TÜBİTAK raporuyla,
Danıştay kameralarındaki görüntülerin silindiğinin ortaya çıkmasından sonra gözler Sıhhiye
Orduevi'ne çevrildi. Danıştay binasını gören orduevi kameralarının kayıtları daha önce gönderilmiş ancak hard
diskteki görüntüler açılamamıştı.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi, dün Orduevi Müdürlüğü'nden, 16-17
Mayıs 2006'da kullanılan hard disklerin açılmasını sağlayacak programı istedi. Ayrıca Danıştay'dan da önemli bir talepte bulundu: "
OYAK Güvenlik'in kameralarına ait bütün hard disklerin
seri numaralarını bildirin."
Danıştay dosyasının birleştirildiği birinci
Ergenekon davasına
bakan İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi, dün önemli kararlar aldı. Buna göre, Danıştay Başkanlığı'na yazı yazılmasını kararlaştıran
mahkeme heyeti, OYAK Güvenlik tarafından Danıştay binasına takılan güvenlik kameralarına ait görüntülerin kaydedildiği kaç hard disk olduğu ve takılan hard disklerin seri numaralarının ayrıntılı olarak sorulmasına hükmetti. Mahkeme, dünkü duruşmada Danıştay saldırısına ait dava dosyasında
soruşturma aşamasında
Genelkurmay Başkanlığı
Sıhhiye Orduevi Müdürlüğü'nden 16-17 Mayıs 2006 tarihlerine ait saat 08.00 ile 11.00 arasındaki görüntülerin istenildiğini, Orduevi tarafından 26-28-29 No'lu kameralara ait 08.30 ile 10.30 arasındaki güvenlik kameralarına ait görüntülerin gönderildiğini kaydetti.
Gönderilen bu görüntülerin mahkeme tarafından CD içerisinde bulunan program kullanılarak açılıp incelendiğini,
Alparslan Arslan'ın yakalanarak araca bindirildiği anın görüntülerde olduğu, ancak sanığın ve olaya karıştığı iddia edilen diğer
sanıkların olay yerine gelişlerinin görülmediğini belirtti. Bu nedenle 16-17 Mayıs 2006 tarihlerine ait diğer görüntülerin bulunması halinde olaya karıştığı iddia edilen sanık veya sanıkların olay yerine gelişlerinin görülmesinin muhtemel olduğunu vurguladı.
Bu gerekçeyle Sıhhiye Orduevi Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, 16-17 Mayıs 2006 tarihinde kullanılan hard diskin ve hard disk içerisindeki görüntülerin seyredilmesine imkan verecek programın mahkemece incelenmek üzere gönderilmesini karara bağladı.
Mahkeme heyeti, o tarihte güvenlik kameralarıyla ilgili hangi şirketle
anlaşma yapılıp yapılmadığı, istenilen hard diskin ne zaman takıldığı ne zaman ve neden söküldüğünün de bildirilmesini kararlaştırarak, bu hard diskin, orduevinde olmaması halinde de nerede olduğunun bildirilmesine karar verdi.
Mahkeme ayrıca, Sıhhiye Orduevi'nden, 16-17 Mayıs 2006 tarihlerinde kullanılan ve orduevinin etrafını gösteren kameraların nerelerde olduğunun basit
kroki üzerinde gösterilmesini, krokide kameraların yerlerinin de kamera numaraları yazılarak bildirilmesini istedi.
Mahkeme heyeti,
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün de Danıştay saldırısıyla ilgili yapılan soruşturma aşamasında
şüpheli olarak beyanları alınan sanıkların yakalandıklarında ve gözaltına alındıklarında ilgili
emniyet müdürlüklerince üzerlerinden çıkan cep
telefonlarıyla ilgili olarak inceleme yapılıp yapılmadığının tek tek araştırılarak bildirilmesini kararlaştırdı.
İddianamede ve birleşen dosyada adı geçen sanıklarla ilgili istihbari bilgi olup olmadığının
Genelkurmay Başkanlığı,
Jandarma Genel Komutanlığı, MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden sorulmasına karar veren mahkeme heyeti, bilgilerin gizli olması halinde
gizlilik esasları dikkate alınarak gönderilmesini kararlaştırdı.
Danıştay saldırısının ardından Arslan'a ait olduğu belirtilen aracın olay yerinden çekilme görüntülerinin tamamının istenilmesine karar veren mahkeme heyeti, 17 Mayıs 2006 tarihi itibarıyla Danıştay binasına ait olan giriş-çıkış kapılarının nerede olduğunun kroki halinde tespit edilerek, mahkemeye bildirilmesi için Danıştay Başkanlığı'na yazı yazılmasını da hükme bağladı.
Mahkeme heyeti,
Alparslan Arslan'ın kız kardeşinin kullandığı iddia edilen sim kartın da hangi makinelerde kullanıldığı ve kullanılan bu makinelere hangi sim kartlarının takıldığı konusunda Turkcell'den gelen yazı üzerine bilirkişi incelemesi yaptırılmasını kararlaştırdı.
Veli Küçük ile Arslan'ın buluştuğu evin görüntüleri mahkemede
Danıştay sanıklarından Osman
Yıldırım'ın "
Cumhuriyet'e atılan bombaları
Ataşehir'de bir evden aldık" itirafı doğru çıktı.
Polis, Danıştay
tetikçisi Alparslan Arslan ile Ergenekon davasının
tutuklu sanığını
emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün Ataşehir'deki evde buluştuğunu tespit etti. İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin talebi üzerine hazırlanan ve bir
komiser ile 4 polis memurunun imzasını taşıyan tespit tutanağında, söz konusu evde oturan bazı
tanıkların Danıştay davası sanıklarının bir kısmını teşhis ettiği belirtildi. İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahkemeye gönderilen tutanakta tanıklardan Nadiye Önay isimli
apartman sakininin
Osman Yıldırım'ı yüzde 70, Mehmet
Zekeriya Öztürk'ü yüzde 90, Veli Küçük'ü yüzde 50 oranında tespit ettiği kaydedildi. Apartman görevlisi
Muharrem Aslan'ın sanıklardan Erhan Timuroğlu ile Orhan Kadı'yı teşhis ettiği, diğer tanık
Aliye Yenal'ın ise eve gelip giden kişilerin yüzlerine bakmadığı için kimseyi teşhis edemediği vurgulandı.
Tespit tutanağında, Osman Yıldırım ve Alparslan Arslan'ın o dönemde kullandıkları telefon numaralarının baz istasyonlarını gösterir irtibat dökümlerinin de incelendiği belirtildi. İncelemeler sonucunda, Yıldırım'ın toplantı yaptıklarını belirttiği ikametin Ataşehir Migros'a yakın mesafede ve "ISTATASEHIR" baz istasyonu kapsamında bulunan bir adres olduğunun anlaşıldığı ifade edildi.
Bu tespitlerin üzerine toplantı yapılan evin Recep Özkan'a ait ikamet olduğu yönünde ciddi şüpheler oluştuğu belirtilen tutanakta, bu ciddi şüphe üzerine bina sakinleri ile görüşülerek Osman Yıldırım'ın ifadesinde belirttiği şüphelilerin resimleri gösterilerek teşhis işlemi yapıldığı anlatıldı. Buna göre aynı binada oturan Nadiye
Önal, fotoğrafları gösterilen sanıklar konusunda şu ifadeleri verdi:
(Veli Küçük)- "Fotoğraftaki gibi birini 2006 yılı içerisinde 18 No'lu daire önünde bulunan
eşyaların önünde dururken gördüm. Yüzde 50 bu fotoğrafa benziyordu. Bu şahsın yanında iki kişi daha vardı. Şahıs
takım elbiseli, kravatlı ve göbekliydi. Ceketinin önü açıktı. Diğer iki şahsın üzerinde paltoya benzer koyu renkli giysiler vardı."
(Osman Yıldırım)- 2006 yılıydı. Dairemin kapısının önüne çöp ya da başka bir eşya bırakıyordum. O zaman gördüm. Şahsın yanında 3-4 kişi daha vardı. Hep beraber (18) sayılı daireye girdiler. Şahsın yanındaki adamlardan biri çok uzun boyluydu. Bana gösterdiğiniz şahıs orta boyluydu. Yani çok uzun değildi. Fotoğraftaki şahsı sanırım profilden gördüm. Fotoğrafa yüzde 70 benziyordu. Gösterdiğiniz diğer fotoğraflardaki şahısları tanımıyorum.
(
Mehmet Zekeriya Öztürk)- Fotoğraftaki şahsa benzeyen birini 2006 yılı içerisinde bina önünde gördüm. Bana gösterdiğiniz bu fotoğrafa yüzde doksan benziyordu. ZAMAN