Yazısında uzun yıllar yaptığı kamu görevini saygın bir şekilde tamamladıktan sonra emekliye ayrıldığından bahseden Hasan Subaşı, meslek yaşamı boyunca tarafsız olması gerektiği halde bunu yerine getirmediğini
itiraf etti.
Türkiye gibi bir coğrafyada tarafsız olunamayacağını savunan Subaşı, köşesinden şu sözlerle seslendi: "Esasen taraf olmalı, cumhuriyetçiler,
devrimciler bu vatanın asıl sahipleri sayılmaz mı? Kaç kişi bizim gibi düşünürse düşünsün asıl olan odur. Devrimleri herkese ezberletmek, tehlikeli tırmanışa dur demek gerekir…
Çağdaş hukuk, evrensel hukuk, AB normları ve batının zihniyeti bizi bölebilir. İyi ki ordumuz bunlara hiç göz açtırmıyor. İyi ki
darbeler yapıp karşı devrimcileri iktidardan uzaklaştırıyorlar... Demokrasi ve
özgürlük de neymiş, bu kadar gericisi, cahili olan topluma daha fazla
demokrasi ve söz hakkı doğru değil. Hem kendisini yok edecek fikirlere özgürlük tanıyan rejim olur mu?"
Türkiye'nin bugün geldiği noktada darbe yapmanın zorlaşmasına karşın, yargı yoluyla engellemenin olanaklı olduğuna işaret eden Subaşı, hükümeti
Kürt,
Ermeni, alevi açılımları konusunda samimi bulmamakla itham ettiği yazısını şu sözlerle sürdürdü: "Bunlar iyi niyetli olamaz… Bunlar karşı devrimci… oy verenler bilinçli değil yarım demokrasi bile başımıza ne işler açıyor. Bir de tam demokrasi istiyorlar. Acaba demokrasi bir çok sorunumuzu gerçekten çözer mi?" (CİHAN)