Van
Askeri Mahkemesi'nde 8 askerin tutuksuz yargılandığı
duruşma, saat 10.00'da başladı. Duruşmaya
sanıklardan
Uzman Çavuş Halis Çağan ile er
Ramazan Yüce dışındaki diğer sanıklar katılmadı.
Sanıkları, avukatları temsil etti. Duruşmanın başında
mahkeme,
yayın yasağının devamı kararını verdi. Bunun üzerine bir önceki duruşmalarda salona alınmayan sanıkların yakınlarının içeri alınabileceği belirtildi.
Sanık avukatlarından Zahir
Soğan,
davanın kapalılığının gerekçesi ile yayın yasağının gerekçesinin aynı olduğunu savunarak, müvekkillerinin basında ve kamuoyunda suçlu gibi gösterildiği ve yayın yasağı nedeniyle kendilerini kamuoyunda savunamadıklarını için yayın yasağının kaldırılmasını talep etti. Sanıklardan Fatih Atakul'un avukatı Mehmet
Ali Şen de, müvekkilinin bazı yetkililerinin ifade ve beyanları üzerinde basında ve kamuoyunda
hain olarak lanse edildiğini ifade ederek, kendi lehlerine olan bilgilerin kamuoyuyla paylaşabilmeleri için yayın yasağının kaldırılmasını istedi.
Mahkeme başkanı, askeri mahkemelerde ifadeleri alınan
tanıkların ifadelerini okudu. Tabur Komutanı Yarbay
Onur Dirik, Üsteğmen Çağdaş Cününoğlu ve Uzman Çavuş Halil Kılıçman'ın ifadeleri okundu. Sanıklar ve avukatları, aleyhlerinde olan ifadeleri kabul etmedi.
Avukatlar, Yarbay Dirik başta olmak üzere gerek
hazırlık soruşturmasında gerek mahkeme süresinde ifadeleri alınan rütbeliler başta olmak üzere bazı tanıkların mahkeme huzurunda ifadelerinin alınmasını istedi. Avukatlar, sanık müvekkilleri olarak, olayın aydınlatılması için kendilerinin soracaklarının olduğunu vurguladı.
Hazırlık soruşturması sırasında sanıklardan
Ramazan Yüce'yi vatana ihanetle suçlayan
Onur Dirik'in mahkeme verdiği ifadenin daha yumuşak olduğu ve ifadesinde basında çıkan bazı haberlerde kendini savunmaya yönelik olması dikkat çekti.
Dirik, ifadesinde zafiyet suçlamaları kabul etmeyerek, Ramazan Yüce'ye yönelik suçlamaları bu kez yumuşak oldu. Avukatlardan Zahir Soğan da, tabur komutanın okunan ifadesinin böyle kabul etmedikleri, ifadeden ziyade bir bilirkişi gibi sanıkları mahkum etmeye yönelik olduğunu belirterek, tanığın ifadelerinin
direk olarak yaşadığı ve tanık olduğu bir şeyin olmadığı, diğer tanıkların ifadelerinden alınan bilgiler üzerinden yorum yapıldığını savundu.
Yaklaşık 2 saat süren duruşmada 10 tanığın ifadesi okundu. Duruşmada Ramazan Yüce, olay sırasında üzerinde olduğunu söylediği ve üzerinde şarapnel parçası izi olduğu söylenen askeri kazağın incelenmesi için mahkemeye sundu.
Askeri
Savcı Yarbay Hakan İleri, 13
Nisan günü Şırnak'ın
Silopi ilçesinde askeri birliklere teslim Cihat Batur isimli
teröristin, karakolda kendisiyle yapılan mülakatta
Dağlıca baskını ile ilgili bazı bilgiler verdiğini söyledi. Savcı, söz konusu teröristin ifadesinden Zap kampında askeri kaçıran teröristlerden 'Cemşid' kod adlı teröristle görüştüğü ve bu teröristin ilk olarak Ramazan Yüce'nin kendilerine teslim olduğu ve asker mevzilerinin yerini gösterdiği şeklinde bilgi verdiğini belirterek, ifadesinin alınmasını talep etti.
Sanık avukatları, karakolda müdafi olmadan alınan ifadenin bin hukuki niteliğinin olmadığı, söz konusu teröristin söylediklerinin sadece duyumdan ibaret olduğunu belirterek, tanık olarak dinlenmesinin gerek olmadığını savundu.
Mahkeme, saat 11.30 sıralarında verdiği 15 dakikalık kısa aradan sonra, yayın yasağının devamına, sanıklar Halis Çağan ve Ramazan Yüce'nin duruşmadan vareste edilmelerini, tanıkların ifadelerinin alınmalarına ve uzman Çavuş Halil Kılınçman'ın bir sonraki duruşmada mahkeme huzurunda tanık olarak dinlenmesini kararlaştırdı.
Mahkeme
askeri savcının tanık olarak dinlenmesini istediği ve Silopi'de
tutuklu bulunan teröristin ifadesinin alınmasını ve duruşmayı 15
Ağustos saat 13.30'a erteledi.
Duruşma çıkışında Ramazan Yüce'nin avukatı Dincel Aslan, bu davanın
Şemdinli davasında olduğu gibi zoraki
deliller oluşturulmaya çalışıldığını ifade ederek, teslim olan bir teröristin
jandarma karakolunda verdiği ifadelerinde söylediği bazı duyumları müvekkilli aleyhinde delil olarak gösterildiğini söyledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Hakkari'nin
Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesinde konuşlu bulunan Dağlıca 3. Motorize Tabur Komutanlığı'na 21
Ekim 2007 gecesi
terör örgütü PKK'nın saldırı sonrasında 12 asker şehit olmuş, 16 asker yaralanmış ve 8 asker ise terör örgütü üyeleri tarafından kaçırılmıştı.
Kaçırılan askerlerin olaydan 15 gün sonra
Kuzey Irak'ta içinde 3 DTP milletvekilinin de bulunduğu bir heyete teslim edildikten sonra Van Jandarma Asayiş ve
Kolordu Komutanlığı'na getirilerek sorgulanmıştı.
İstihbarat ve askeri savcı tarafından sorgulanan Uzman Çavuş Halis Çağan, Çavuş Mehmet Şenkul, erler Ramazan Yüce, Fuat Başoda, İlhami Demir, İrfan Beyaz,
Özhan Şabanoğlu ve Fatih Atakul çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanmıştı.
Soruşturmanın devamında askeri savcı hazırladığı iddianamede, saldırıdan Er Ramazan Yüce'yi sorumlu tutmuş, 6 ayrı suçtan ağırlaştırılmış müebbet
hapis istemişti. Savcı diğer sanık askerlerinde emre itaatsizlik suçundan 3 ile 7 yıl arasında
hapis cezası talep etmişti.
Van Askeri Mahkemesi'nde 1 ve 2
Şubat tarihlerinde mahkeme sanıkların savunmasını ve olay sırasında sanıklarla birlikte olduğu belirtilen 5 askeri tanık sıfatıyla dinlemişti. Mahkeme tüm sanıkların
tahliyesine oy birliğiyle karar vermişti. Tabur komutanın vatana ihanetle suçladığı Ramazan Yüce, tahliye kararından sonra askerlik süresi dolduğu için aynı gün
terhis edilmişti.
Erlerden Mehmet Şenkul ve Özhan Şabanoğlu sonraki dönemlerde terhis edilerek ailelerine kavuşmuştu.
CİHAN