Anlaşma ile bölgesel ve küresel barışta çok önemli bir eşiğin aşıldığını aktaran Davutoğlu,
anlaşma ile büyük bir fırsatın ele geçirildiğini, daha önce kaçan fırsatlar gibi bu fırsatın da kaçırılmaması gerektiğini söyledi. Anlaşma ile Uluslararası
Atom Enerjisi Kurumu (
UAEK) ve P5 artı 1'in
yaptırımın uygulanmaması konusundaki taleplerinin karşılandığını vurgulayan Davutoğlu, tüm bunlara rağmen BM
Güvenlik Konseyi'ni
İran'a yaptırım uygulanması önerisi gelirse
Türkiye'nin bunun yanında olmayacağını aktardı.
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu, İran ile yapılan Uranyum
takası anlaşmasının ardından geldiği İstanbul'da
basın toplantısı düzenledi. Four Seasons Otel'de düzenlenen toplantıda Davutoğlu, Türk Dış Politikası'nın son dönemde izlediği seyir ve İran ile
imzalanan tarihi anlaşma ile ilgili bilgi verdi.
Son dönemde Türkiye'nin son derece hareketli bir dış
politika takvimi aktivitesi yaşadığını vurgulayan Bakan Davutoğlu, toplantıyı, bu doğurltuda bir bilgilendirme gereği hissettikleri için gerçekleştirdiklerini belirtti.
Davutoğlu'nun toplantıdaki ana konusu ise İran, Türkiye ve
Brezilya arasında imzalanan 'Uranyum Takası' anlaşması oldu.
Dün İran'ın başkenti Tahran'da Uranyum Takası ile ilgili imzalanan anlaşmanın büyük bir önem ifade ettiğini belirten Davutoğlu, anlaşma ile küresel ve bölgesel barış için son derece önemli bir
psikolojik eşiğin aşıldığını vurguladı. Anlaşmanın hazırlanması, imzalanması aşamalarında büyük çabalar sarf edildiğini aktaran Bakan Davutoğlu, alınan sonucun doğru okunması gerekliliğini şu cümlelerle vurguladı: "Alınan sonucun hem İran, hem P5 artı 1 tarafından hem ABD olmak üzere doğru okunması ve ortaya çıkan yeni durumun takdirler değerlendirilmesi lazımdır. Geçmişte bir çok fırsatlar kaçmış olabilir. Bu gün bu fırsatın kaçırılmasına izin verilmemesi lazım."
Dünkü anlaşmanın sadece bir iyi niyet beyanı olarak algılanmasının yeterli olmayacağını aktaran
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Son derece önemli bir adım atılmıştır. Haftalarca aylarca
müzakereler sonucunda elde edilmiş bir metin var elimizde. Bu metin neyi sağlıyor? Ona bakalım. Bu metin İran'dan son 10 aydır Uranyum değiş tokuşu konusunda talep edilen 3 temel unsuru sağlamaktadır. Ne istiyordu uluslararası
toplum, P5 artı 1, UAEK, ABD İran'ın 1200 kilogram Uranyum'u bir seferde
ülke dışında bir üçüncü güvenli tarafa emanet etmesini istiyordu. Burada üç unsur 1200 kilogram olacak daha az olmayacak. Dünkü metinde 1200 kilogram net olarak yer almıştır. İki bir seferde olacak. İran dün bir seferde 1200 kilogramın
yurt dışına çıkmasına onay vermiştir. Üç bu bir avans olarak verilecekti. Yani önce
Viyana Grubu 1200 kilogram zenginleştirilmiş Uranyum'u hazırlayacakta sonra İran değiş tokuş yapacak değil. İran bunu avans olarak depozito olarak Türkiye'ye verecek. Uluslar arası toplumun bu konudaki en önemli ilkesel talebi karşılanmış durumdadır. Artık bu konuda spekülasyon yapılmaması lazımdır. Bize iletilen talepler bunlardır." ifadesini kullandı.
Anlaşmada uluslararası toplumun istediği 3 unsurun karşılanmasının yanı sıra bir takvimin de belirlendiğine dikkat çeken Davutoğlu, 1 hafta içinde İran'ın UAEK'na bu konuda iradesini yansıtan bir metin göndereceğini, Viyana grubunun onayı sonrasında da bir ay içinde en geç Uranyum'u Türkiye'ye vereceğini, Uranyum'un ise en fazla Türkiye'de 12 ay kalacağını bu sürenin bitiminde yüzde 20 zenginleştirilmiş Uranyum'un Türkiye'ye oradan da İran'a verileceğini dile getirdi.
