Danıştay'dan bir karar daha

Danıştay 2. Dairesi, Eskişehir'de bir öğretmenin Türk topluluklarında ihtiyaç duyulan öğretmen açığını gidermek amacıyla açılan sınavı kazanmasına karşın, eşinin başörtülü olmasını gerekçe göstererek

Danıştay'dan bir karar daha

Danıştay 2. Dairesi, Türk topluluklarındaki okullarda görevlendirilmek üzere açılan sınavda ikinci olan Abdullah Yılmaz'ın atamasını, 'eşinin peruk takması ve günlük hayatında tesettüre uygun giyinmesi' nedeniyle yapmayan Bakanlık Değerlendirme Komisyonu'nu haklı buldu. Danıştay'ın kararını, dolaylı olarak, hukuki bağlayıcılığı olmayan MİT raporuna dayandırması dikkat çekti. 2000 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Eğitim-Öğretim Genel Müdürlüğü'nün Türk topluluklarında ihtiyaç duyulan öğretmen açığını gidermek amacıyla sınav açtı. Eskişehir Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olan Abdullah Yılmaz sınava girerek mesleki yeterlilik sınavında Türkiye ikincisi olup mülakatı da başarıyla geçti. Yılmaz, Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezi'nde (TÖMER) gerçekleştirilen 3 haftalık 'Türk Cumhuriyetleri Tanıtım ve Uyum Semineri'ne katılarak yurtdışına gitmesinin önünde bir engel kalmadığını düşünerek bakanlıktan gelecek görevlendirme emrini beklemeye başladı. Ancak gelen 'görevlendirilmeniz uygun görülmemiştir' tebligatını görünce şok oldu. Haksızlığa uğradığını düşünen Yılmaz, yürütmenin durdurulması istemiyle Eskişehir İdare Mahkemesi'nde dava açmış. Yaklaşık 1 yıl süren dava sonucunda mahkeme, hiçbir somut gerekçe göstermeden Yılmaz'ın atamasını onaylamayan Bakanlık Değerlendirme Komisyonu kararını yerinde bulmuş. Eylül 2001'de açıklanan kararın gerekçesinde, "Davacının, 2000-2001 eğitim-öğretim yılında yurtdışında görevlendirilecek öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla açılan sınavlara katılarak mesleki yeterlilik ve mülakat sınavlarında başarılı olduğu, uyum seminerlerini tamamladığı; ancak yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması neticesinde kurulan Bakanlık Değerlendirme Komisyonu'nca davacının yurtdışında görevlendirilmemesi yönünde karar alındığı ve bu kararın Yurtdışı Eğitim-Öğretim Genel Müdürlüğü'nce de uygun görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, gerek dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden gerekse yurtdışı görevin kendine has önem ve özelliğinden dolayı, dava konusu işlemin, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilmek suretiyle idareye tanınmış olan takdir yetkisi sınırları dahilinde tesis edilmiş olduğu anlaşılmakta olup, hukuka aykırılık görülmemektedir." ifadeleri kullanılıyor. Mahkeme kararını avukatı aracılığıyla Danıştay'a taşıyan Yılmaz, aldığı cevapla yeni bir hayal kırıklığı yaşamış. Danıştay 2. Dairesi, 13 Mayıs 2005'te Yılmaz'ın temyiz istemini reddederek, yerel mahkemenin kararını oybirliği ile onamış. KARARIN GEREKÇESİ İSTİHBARAT RAPORU Abdullah Yılmaz ile ilgili verilen kararla ilgili dosyada sadece MİT raporunun bulunması dikkat çekiyor. Hukuken hiçbir bağlayıcılığı olmayan raporda, Yılmaz'ın aynı okulda görevli öğretmen eşi 'Ayşe Yılmaz'ın okula perukla gelip gittiği ve günlük hayatında tesettüre uygun bir şekilde giyindiği' ibaresi yer alıyor. Oysa yurtdışında görevlendirilecek adaylarda aranacak şartları düzenleyen genelgeye göre, 'güvenlik soruşturmasını ve arşiv araştırmasını Emniyet Genel Müdürlüğü ya da mahalli mülki idareler yapar' hükmü bulunuyor. Ancak dosyada bu makamların hazırladığı bir rapor yer almıyor.
<< Önceki Haber Danıştay'dan bir karar daha Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER