Medya Derneği ve uluslararası gazetecilik kuruluşu ICFJ tarafından organize edilen 'medya etiği atölye çalışması' oldukça verimli geçti. Daha önce internet ortamında düzenlenen kurslara da katılmış olan 19 meslektaşımla birlikte, Türkiye'de medyanın temel sorunlarını ve basın etiğinin 'olmazsa olmazları'nı tartıştık. Bu süreçte, gazeteci - yazar Alper Görmüş, Indiana Üniversitesi'nde akademisyenlik yapmakta olan emekli gazeteci Sherry Ricchiardi ve USA Today'de uzun yıllar editörlük görevini yürüten Frank Folwell tecrübeleriyle bize yol gösterdi. 3 gün süren yoğun çalışmanın sonunda 12 maddeden oluşan "etik kurallar listesi" hazırladık. (En kısa zamanda tüm meslektaşlarımızla paylaşmayı umuyoruz.) Türkiye'de medya etiği bilinci oluşturma konusunda çok faydalı olacağını düşündüğüm programda, yıllarını gazeteciliğe vermiş 2 isimle röportaj yapma imkanı bulduk. İşte ilki: Sherry Ricchiardi... Dijital medyanın Amerika'daki pozisyonu, rolü hakkında bilgi verebilir misiniz? Dijital medya kesinlikle çok önemli bir role sahip ve bu önem her geçen gün farklı boyutlarda hızla artıyor. Pozitif yanlarından biri, gazeteciler olarak bize tarihte hiç sahip olmadığımız imkanları sağlaması. Dünyanın neresinde olursak olalım, her türlü bilgiye kolaylıkla ulaşabiliyoruz ve bence bu mükemmel... Sizce internet siteleri için özel etik kurallar mı olmalı yoksa geleneksel medya için belirlenmiş olanlar mı kullanılmalı? Bu konuda 2 aşama olduğunu düşünüyorum. Öncelikle tüm medya kuruluşları doğruluk, tarafsızlık, bağımsızlık, hesap verebilir olma gibi temel etik kurallara uymalı, bunlar kesinlikle göz ardı edilmemeli. Daha sonra kendi özel ihtiyaçlarına uygun maddeler ekleyebilirler. Dijital medyanın avantajları ve dezavantajları nelerdir? En büyük avantajı, 1. sorunun cevabında da belirttiğim gibi dünyaya hiç olmadığı kadar çabuk ulaşabiliyoruz. Daha önce böylesini görmemiştik. Her türlü bilgiyi kısa sürede edinebiliyor, çok çeşitli kaynaklarla irtibat kurabiliyoruz. Dezavantajı ise, bilginin doğruluğunu teyit etme olanağının az olması. Anonim kaynaklar var, kim tarafından ortaya konduğunu bilmiyoruz bile... O sebeple çok dikkatli olmalıyız. Bu kadar çok bilgiyle nasıl başa çıkarız bilmiyorum. Sosyal paylaşım sitelerinin ya da blogların haber kaynağı olarak kullanılması konusundaki görüşünüz nedir? Özellikle son dakika gelişmelerinde, olaya ilişkin detaylara hızla ulaşmamızı sağlıyor. Fakat elde ettiğimiz bilgilerin doğruluğunu mutlaka kontrol etmeliyiz. Maalesef internete herkes, her şeyi koyabiliyor. Türkiye'deki gazetecilerin yılda birkaç kez ifadeye çağrıldığını duyduğunuzda çok şaşırdınız. Size göre Amerika'da mı gazetecilik yapmak zor, Türkiye'de mi? Kesinlikle Amerika'da daha kolay. Üzerimizde bu kadar baskı yok, normal insanlar gibiyiz. Arada ceza yeriz ama hız ihlali yaptığımızda.. (Gülüyor) Türkiye'deki gazetecilere çok saygı duyuyorum, zor şartlar altında çalışıyorsunuz. Tabi bu aslında biraz da türe bağlı, mesela kültürel haber yapanlarda politika kadar baskı yok. Türkiye'ye geldiğim ilk gün sizlerle tanıştım ve çok şaşırdım. Birbirimizi hiç tanımıyorduk ama arkadaş gibiydik, aramızda mesafe yoktu. Çünkü aynı dili konuşuyoruz ve aynı amaç için çalışıyoruz: Gazeteciliğin kalitesini artırmak... *** Böyle bir imkanı bizlere sağlayan Medya Derneği'ne ve ICFJ'e, tecrübelerini bizimle paylaşan Alper Görmüş'e, Sherry Ricchiardi'ye ve Frank Folwell'a çok teşekkürler... Zeynep YOLDAŞ - Samanyoluhaber.com