Darbeciler, Atatürk'ün kurduğu
Türkiye Cumhuriyeti'nin adını da resmen değiştirmiş. Darbenin ardından
TBMM'yi ele geçiren
darbeciler, 'İkinci Cumhuriyet'i ilan etmiş. Bu durum, devletin resmi
kayıtlarına da geçmiş. Buna göre, Darbenin ardından kurulan Milli Birlik Konseyi ve ardından gelen 2
sivil hükümet döneminde
Meclis'te alınan kararlar ve kararnameler, 'İkinci Cumhuriyet' dönemi diye kayıt altına alınmış. Bu kayıtlar halen Meclis Arşivi'nde muhafaza ediliyor.
Türkiye'deki bütün darbelerin 'anası' olarak nitelendirilen 27
Mayıs Darbesi'ni yapanlarca idam edilen dönemin
Başbakanı Adnan
Menderes,
Dışişleri Bakanı Fatin
Rüştü Zorlu ve
Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın ölümünün üzerinden tam 50 geçti. Ancak o günden bu yana her geçen gün darbenin bir başka boyutu ortaya çıkıyor, ülkede meydana getirdikleri tahribatı gözler önüne seriyor. Bunlardan biri de darbenin hemen ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin adında yapılan değişiklik geliyor.
Cihan Haber Ajansı muhabirinin ulaştığı belgelere göre, devletin resmi kayıtlarında Meclis'te dört yıla yakın süre boyunca alınan kararlar, 'İkinci Cumhuriyet' olarak adlandırılmış.
İKİNCİ CUMHURİYET DÖNEMİ YAŞANMIŞ
27 Mayıs Darbesi'nin ardından ikisi cunta lideri
Cemal Gürsel başkanlığında Milli Birlik Komitesi'nce iki dönem sivil olmayan hükümet kuruldu. Daha sonra
Orgeneral Emin Fahrettin Özdilek, 26
Ekim 1961'de
Cemal Gürsel'in
Cumhurbaşkanlığı görevi başladığı için
Başbakanlık makamının boşalması üzerine 27 Ekim 1961 – 20
Kasım 1961 tarihleri arasında geçici olarak bu görevi yürüttü. 10 Ekim 1961'de yapılan genel seçimlerden sonra oluşturulan yeni Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nde İsmet
İnönü çoğunluğu sağlayamamasına rağmen hükümeti kurdu. İsmet İnönü, bu görevi 20 Kasım 1961'den 25
Aralık 1963 yılına kadar iki dönem halinde sürdürdü. Ancak bu üç yıllık dönem kayıtlara farklı olarak geçmiş. Çünkü bu dönemlerde TBMM tarafından alınan kararlar ve kararnameler, daha öncekilerden farklı olarak tutulmuş. Meclis'in kararları ve yapılan yazışmalar, 'İkinci Cumhuriyet Dönemi' olarak tasnif edilmiş. Bunlar, kayıtlara da bu şekilde geçmiş. Bu kararlar, Türkiye'nin beyni olarak adlandırılan
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Arşivleri'nde yine 'İkinci Cumhuriyet' adını taşıyan dosyalarda arşivleniyor. Bu arşivler, halen arşivlerde muhafaza ediliyor. Böylece zaman zaman İkinci Cumhuriyet tartışmalarının yaşandığı Türkiye'de aslında bu aşama 50 yıl önce yaşanmış.
GÜRSEL, İLK KONUŞMASINDA BUNUN İŞARETİNİ VERİYOR
Cunta lideri Cemal Gürsel, Meclis'in gele geçirilmesinin ardından yaptığı konuşmada bunun ilk işaretlerini vermişti. Darbenin hemen ardından 27 Mayıs
1960 darbesi sabahı sonra
İstanbul ve
Ankara üniversiteleri Hukuk fakültelerinin
öğretim üyeleri Ordinaryüs Profesör Sıddık Sami Onar, Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Prof. Ragıp Sarıca, Prof. Naci Şensoy, Prof. Hüseyin Nail Kubalı, Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, Doç. Dr. İsmet Giritli, Prof.
İlhan Arsel, Prof. Bahri
Savcı, Prof. Muammer Aksoy ve hocalarına
yardım eden
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi asistanı (eski YÖK Başkanı) Prof. Erdoğan Teziç'i kabul etti.
Ord. Prof. Sıddık Sami Onar,
heyet adına, "Bugün içinde bulunduğunuz durumu adi ve siyasi bir hükümet darbesi saymak doğru değildir." şeklinde konuşmuştu. Cemal Gürsel, 30 Mayıs 1960'da TBMM Genel Kurulu'nda okunan programda 'İkinci Cumhuriyet' tanımını ilk kez şu "İkinci Cumhuriyet'in Anayasa'sı, ilmin ve geçmiş uzun yılların acı tecrübelerinin ışığı altında, memleketin mümtaz ilim adamlarının geceli gündüzlü çalışmaları ile…" ifadesi ile bu durumu dile getirmişti.
27 Mayıs'ın dehşetini tarihçi
Mustafa Armağan Tarih Aynası programında anlatmıştı :