğrencinin, ''Biz Amerikalılar sizin ve Sayın
Başbakanın (
Recep Tayyip Erdoğan) Gazze'ye gönderilen gemiler için çabalarınızdan çok memnunuz. Gazze'de acı çeken
Filistinliler sorunuyla alakalı olarak Türk dış politikası bundan sonra ve gelecekte nasıl bir yol takip edecek'' şeklindeki sorusuna Bakan Davutoğlu, ''Bilmeliler ki (İsrail'i kast ediyor) Filistin insanı yeterince acı çekti. Bugün Gazze'deki Filistinlilerin sayısı 1 milyon 500 bin civarında. Bu insanlar açık
hapishanede yaşıyor" dedi. İsrail'in Gazze'ye saldırısında çocuk cesetleri gördüğüne dikkat çeken Davutoğlu, İsrail askerinin fosfor silahı kullandığını hatırlattı. ''Bu kabul edilemez'' diyen Bakan Davutoğlu, hiçbir demokratik ülkenin
sivil toplum kuruluşuna yapacağı yardımlar konusunda
yasak getiremeyeceğini ifade etti. Filistin halkının çekmiş olduğu acılar için "Yeter artık" diyen Bakan Davutoğlu, ''Filistin çıkmazı dünyadaki tüm sorunları etkiliyor. Bu sorununun mutlaka çözümü olmalı. Bu çözüm ise iki devletli çözümdür'' şeklinde konuştu.
Doğu Kudüs'te Yahudi yerleşimlerinin yasal olmadığından bahseden Davutoğlu, bunun için moratoryum verilmesini eleştirdi.
Pakistan ile ilgili soruya ise Bakan Davutoğlu, ''Pakistan'ın acısı bizim acımızdır. Pakistan halkına
hizmet etmek kendi milletimize hizmet etmektir bizim için'' dedi.