"Bir şeyler yapılmadığı, gereken önlemler alınmadığı taktirde,
Ankara'nın
Washington ile yollarının bir daha kolay kolay birleşmeyecek şekilde ayrılmak üzere olduğunu hissettim."
İsrail ve bu
ülkenin uzantısı sayılan
Yahudi Lobisi, özellikle
Türkiye ile ilişkiler konusunda Washington'u
kontrol ediyor, politikaları yönlendiriyor. Hemen her alanda hakim durumdalar. İsrail'e düşman bir ülke ile dost olan herkes de
Yahudi Lobisi'ni karşısında buluyor.
Türkiye, kendine göre doğru bulduğu politikalar izliyor, ancak bu politikalar Washington-
Tel Aviv ekseninde farklı görülüyor. Bu nedenle de, Türkiye, Washington'daki konumunu hızla kaybediyor.
Bu noktaya gelmesinde de, Yahudi Lobisinin büyük etkisi var.
Türkiye'nin, İsrail'i yok edilmesi gereken bir ülke olarak gören
İran ile yakınlaşması ve Mavi
Marmara Gemisi olayı, Yahudi Lobisinin Ankara'yı “istenmeyen ülke” olarak nitelemesine yetiyor.
...
Hedefte, hem
İslam hem de Davutoğlu var...
Amerikan siyasi yaşamında Cumhuriyetçilerin etkilerinin artması da, Ankara için kötü haberler getiriyor. Hele Eric Edelman gibi, ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi, muhafazakarların ve Yahudi lobisinin çok önem verdikleri bir ismin, şimdiye kadar kapalı kapılar arkasında söylediklerini şimdi açıkça söylemesi ve “Ak Parti'yi artık şımartmaktan vaz geçmeliyiz” demesi, Washington'daki
alarm zillerinin çalmaya başladığının çok tipik bir örneğidir. Bu, küçümsenmemesi gereken bir gelişmedir.
Edelman gibi geçmişte Türkiye'yi daima destekleyen muhafazakarlar şimdi ateş püskürüyorlar ve
hedeflerindeki isim de,
Dışişleri Bakanı Davutoğlu. Türkiye'nin yönünü değiştirdiğine ve dış politikaya İslamcı ideolojisini soktuğuna inanılıyor.
Bu
kampanya devam ettiği taktirde, Davutoğlu'nun çok daha açık bir hedef haline gelmesini bekleyebiliriz.
Türkiye'nin müslümanlığı hatırlanır oldu...
Konuşmalarım sırasında beni hayretler içinde bırakan noktalardan bir diğeri de, belirli çevrelerde Türkiye'nin
Müslümanlığının olumsuz şekilde hatırlanmaya başlanmasıydı.
Amerika için en büyük milat, El-Kaide'nin 11
Eylül saldırısıdır. Bu olaydan sonra, Amerika için İslam tehlikeli bir din konumuna sokuldu. Müslüman ülkelere farklı bakılmaya başlandı. Bunların içinde, aynı potaya Türkiye konmazdı. Bu defa, Türkiye'nin de özellikle İran ile aynı resmin içinde görüldüğünü gözetledim.,
Bir şeyler yapılmadığı, gereken önlemler alınmadığı taktirde, Ankara'nın Washington ile yollarının bir daha kolay kolay birleşmeyecek şekilde ayrılmak üzere olduğunu hissettim.
Bu da beni korkuttu.
MEHMET ALİ BİRAND- POSTA GAZETESİ