"Darbe yapmaya 1957'de 9-10 kişi karar verdik. Her birimiz Genel
kurmay Başkanı olmaya namzet insanlardık. Milli Birlik Partisi'nin programını bile yazdık.
Sağlık, turizm, ticaret politikalarını belirledik"
Bugün gazetesi 27
Mayıs darbesini yapan MBK üyelerinden
Şefik Soyuyüce ile bir devri aydınlığa kavuşturdu. İşte bir ihtilalin öncü isimlerinden MBK üyesi Soyuyüce'nin tarihe tanıklığı...
DARBE KARARI 3 YIL ÖNCE VERİLDİ
Soyuyüce'nin anlattıkları
toplum düzenini bütünüyle değiştiren ve derin yaralar açan askeri ihtilallerin, o dönemde rütbeli
personel arasında adeta sıradan ve her köşe başında konuşulan bir olay olduğu, ordu içinde pek çok farklı grubun yegane amacının ihtilal yapmak olduğu izlenimi veriyor:
"Bu ihtilalde en büyük birlik 61. Tümen'dir, ben onun kurmay başkanıydım. Tümen kumandanı Ali Keskiner'di. Tankların sesini duyunca dışarı çıktı. Kucaklayıp odasına götürdüm, bıraktım. 'Ne yapacaksınız?' dedi. 'İhtilal yapıyoruz' dedim.'Kim yapıyor?' dedi, 'Ben yapıyorum' dedim, 'Sen yapıyorsan bu millete hayırlı olsun' dedi, ben de kapıyı çektim, üstüne kilitledim. Onu hapsettim ve tümenin kumandasını üstüme aldım. Yalnız sonradan Ali Keskiner'i 'Hayırlı olsun dediği için 2.
Ordu Kumandanı yaptım' "
HEPİMİZ GENELKURMAY BAŞKANI ADAYI
Bizim her birimiz
Genelkurmay Başkanı olmaya namzet insanlardık. Kendi kendimize karar verme yeteneğimiz vardı. Biz biliyorduk ki böyle bir çıkış yaparsak, her tarafta ikişerli, üçerli gayri memnun kişiler derhal bunun peşinden koşacaklar, gelecekler. İşte bunu düşünmek lazım ve öyle oldu. Esas darbe yapmaya 9-10 kişi karar verdik"
Tecrübeli
darbeci Soyuyüce'ye göre işte ihtilal yapmanın 3 şartı:
"İhtilâl yapacak insanlar dosyalar yazıp dosyalamaz. Sadece duyulmayacak, görülmeyecek yerde konuşur ve anlaşır, o kadar. Sorumluluk taşıyan 10 kişidir. Bir
tren düşünün, bir trende boş vagonlar çok patırtı
gürültü yapar, dolu vagonlar gürültüsüz gider. Bir ihtilâl 3 ayağa dayanır, ordu, üniversite ve
gençlik, basın.
İŞTE MİLLİ BİRLİK PARTİSİ PROGRAMI
Soyuyüce,
27 Mayıs'ı gerçekleştiren darbecilerin, darbeden sonra 28 Mayıs'da 'ne yapacaklarını bilmedikleri, hazırlıksız oldukları' eleştirilerine de yıllar sonra
yanıtını bugünün şartlarında çok da ironik bir dille yanıt veriyor:
"İşte bu parti programı. Partinin adı Milli Birlik Partisi.
Kuruluş maksat ve gayesi. Bu el yazısıyla yazılmış bir programdır. Bakın, 'Politik faaliyetler,
seçim kanunu ve anayasa değişikliği' başlığı, 'Türk Milleti'nin muhtaç olduğu, huzur, sükun,
emniyet ve ihtimam mutlaka temin edilecek ana faktörlerdir. Türkiye'nin hakiki derdi bir rejim buhranı değil,
ekonomik ve sosyal bir buhrandır diyoruz.