Çetin Doğan'ın ismi ise
Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamelerde geçiyor. Doğan'ın ismi, Ergenekon klasörlerinde, orduda mezhepçi kadrolaşma iddiaları ile anılmıştı.
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan
Cumhuriyet Gazetesi
Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'a ait olduğu iddia edilen günlüklerden
itiraf, plan ve konuşmalar çıktı. AK Parti'nin iktidara geldiği dönemde 1.
Ordu komutanı olan Çetin Doğan'ın, o güne (
darbeye) hazırlandığı iddia ediliyor.
Dönemin
Jandarma Genel Komutanı Ergenekon sanığı Şener
Eruygur ile
Baykal arasında geçen bir
telefon konuşmasından bahsediliyor. Balbay'ın günlüklerinin 'düşsel bir öykü' başlığı taşıyan bölümünde Mehmet adlı kişiyle yapılan bir söyleşiye yer veriliyor.
Söyleşide, darbeye karşı çıkan dönemin
Genelkurmay Başkanı
Hilmi Özkök'ün, 'ya değişeceği ya gideceği' belirtiliyor. Özkök'ün bazı emirlerinin yerine getirilmediğinden bahsediliyor. Aynı söyleşide Özkök'ten, 'en büyük kaygımız.' diye söz edilirken, 'karada ve havada rahatız' deniliyor.
31
Mart 2003 tarihinde by-pass ameliyatı geçiren Çetin Doğan, ameliyattan hemen önce ordu komutanlarıyla konuşmak ve toplanmak üzere
hazırlık yapmış. Balbay'ın günlüklerinde şu ifadeler yer alıyor: "Çetin Paşa, Aktüel'deki yazıyı okuduktan sonra demiş ki ameliyattan önce tabancam yan tarafımdaydı. Şimdi çapraz tutuştayım. O hazır, onunla ilgili gidişte bir sorun yok. Ameliyattan önce
İzmir'de ordu komutanlarıyla konuşmak, toplanmak üzere hazırlık yaptı. Orada yapacağı konuşmayı hazırladı. Bunu bilgi olsun diye Genkur'a (
Hilmi Özkök) gönderdi.
Yaşar Paşa (Yaşar
Büyükanıt) bir üste iletmedi. Konuşması ağırdı.
Türkiye böyle gitmez, hükümet bu işi götüremiyor, türündeydi. Kesin konuşmayı yapacaktı.
Aytaç Paşa (
Aytaç Yalman) yap demiş."
Yine Balbay'ın notlarına göre, 25
Nisan 2003'te
Şener Eruygur ile
CHP lideri
Deniz Baykal telefonlaşıyor. Önce Eruygur'un Baykal'ı aradığı, sonra da Baykal'ın Eruygur'u aradığı not edilmiş. İkilinin konuşmaları ve Eruygur'un ifadeleri günlüklere şu şekilde yansımış: "O gün Baykal'ı aradım. Sonra o beni aradı. 'Sizde bir sarsılma var' dedi. Ben 'yok' dedim. MGK'da gereken söylenecek, MGK iyi geçecek. Tek neden
türban değil. Ama bunlar ona indirgiyor. 'MGK'da millet affetmeyecek, ne demek (Erdoğan söylemişti) onu da soracağız. İşimiz zor ama bunlarla mücadele edeceğiz."
"28 ŞUBAT'IN ARKASINDAYIM"
Aktüel dergisine konuşan Doğan, 28
Şubat sürecinde 'hatalar yapılmış olabileceğini' belirtmişti. Doğan, "O dönemde seçimle iktidara gelemeyen ya da gelemeyecek bazı
siviller, dosyayı koltuğunun altına koyup Genelkurmay'ın kapısını çalıyordu. Askerin etrafında, askerden çok siviller geziyordu." diye konuşmuştu.
28 Şubat'ta yaptıklarının hala arkasında olduğunu belirten Doğan, yaptıkları şeylerin hukuka uygun olduğunu iddia etmişti.
Brifingleri ile ünlü 28 Şubat sürecinde gazetecileri etkilemek için özel
jest ve mimik kullandığını anlatan Doğan Paşa, bu konuda ise şunları söylemişti: "O dönemde Genelkurmay'da brifing vermek için gazetecileri toplamışız. 'Türkiye Cumhuriyeti'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü koruma görevi sadece Türk Silahlı Kuvvetleri'nin değil bütün yurttaşların ortak görevidir.' dedim. Ertesi gün birçok gazeteci bize hak verdiğini gösterir şekilde 'demokrat olmak için ille de sivil
elbise giymek gerekmiyormuş' diye yazdı." Batı Çalışma Grubu'nun kurucusu olan
emekli Orgeneral Çetin Doğan, 28 Şubat sürecinde seçimle işbaşına gelemeyeceğini bilen sivillerden bilgi
belge desteği gördüklerini açıklamıştı.
Ayrıca, eski
1. Ordu Komutanı emekli
Orgeneral Çetin Doğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yönelik açtığı
davayı kaybetmişti. Cumhurbaşkanı Gül, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-
Kazak Üniversitesi'nin eski mütevelli heyeti başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ı,
8 Mart 2008'de görevden almış, yerine ise Prof. Dr. Osman Horata'yı atamıştı. Doğan, kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açmıştı. Avukatı Tezcan Çakır aracılığıyla Ankara İdare Mahkemesi'ne yaptığı bu müracaatı reddedilmişti.
Doğan, 10. Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer tarafından 20 Temmuz 2006 tarihinde bu göreve atanmıştı. Fakat Gül tarafından 7 yıllık
görev süresi dolmadan görevinden alındığı için dava açmıştı.
SİVİL TOPLUMU BASKIYA ÇAĞIRMIŞTI
Diğer yandan, Emekli Orgeneral Çetin Doğan, Türkiye'de durumun iyi gitmediğini öne sürerek, sivil
toplum örgütlerini siyasete davet etmişti. Acilen harekete geçilmesi gerektiğini ifade eden Doğan, 'orta sol' ve 'orta sağ'da yeni bir oluşum başlatılmasını istemişti.
İzmir
Kültür ve Dayanışma Derneği'nin düzenlediği panelde konuşan Çetin Doğan, '
Kurtuluş nerededir?' sorusuna, "28 Şubat sürecinde ülkede
koalisyon hükümeti vardı. O günkü şartlarda koalisyonun alternatifleri bulunuyordu. Şimdi ise maalesef bu şans yok. Meclis'te çıkış yolu bulacak bir yapılaşma görünmüyor. Onun için sivil toplum örgütleri 'orta sol' ve 'orta sağ'da buluşarak güçlerini birleştirmelidir. Meclis'te başka partilerin de bulunması gerekiyor. Bu olmuyorsa sivil toplum örgütleri
siyasi partiler üzerinde
baskı kurmalı. Sivil toplum örgütlerinin siyasal bir mücadeleyi tetiklemesi gerekmektedir. Hem sol hem de sağda ortak bir payda üzerinde güçlerini birleştirmeleri ve çağ dışı gidişe dur demeleri lazım. Bunun için de aradaki sol ve sağ nüanslar göz ardı edilmeli."
(CİHAN)