GÜN YENİ ŞÜPHE VE SUÇLAMALAR GÜNÜ DEĞİLDİR
Her şeyin bir takvim gereğince işlediğini belirten Bakan Davutoğlu, "Ortada bir belirsizlik söz konusu değildir. Net bir siyasi irade vardır. Türkiye ve Brezilya gibi son derece uluslararası itibari yüksek ve verdiği sözü söz olan ülkeler imza atmıştır. Bu bir takvime bağlanmıştır. Gün yeni şüphe beyanları, karşılıklı yeni suçlamalar günü değildir. Karşılıklı çabalar ve yoğun
emeklerle son derece önemli bir başarı elde edilmiştir. Gün bütün tarafların sorumluluk duygusu içinde oturup bu başarı üzerinde barışı tesis etme günüdür.
İran yönetimi ve halkının Türkiye'ye duyduğu güveni bu anlaşma ile ispat ettiğine vurgu yapan Bakan Davutoğlu, Türkiye olarak bu güvenin hakkını vereceklerini kaydetti. Bundan sonra atılacak adımların
soğuk kanlı ve taahhüdlere uygun bir şekilde yürütülmesinin büyük önem taşıdığını belirten Davutoğlu, Brezilya Dışişleri Bakanı
Celso Amorim ile ortak imzaladıkları bir metnin BM
Güvenlik konseyi üyelerine tevdi edilerek BM metni haline dönüştürüleceğini aktardı.
Açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Davutoğlu,
Rusya dahil bir çok batılı ülkenin anlaşmada İran'ın Uranyum zenginleştirmeyi durduracağı taahhüdü bulunmadığını yönündeki eleştirilerini hatırlatması üzerine nükleer enerjiyi barışçıl yolarda ve UAEK koordinesinde kullanmanın her ülkenin hakkı olduğunu söyledi. Davutoğlu, bunun dışında
şüpheli ülkeler, güvenilir ülkeler ayrımı yapmanın doğru olmayacağını vurguladı. Davutoğlu, varsa açık ve net delillerin ortaya konması gerektiğine dikkat çekti.
İmza atılmasının ardından İran Atom Enerjisi Kurumu'ndan
uranyum zenginleştirmeye devam edecekleri yönünde açıklama geldiğinin hatırlatılması üzerine Davutoğlu, Türkiye, İran ve Brezilya'nın üzerinde müzakere ettiği konunun uranyum zengilşetirilmesi sorunu değil uranyum takası olduğunu anlattı. Davutoğlu bütün hedeflerin bir anda bir pakette ulaşılmasının mümkün olmadığını bildirdi.
Basın mensuplarının anlaşmaya rağmen BM
Güvenlik Konseyi'nde İran'ya yönelik
yaptırımların
gündeme gelmesi halinde Türkiye'nin tutumunu sorması üzerine Davutoğlu, şimdiye kadar Türkiye'ye söylenenin İran'ın 1200 kilogram uranyumu şartsız bir şekilde bir seferde vermesi halinde gerekli güven ortamının oluşacağı yönünde olduğunu ifade etti. Türkiye'nin bunun için bu kadar önem sarf ettiğinin altını çizen Davutoğlu, "Bütün bunlar olduktan sonra hala yaptırım gibi olumsuz bir gündem olacaktıysa niçin uğraştık. Bunu sorma hakkımız var. Niçin bu kadar çaba sarf edildi. Niçin sayın Baş
bakanımız bütün programlarını keserek bir günde 4 ülkeyi ziyaret etti.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı çok boş vakti olup da bu tür boş çabalar gösterecek bir lider midir? Ya da bizlerin başka uğraşacak
dış politika gündemi yok. Bunu bir sitem anlamında söylemiyorum. Gerekirse günü 25 saate haftayı 8 güne çıkarırız. Ama bize tarafların verdiği taahhüdlere herkesin saygı göstermesi lazım. İran dünkü taahhüdüne sadık kalacaktır. P5 artı 1 de İran'ın taahhüdüne güvenerek olumlu gündem peşinde olmalıdır. Eğer olumsuz yaptırımlar yönünde seyir takip edilecek olursa İran'ın buna göstereceği tepkiler bütün o emek vererek sağladığımız psikolojik zemini aşındırır. Bunun yapılmaması lazım. Eğer böyle bir şey yapılırsa biz bunun içinde olmayız." (CİHAN)