12 Eylül'ün “toplum mühendisliği planı Ataköy”
Gazeteci-
Yazar Ahmet
Ünal tarafından kaleme alınan, “Gizli
Atatürkçülük Projesi /Ataköy
Planı” isimli kitapta, Atatürkçülük ideolojisinin 1985 yılında alınan gizli bir planın sonucu topluma benimsetildiği ilk kez yayınlanan belgelerle iddia ediliyor. Ünal'a göre, “Ataköy Planı” bugün bile uygulanıyor…
Gizli Ataköy Planı, Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği'ne bağlı Toplumla İlişkiler Başkanlığı(TİB) tarafından hazırladı. 1985 yılında hazırlanan MGK direktifinin resmi amacı şöyle belirtiliyor: “Türk Toplumunun Atatürkçü Düşünce Doğrultusunda Yetiştirilmesi ve Güçlendirilmesi”
12 Eylül yönetimi hükümeti yıkmayı ve TBMM'yi lağvetmenin ötesinde bütünüyle toplumu değiştirmeyi hedefliyordu. Gençlerin sağcı veya solcu olmasından bıkan komutanlar, “toplum yetiştirmek” için bir plan hazırladı.
Ataköy Planı ile
ders kitaplarında, okul ve resmi işyerlerinin en görülen yerlerinde, memur ve
işçi alımı sınavlarında, TV ve sinemalarda, kısaca her yer ve zamanda toplumun ‘Atatürkçülük' propagandasına tutulması planlandı ve halen de uygulanıyor. İlk kez bir “toplum mühendisliği” çalışması bütün detaylarıyla kamuoyuna yansıyor.
Plan gereğince;
Milli Eğitim, İçişleri,
Kültür ve Çalışma bakanlıkları ile YÖK ve TRT'ye önemli görevler yüklendi.
Ünal, yeni çıkan kitabında konuyla ilgili şu bilgileri veriyor;
Atatürkçülüğe NATO standardı
“1980 öncesinde üniversite ve liselerde kendisini ‘Atatürkçü' olarak tanımlayan gençlere pek rastl
anmazdı. Atatürkçülükle ilgili faaliyet gösteren ilk ciddi
dernek Atatürkçü Düşünce Derneği adıyla 1989 yılında kuruldu.
Darbeciler, Komünist, Ülkücü ve Akıncı olarak kamplara ayrılan gençlere yeni bir ideoloji benimsetmek niyetindeydi. Komünizm'e karşı ‘zorunlu din kültürü dersi' ve Türk Milliyetçiliği sorununa karşı da ‘Atatürk Milliyetçiliği' alternatifi ortaya çıkartıldı. Devletin iç ve dış
siyasetine uyumlu ‘ılımlı
dindarlık'
teşvik görürken, devleti ve toplumu, tarikat ve cemaatlerden uzaklaştırmayı da
ihmal etmedi. Bir anlamda “NATO standartlarında Atatürkçülük” isteniyordu. 80'li yılların Komünizm tehlikesine karşı, Türkçü ve ‘aşırı dindar' olmayan ancak antikomünist Atatürkçüler yetiştirilmek istendi. Ataköy Planı'nın ‘konsept konuları' olarak adlandırılması bile aynı askeri anlayıştan kaynaklanmaktadır..
Atatürk hayattayken ve öldükten sonra 1950'ye kadar geçen sürede ‘Atatürkçülük' kavramına rastlanmaz.
CHP ile bağlantısı hep tartışılan Ticanilik hareketi sonrasında siyasi hayatımıza giren “Atatürkçülük” kavramı, 1980'den sonra devletin resmi ideolojisi haline dönüştürüldü.
Her devletin toplumuna önerdiği bir doktrin veya ideolojik
model olabilir. Bunu anlayışla da karşılayabilirim. Dayatılan ideoloji, doğru ve tutarlı olsa bile gizli kararlarla kabul ettirilmek istendiğinde bunun adı dayatma veya en hafif tanımıyla ‘toplum mühendisliği' olur.
Dikte edilen görüşün tartışmaya açık olması, sözkonusu düşünce sisteminin hatalarını düzeltmesine, eksiklerini tamamlamasına ve açıklarını kapatmasına fırsat verir. Gizli
kapaklı işler ise dayanağı ne olursa olsun her zaman yozlaşmaya mahkumdur.
