Daha fazla dayanamadı çok sert tepki gösterdi

Gazeteci Yazar Yavuz Semerci, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonra takınılan tutuma karşı çok sert tepki gösterdi.

Daha fazla dayanamadı çok sert tepki gösterdi

Haber Türk gazetesi yazarı Yavuz Semerci 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın takındığı tavra karşı tepkisini "Artık yok hükmündedir" başlıklı yazısında dile getirdi. Semerci, "Beni herkes yönetir ama bir tek kişi yönetemez... Yolsuzluk yapan yönetemez... Babamın oğlu olsa bile tek kuruş saygı duymam, duyamam...Sandıktan değil yüzde 50, yüzde 80 oy bile alsa görüşüm değişmez... Benim için Erdoğan, artık doğru şeyleri seslendirse bile yanlış kişidir... Yok hükmündedir. Beni herkes yönetir ama bir tek kişi yönetemez...dedi. 

İŞTE O YAZI:


Artık yok hükmündedir!

Yalan söylemeyeceğim.

İsterseniz tarafsızlığımı yitirdiğimi düşünün. İsterseniz paralel yapının esiri olduğumu söyleyin.

İsterseniz gazeteciliği bırakıp, ölümüne biat eden ekibin yazdığı çizdiği gibi paralel yapının gizli hücresi deyin... Hani biraz daha ileri gidin, isterseniz vatan haini deyiverin...

AK Parti'nin tüm dürüst, çalışkan kadrosu, iktidarı destekleyen milyonlarca vatandaş kusuruma bakmasın.

Bu gazetenin sahibi kusuruma bakmasın...

Bu gazetenin yayın yönetmeni kusuruma bakmasın; isterse bu yazıyı kullanmasın...

Bu yazımı okuyan okurlarım, kim hangi parti destekliyorsa desteklesin, onlar da kusuruma bakmasın; isterlerse beni artık bu köşede görmek istemesinler...

Çocuklarım kusura bakmasınlar, belki işsiz kalıp onları zor duruma düşüreceğim...

Sevdiklerim de kusura bakmasın, isterlerse “Sana mı kaldı'' desinler...

İsterlerse “Gör başına neler gelir” desinler...

Ve mesleğim...

Doğru gördüğünü yaz diyen mesleğim...

Kimseye hakaret etme, özel yaşamın gizliliğini ihlal etme ama halkın bilgi alma hakkına saygı duy diyen meslek ilkelerim...

Kamunun bilgilenme hakkını gerekirse ülke çıkarlarının üzerinde tut diyen iç sesim...

“Kalemi kır ama kalemini asla satma” diyen büyüklerim...

Beni anlayacaktır...

Eğer bugün haykırmazsam, eğer bugün nesnel gerçeği vurgulamazsam, yarın bu mesleği sürdürme gücünü kaybederim.

Samimiyetimi yitiririm...

Sandıktan çıkan her kimse saygı duydum. Ceketimi ilikledim. Milyonlarca insanın oyunu almış birini, fikri ne olursa olsun bu ülkeyi yönetme hakkı vardır diye düşündüm. İyi olanı, bu halk için doğru olanı hep alkışladım. Kimliğine, meşrebine, siyasi düşüncesine bakmadım...

İster Devlet Bahçeli ülkeyi yönetsin, ister Abdullah Gül, ister Bülent Arınç, ister Kemal Kılıçdaroğlu, ister Ali Babacan, ister Mehmet Şimşek......

Beni herkes yönetir ama bir tek kişi yönetemez...

Yolsuzluk yapan yönetemez...

Babamın oğlu olsa bile tek kuruşluk saygı duymam, duyamam...

O yüzden diyorum ki, hakkındaki yolsuzluk kayıtlarının yalan olduğunu ispatlayamayan Tayyip Erdoğan'a artık saygı duyamıyorum. Söylediği şeylere kulaklarımı tıkıyorum. Sesini duymaktan rahatsız oluyorum. Sandığı işaret etmesini hiç önemsemiyorum. Sandıktan değil yüzde 50, yüzde 80 oy bile alsa görüşüm değişmez...

Benim için Erdoğan, artık doğru şeyleri seslendirse bile yanlış kişidir...

Yok hükmündedir...

Keşke bildiklerim yalan olsaydı...

Keşke kandırılmış olsaydım...

Keşke o baba-oğul arasındaki konuşma kaydını duymasaydım...

Kusura bakmayın olur mu!..

Yazmasaydım, mesleğime ihanet ederdim...

Bu halk, farkında olanı da olmayanı da, yalanı, yolsuzluğu, hele hele bir işadamının parası için önüne yatan bakanları ve onları koruyanları da hak etmiyor.
<< Önceki Haber Daha fazla dayanamadı çok sert tepki gösterdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER