Darbe Şartlarını Oluşturma Çetesi

Küre operasyonunun arkasında çıkan çeteyle ilgili hergün yeni bir şey ortaya çıkarken farklı değerlendirmelerde ortaya çıkıyor

Darbe Şartlarını Oluşturma Çetesi

Tecrübeli gazeteci ;28 Şubat mağduru Nazlı Ilıcak'ta çete ile ortaya çıkarılan gerçekler ile ilgili farklı tespitlerde bulunuyor. İşta Bugün gazetesindeki köşesinde Nazlı Ilıcak'ın değerlendirmesi : Sauna Çetesi Darbe Yapabilir mi? Kasım Zengin'in liderliğini yaptığı Sauna Çetesi'nin bir darbenin şartlarını oluşturma peşinde olduğu ileri sürülüyor.Böyle bir iddiaya, hemen, "komplo teorisi" deyip geçemezsiniz. Çetenin elemanlarını eğiten, onlara kaleşnikof, tabanca, TNT kalıpları ve A4 plastik patlayıcı bomba temin eden Özel Harpçi Yüzbaşı Nuri Bozkır'ın ele geçen CD'lerde "Bu yönetim değişmeli" dediği gazetelere yansıdı. Bozkır'ın, başka sivil güvenlik gruplarıyla da ilişkili olabileceği, onlara askerî ve ideolojik eğitim verdiği de iddialar arasında. Bu iş, "Yassıada'ya denizin altından tünel kazıp, Menderes'i kurtarma projesi" gibi, hayalî olabilir veyahut ülkede istikrarsızlık yaratma çabaları gerçekten mevcuttur. Olayın Yüzbaşı Nuri Bozkır'ın ötesinde başka irtibat noktaları da bulunabilir. *** 27 Mayıs 1960 darbesinden evvel de, 9 subay olayı meydana gelmişti. Faruk Güventürk, daha sonra Milli Birlik Komitesi'nde gördüğümüz Suphi Gürsoytrak, Orhan Erkanlı, Orhan Kabibay, Ahmet Yıldız, Dündar Seyhan gibi isimlerle 1955 yılında Yıldız Harp Akademesi'nde bir komite oluşturmuştu. Bilahare Talât Aydemir komitesiyle ilişkiye geçilmiş ve 1958 Şubat'ında darbe yapma kararı alınmıştı. Samet Kuşçu'nun ihbarı üzerine 9 subay tutuklandı ama, Bayar'ın bu işi sıkı tutma gayretine rağmen, Menderes, konunun üzerini örttü. Subaylar beraat etti; Samet Kuşçu asılsız ihbardan dolayı yargılanıp mahkûm oldu. 12 Mart ve 12 Eylül öncesinde de bu gibi çabalara ve cuntalara rastlamadık mı? 12 Mart müdahalesi, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur ve Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler'in de sıcak baktığı 9 Mart darbesini durdurabilmek için gerçekleşti. 12 Eylül öncesinde ise, daha sonra Orgeneral Bedrettin Demirel'in de itiraf ettiği gibi "meyvanın olgunlaşması" beklendi. Özellikle 1993'ten sonra, itirafçı, korucu, asker, polis işbirliğiyle oluşan çeteleri ve faili meçhul cinayetleri görmedik mi? Kurtlar Vadisi, önce Aslan Bey'in, sonra da Doğu Bey'in kimliğiyle "derin devlet" veya "derin çete" mesajını kitlelere ulaştırmadı mı? Az okuyan ve çabuk unutan bir millet olduğumuz için, maalesef, olaylar arasındaki ilişkiyi kuramıyoruz. Sauna Çetesi'nin bağlantıları özenle araştırılmalı. Konu, "İbrahim Tatlıses'in ilişkisi var mı, yok mu?" gibi magazin kokan bir bağlamda ele alınmak yerine, dünden bugüne yaşadıklarımızın ışığı altında derinlemesine incelenmeli. Zaman zaman gazetelerde ve malûm iki köşe yazarının sütununda "Genç subaylar rahatsız" iddiası yer almıştır. Ne malûm bu genç subayların böyle bir beklenti ve irtibat içinde olmadığı? Özel Harpçi Nuri Bozkır tek başına mı hareket ediyor? Bozkır, susma hakkını kullanmış, "Devlet sırrı konuşamam" demiş. Orgeneral Hilmi Özkök gibi demokrasiye inanmış bir şahsiyetin görevde olması bize güven veriyor. Türkiye'nin yakın tarihinin çalkantıları hafızamızda dururken, ele geçen çetenin derinlerde bazı ilişkileri olabileceğinden şüphelenmemek mümkün değil.
<< Önceki Haber Darbe Şartlarını Oluşturma Çetesi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER