Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu'nun din ve vicdan özgürlüğü ile kamu düzeni arasındaki ilişki hakkındaki görüşlerine kısmen katılan
Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Haşim Kılıç, "Bu zaten anayasanın gereğidir.
Tehditin varlığı tespit edilmelidir. Birtakım hayali tehditlerle sınırlandırılma getirilmesi doğru değildir" yorumunu yaptı.
Yüksek yargı ve askeri yargı temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda davetlinin de katıldığı resepsiyonda,
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili
Haşim Kılıç soruları yanıtladı.
HAŞİM KILIÇ: "HAYALİ TEHDİTLERLE SINIRLANDIRMA DOĞRU DEĞİL"
Kılıç, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu'nun bugünkü konuşmasında yer alan "kamu düzenini tehdit etmesi halinde din ve vicdan özgürlünün sınırlandırılması gerektiği" görüşünü nasıl değerlendirdiğiyle ilgili soru üzerine, kamu düzeni ve güvenliğini tehdit eden şeylerin sınırlandırılabileceğini söyledi. Bu sözlerinin "türbanla" ilgili algılanmaması gerektiğini özellikle vurgulayan Kılıç,
sanal bir tehdit anlayışı ile sınırlamaya gidilemeyeceğini belirtirken Anayasa'nın 13'ncü maddesini anımsattı. "
Kamu düzenini ve güvenliğini tehdit eden her şey sınırlandırılır" diyen Kılıç, "Sadece dini inançla ilgili halde değil. Bütün haklar için. Ben hakların nasıl sınırlandırılacağına ilişkin söylüyorum. Anayasada yazılı. Ülke bütünlüğü ve cumhuriyeti tehdit ediyorsa, sınırlama sebebidir. Sadece din ve vicdan özgürlüğü değil, anayasada listelenen tüm hak ve özgürlükler kamu düzenini tehdit etmeye başladığı takdirde sınırlandırılır. Bu zaten anayasanın gereğidir. Tehditin varlığı tespit edilmelidir. Birtakım hayali tehditlerle sınırlandırılma getirilmesi doğru değildir" şeklinde konuştu.
ÇÖRTOĞLU: "BAŞBAKAN ERKEN AYRILACAĞINI SÖYLEMİŞTİ"
Bu arada Danıştay Başkanı Çörtoğlu, Danıştay'ın kuruluş yıldönümündeki konuşması sonrasında
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın törenden
erken ayrıldığı yönündeki görüşlerin hatırlatılması üzerine, "Zaten törene geldiğinde erken ayrılacağını bana söylemişti" dedi.
Öte yandan
Adalet Bakanı Çiçek,
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok ve Çörtoğlu ile
öğretim üyesi olan eşinin hukuk fakültesindeki eğitimin yetersizliğinden yakınılarak, eğitimin 5 yıla çıkartılması hakkında sohbet etmesi dikkat çekti.
Aktifhaber