Plan başarılı oldu mu?
Plan, önemli oranda başarı da kaydetmiştir. Bu yönüyle dünyada eşine rastlanmayan bir ‘toplum mühendisliği' başarısıdır.
Başarının Atatürkçülük düşüncesinin toplumda karşılık bulmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Sadece askerler değil
sivil kesimler arasında da “Atatürkçülük” adına yapılanların yetersizliğini savunanların bulunduğu da bir olgudur.
Kararları uygulayan Toplumla İlişkiler Başkanlığı (TİB), 2003 yılında kapatıldı belki de Genelkurmay'a taşındı demek daha doğru olur Görevi; “topyekûn devlet çapında
psikolojik harekat yapmak” idi. Kapatıldığında 20 farklı operasyonunun sonlandırıldığı söylenir. Fakat Ataköy Projesi halen devam ediyor.
Bu tür kararların gizli alınmasının suç teşkil ettiğini düşünüyorum. Gazeteci olarak devletin güvenliğini ilgilendiren, askeri sır kapsamındaki bilgilerde özen gösteriyoruz. Burada yapılan ise toplumdan gizli kapaklı toplum yetiştirme projesidir. Toplum neye göre yetiştirildiğini (!) bilmelidir.
Okulda okuduğunuz her kitapta, memur ve işçi olmak için girdiğiniz her sınavda, TV ekranlarında, izlemek için gittiğiniz sinemalarda, özetle hayatınızın her köşesinde gizli “Ataköy Planı” ile karşılaşıyorsunuz.
‘Konsept konuları' ve ‘vazifeye yönelik konular' olarak da bilinen kararlar güncellenerek gününüze kadar geldi. Son olarak Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan'ın, “müfredata tam yansıtılmadığı” için “değişik kanallardan” uyarılmasına da bu kararlar sebep oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı, ilkokul,
ortaokul ve liselerde okutulan ders ve yardımcı ders kitaplarına, “konsept konuları”, (vazifeye yönelik konular) kapsamında Atatürkçülük pasajları yerleştirdi.
“Atatürk'ü anma” bölümleri bütün önemli gün ve gecelerin programına girdi.
Üniversitelerde Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve
Araştırma Merkezleri kuruldu.
Memur ve işçi alımlarında, “Atatürk İlke ve İnkılapları” işe girmenin şartları arasına alındı.
Bu listeyi uzatmak mümkün…”
Arka kapak yazısı
Anektod Yayınları arasında çıkan kitabın arka kapağındaki
tanıtım yazısıysa şöyle;
MGK Toplumla İlişkiler Başkanlığı'nın “Türk Toplumunun Atatürkçü Düşünce Doğrultusunda Yetiştirilmesi ve Güçlendirilmesi” direktifi ilk kez gün yüzüne çıkıyor.
Direktife göre, İçişleri, Milli Eğitim ve
Kültür Bakanlığı ve YÖK'e hangi görevler düşüyor?
Milli Eğitim Bakanlığı'nın “yıkıcı bölücü unsurlara karşı” alacağı tedbirler nelerdi?
Gizli toplum mühendisliği projesi: Ataköy (Atatürkçülük) Planı…
Devletin “Toplum Yetiştirmesi”nin siyaset biliminde karşılığı “Toplum Mühendisliği” değil midir?
MGK Genel Sekreterliği'nin 1985'de aldığı gizli karar halen yürürlükte…
12 Eylül cuntası, Atatürkçülüğü, topluma gizli olarak benimsetmek zorunda mıydı?
Talim ve Terbiye Kurulu başkanı İrfan Erdoğan'ın görevi bırakmasının ardındaki sebep Ataköy Planı mıydı?
‘Dindar Atatürkçülük' yönergesi neleri kapsıyor?
Atatürkçülük terimi ilk kez, 1950'li yıllarda, Ticanilik tarikatı mensuplarının Atatürk heykellerine saldırması üzerine kullanılır...
Gizli Darbe: 1987-1989 yılları arasında yaklaşık 3 yıla yakın bir süre 28 Şubat'ı andıran bir ara rejim yaşandı. Bu dönem için isim önerimiz: “Ataköy Muhtırası”