Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu, Türk ekonomisinin batıda
Almanya,
Fransa ve
İtalya, kuzeyde
Rusya, doğuda da Çin ve
Hindistan'ın gerisinde kalan Afro-
Avrasya bölgesindeki en büyük ekonomi olduğunu belirterek, ''Biz bütün bu coğrafyalarda tam anlamıyla
ekonomik entegrasyon istiyoruz'' dedi. Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığının 2011
Mali Yılı Bütçe Tasarısının
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunumunda yaptığı konuşmada, Türk dış politikasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Türk dış politikasının yöntem olarak iki ana hedefi bulunduğunu, bunlardan birisinin önleyici barış diplomasisi çerçevesinde, çevre bölgelerde ve küresel alanda çıkabilecek muhtemel krizleri önlemeye çalışmak olduğunu vurgulayan Davutoğlu, artık dünyada küresel düzene karşı
Türkiye'nin ''düzen kurucu bir aktör'' olarak yer almasını istediklerini söyledi.
İki kutuplu düzenin dağılmasının ardından 90'lı yıllarda çok ciddi krizler yaşandığını ancak bunların dondurulduğunu, büyük çabalara rağmen yeni bir düzenin de kurulamadığını vurgulayan Bakan Davutoğlu, 2000'li yıllarda dahi yeni küresel düzenin oluşturulamadığını, BM reformunun yapılamadığını dile getirdi. Dünyada siyasal krizlerin yanında ekonomik krizlerin de yaşandığını ve ekonomik krizlerin sosyal krizlere dönüştüğüne, kültürel konuların da ayrı bir sorun oluşturduğuna dikkati çeken Bakan ''
Avrupa merkezli kültür dışındaki diğer
medeniyet havzalarındaki yeni kültürel hareketlilik, bir arada yaşama sorununu sadece bu bölgelerde değil, büyük şehirlerde de ortaya çıktı'' dedi.
Davutoğlu, şunları söyledi:
''Yani artık sadece Saraybosna'da yaşanan kültürel, dini ya da mezhebi gerilim değil,
Londra,
Paris,
New York sokaklarında da kültürlerin yan yana yaşamasından dolayı yeni arayışlar söz konusu oldu. Yükselen
ırkçılık ve aşırı akımları bu çerçeveye alabiliriz. Biz, Türkiye olarak bütün bu küresel sorunlara katkı sağlamaya hazırız. Çünkü bunların tırmanmasından en çok etkilenen
ülkelerin başında geliyoruz. Biz, küresel düzenin temel ilkelerinin yeniden gözden geçirilerek daha katılımcı bir BM düzeninin ortaya çıkmasını hedefliyoruz.
Bu çerçevede, BM
Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği için çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Türkiye, artık sık sık aynı diğer yükselen güçler gibi BM
Güvenlik Konseyi üyesi olmaya kararlıdır. 2015-2016 ya da 2019-
2020 dönemleri için yeniden
aday olmayı düşünüyoruz.''
MEDENİYETLER İTTİFAKI PROJESİ BM'DEN SONRA EN KAPSAMLI GRUP
Davutoğlu, Türkiye'nin çok önemli uluslararası örgütlerde üst düzeylerde görevler aldığını, dün de
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Başkanlığını üstlendiğini, böylelikle bu kadar önemli bir kurumun hem yasama hem de yürütme organında yine Türkiye'nin bulunacağını kaydetti.
Küresel ekonomik düzenin merkezinin giderek G-20 olduğunu söyleyen Davutoğlu, G-20'nin öneminin ve rolünün artmasından memnun olduklarını ifade etti. Davutoğlu, Türkiye'nin IMF Yönetim Kurulu'nda kalıcı bir üyelik alması için çalışmalarını sürdüğünü söyledi.
Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Türkiye, şu anda eğer zihnimizde bir dünya haritası tasavvur edersek Almanya, Fransa ve İtalya batıda bir çizgi oluşturursa kuzeyde Rusya, Doğuda'da Çin ve Hindistan, geri kalan bütün
Afro-Avrasya'nın en büyük ekonomisi Türk ekonomisidir.
Biz, bütün bu coğrafyalarda tam anlamıyla ekonomik entegrasyon istiyoruz. Bütün bu bölgelerde insan ve malların tam serbestliğini istiyoruz. Serbest vize, serbest ticaret istiyoruz. Bu bizim güçlü müteşebbisimizin hareket kabiliyetini artıracaktır ve bizim uluslararası alandaki konumumuzu takviye edecektir.''
Bakan Davutoğlu, Medeniyetler İttifakı projesinin çok önemli olduğunu, 120'ye yakın ülke ve örgütün bu girişimin bir parçası haline geldiğini belirterek, ''Medeniyetler İttifakı şu anda BM'den sonraki en kapsamlı grubu oluşturmaktadır''dedi. Davutoğlu, bu çalışmaları aynı etkinlikte sürdürmeye kararlı olduklarını söyledi.