Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu,
Mısır'ın huzur ve refahının
Türkiye için stratejik bir
hedef olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu
ülke ile ilgilenmesini kimsenin bir müdahale olarak algılamaması gerektiğini söyledi.
Bakan Davutoğlu, bugün 47.
Münih Güvenlik Konferansı çerçevesinde
Ukrayna,
Romanya ve
İsviçre dışişleri
bakanlarıyla gerçekleştirdiği ikili görüşmelerden sonra Türk gazetecilere yaptığı açıklamada, bir gazetecinin Mısır
Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün "Türkiye'nin içişlerine karışmamasını" söylediğini hatırlatması üzerine, "Mısır bizim için tarihi köklere dayanan kardeş ve dost bir ülkedir. Mısır'ın huzuru, refahı, Mısır halkının huzuru bizim için stratejik bir hedeftir. Bunu kimsenin bir müdahale olarak algılamaması lazım. Bölgedeki her gelişme bir diğeri ile ilişkilidir. Mısır'da yaşanan gelişmelerden Türkiye ne kadar yakından etkilenmiş ise Türkiye'deki gelişmelerden de
bölge etkileniyor" dedi.
Herkesin artık Türkiye'nin yer aldığı bölgede ortak bir alanı, ortak bir bir geleceği paylaştığını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bunları biz dış müdahale gibi görmüyoruz. Dostça, kardeşçe tavsiyeler olarak görüyoruz. Dikkat ederseniz, Sayın
Başbakanımız sadece Mübarek'e değil, Mısır halkına da seslendi. Tüm bu sürecin barışçı yollardan olmasının ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Ama artık Mısır halkının bazı haklı talepleri varsa, bunların da gözönüne alınması gerektiğini söyledik. Bunları biz kardeşçe, dostça girişimler olarak algılıyoruz. Biz bunu böyle görüyoruz, böyle algılanmasını bekleriz, isteriz. Çünkü biz Türkiye'nin olduğu kadar komşu ülkelerimizin geleceğini de ortak kaderimiz olarak görüyoruz. İnşallah bu süreç tüm Mısır'da barışçı bir şekilde tamamlanır. Mısır halkının talepleri barışçı yöntemlerle hayata geçirilir. Ve Mısır dost ve güçlü bir ülke olarak bundan sonra daha güçlü olarak kendisi istikrarına kavuşur. Bizim hedefimiz bu. Türkiye'nin bunun dışında hiç bir zaman başka bir gündemi olmamıştır."
Türkiye'nin bu konuda önemli bir rol oynamaya hazır olup olmadığı şeklindeki bir soruya karşılık da Davutoğlu, "Biz tabii ki çevremizdeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ancak bizim kendimizden menkul bir görev üstlenmemiz sözkonusu değildir. Bu gelişmeleri yakından takip ederek, icab ettiği takdirde pozitif katkı yapmayı da hiç bir zaman
ihmal etmedik, etmeyiz" diye
yanıt verdi.
Davutoğlu, Almanya'da yaşayan Türklerin Türkiye'deki seçimlerde oy kullanabilmesinin mümkün olup olamayacağı şeklindeki bir soru üzerine de, "Bu konu Bakanlar Kurulunda ele alındı, bu konuda bazı çalışmalarımız oldu. Tabii bunun yasal ve
teknik boyutu var. Önce şunun bilinmesini isterim. Sayın Başbakanımızın ve hepimizin kanaati bu. Vatandaşlık haklarının mümkün olan en hızlı şekilde sağlanması bir görevdir. Dolayısıyla bunu bir temel hak olarak görüyoruz. Bunun yasal çerçevesini teknik olarak nasıl gerçekleştirebiliriz, onun için çalışmaya gayret ettik. İnşallah bu konuda daha fazla bir mesafe alma imkanı hasıl olur, ama çok yaygın bir vatandaş grubunun teknik olarak yaygın bir alanda oy kullanmak zorunda olduğu için bunun bir
hazırlık süreci olduğunu kabul etmek lazım. Ama tabii ki bu bizim benimsediğimiz önemli bir ilkedir" dedi.
-İKİLİ GÖRÜŞMELER-
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Ukrayna Dışişleri Bakanı Konstantin Gryşenko ile
vize muafiyeti ve serbest dolaşım konularını ele aldıklarını, bu görüşmenin daha önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ukrayna'ya yaptığı ziyaret sırasında yapılan görüşmenin bir devamı niteliğinde olduğunu belirterek, Ukrayna'lı bakanın
Nisan ayında da Türkiye'yi ziyaret edeceğini söyledi.
Romanya'lı meslektaşı Teodor Baconschi ile Romanya'nın
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütünün dönem başkanı olması sebebi ile yapılacak çalışmaları ele aldıklarını ifade eden Davutoğlu, İsviçre Konfederasyonu Başkanı ve Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Re ile de
İran ile ilgili olarak yapılan görüşmeleri ve Türkiye-
Ermenistan ilişkilerindeki gelişmeleri ele aldıklarını ifade etti.
Davutoğlu, yarın da ABD Dışişleri Bakanı
Hillary Clinton'ın yanısıra
Fransa,
Bulgaristan ve
Azerbaycan dışişleri bakanlarıyla görüşeceğini, fırsat bulunduğu takdirde BM Genel Sekreteri
Ban Ki-mun ve NATO Genel Sekreteri Anders Fogh
Rasmussen ile de görüşeceğini kaydetti.