Hemen her
akşam bir TV kanalında eski tarihlerde yaptığı konuşmalardan kesitler yayınlanıyordu. Süreç, bu kasetlerdeki bazı ifadeler kullanılarak sertleşti.
Şevki Yılmaz, 28
Şubat'tan sonra milletin kenetlendiğini söylüyor.
Yılmaz, bu kasetlerin darbeye zemin oluşturmak amacıyla kullanıldığı görüşünde. Pişman değil ancak "Daha kucaklayıcı olabilirdim." diyor. Yılmaz, 10 yıl aradan sonra duygularını şöyle özetliyor: "Ne İsa'ya yar olduk ne de Musa'ya."
Şevki Yılmaz, şimdi babasından kalan arsaya yaptığı bir evde yaşıyor.
Milletvekili
emekli aylığıyla geçiniyor. Maaşının büyük bölümü hacizli. Yılmaz'a göre, 28 Şubat süreci Refahyol (RP-DYP) koalisyonunun kurulmasıyla başladı. Bu sebeple, dönemin DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller'in Meclis'te aklandığı oylamada 'ret' oyu kullanmadığına hayıflanıyor: "Çiller aklanmasaydı o hükümet kurulmayacaktı. Bize kazılan bu kuyuya düşmeyecektik."
Yılmaz, konuşma kasetleri sebebiyle partisine saldırılacağını önceden tahmin etmiş.
Rize'den milletvekili
adaylığı söz konusu olduğunda RP lideri Necmettin
Erbakan'a, "Bizim konuşmalarla partiyi ve sizi vururlar hocam. Beni aday yapmayın." demiş. Erbakan ise "Şevki, bunlar kader-i ilahidir. Rize bizim için çok mühim. Seçimi kazan ertesi gün
istifa et." şeklinde karşılık vermiş.
Milletvekili olduktan sonra, daha istifa etmeye fırsat kalmadan kasetler yayınlanmaya başlanmış. Yılmaz'a göre, kasetler 28 Şubat'ı başlatanları ve yargıyı yanıltmak için montajlanmıştı. Söz konusu konuşmalar yüzünden Türkiye'den 7 yıl ayrı kaldığını duygulanarak anlatıyor Şevki Yılmaz. "Daha kuşatıcı olabilirdim. Konuşmasaydım vatan hasretinden ciğerlerim yanmazdı." diyor. Yaşananlardan sonra yalnızlığa itildiği hissine kapılmış. "Bazı şeyleri kalbime gömdüm. Hatıramı bile yazmayı düşünmüyorum." şeklinde konuşuyor.
Leyla Zana'nın tahliyesi annemi
felç etti
Yılmaz, sıkıntılı günler geçirdiği yurtdışından annesi için dönmüş. İddiasına göre annesi eski DEP'li Leyla Zana ve arkadaşlarının hapisten çıktığını görünce üzüntüsünden felç olmuş. Türkiye'ye geldiğinde dışlanmışlık duygusundan kurtulacağını ummuş. Yılmaz, şöyle devam ediyor: "Erbakan hocamı ziyaret ettim elbette. Bekledim, bir
süvari olarak yeniden bu yangını söndürmeye yürü demesini bekledim. Ama 'Annenin sevabı var. Ona bekçilik yap' karşılığını aldım." Yılmaz, artık siyasete dönmeyi düşünmüyor. Bu yöndeki soruya şöyle
cevap veriyor: "Biz ne Musa'ya ne İsa'ya yar olduk. Şu anda kendi geçmişimizi
terbiye makamındayım. Yanlışlarımı tespit makamındayım. Allah'a davet edici konferanslara kim çağırırsa kasım ayından sonra gitmeye hazırım. "
Günlük siyasete ilişkin değerlendirmeleri de var Yılmaz'ın. AK Parti'yle ilgili yorumları uyarı mahiyetinde: "Halkın işleriyle meşgul olurlarsa sandıkta tokat yemezler. Geceleri kalkıp AK Parti'ye dualar gönderiyorum. Erdoğan ile 10 yıldır görüşmüyorum, kendisini özledim." Şevki Yılmaz, milletin oyuna gelmemesini isterken şunları kaydediyor: "
Çevik Bir Paşa'nın etrafında kim var artık?
Ordu-millet kaynaşması bugün daha sıkı. İnşallah bozulmaz.
Alevi-
Sünni barışalım. Türkiye'yi bir daha karanlık dönemlere götürmeyelim."
Zaman