DTP'li Türk'ten açılıma darbe

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, partisinin barış için çabaladığını, ancak yeterli olmadığını itiraf etti. Çözümün Öcalan'sız ve PKK'sız olmayacağını savunan Türk, "Çözümün anahtarı Sayın Öcalan ve PKK'nın elindedir. Bu anahtarın doğru kullanılması gerekir." dedi.

DTP'li Türk'ten açılıma darbe

Demokratik Toplum Partisi (DTP) tarafından Diyarbakır'da yapılan "Onurlu Bir Barışa Evet" mitingi Kürt müzik grubu Agire Jiyan'ın konseriyle başladı. Mitingte sunucular, aralarda Abdullah Öcalan'ın avukat görüşme notlarından pasajlar okudu. İstasyon Meydanı'nda çok sayıda Öcalan posterleri ve PKK flaması açıldı. Kalabalık zaman zaman PKK ve Öcalan lehine slogan attı. Mitinge DTP'li milletvekilleri, bütün belediye başkanları ve partililer katıldı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, konuşmasına Kürtçe başlayarak, "Ey barışa susamış acıyla yorulmuş yürekler, onurlu bir barış için bu meydandan Amed'ten bütün Türkiye'ye ve dünyaya selam olsun." şeklinde konuştu. Savaşın ortasında doğduklarını, çocuklarının savaşın kurbanı olduğunu vurgulayan Baydemir, "Üç kuşak savaşla yorulduk. Şeyh Sait'ten Mazlum Doğan'a, Uğur Kaymaz'dan Enes Ata'ya bir kuşağın kanı kurumadan diğer kuşağın kanı aktı üzerine. Ölüm kader olabilir, öldürülmek kader olamaz. Bu bizim kaderimiz değil, olmamalı. Bu meydandan Türk halkının vicdanına sesleniyorum. Artık gözyaşlarını durduralım. Evlerimize tabutlar değil eli çiçekli çocuklar gelsin. Ana ve baba ocakları, anaların acı feryatlarıyla değil, sevinç çığlıklarıyla inlesin. Analar çocuklarının tabutlarına değil, sıcak bedenlerine sarılsın." diye konuştu. Baydemir şunları dile getirdi: "Çanakkale'de omuz omuza savaşan Kürtlerin bir gün çocuklarının dillerinin yasaklanacağını biliyorlar mıydı? Bunun için mi omuz omuza savaştılar. Birlikte toprağa verildiler. Elbette ki hayır. O halde birlikte vicdanlardan süzülerek ortak bir adalet yaratmalıyız. İşte o zaman Türküyle Kürdüyle onurlu bir gelecek inşa edilebilir. Kim ne kadar yaşar bilemem. Rabbimin bana tasvip ettiği bu son konuşma da olabilir. Barış savaştan, kavgadan, ölümden ve öldürmekten daha zahmetlidir. Alın terini gözyaşlarına yeğlemeliyiz. Kürt ve Türk siyasetçisi de, Kürt aydını da Türk aydını da, hükümeti de muhalefeti de DTP'lisi de AKP'lisi de daha cesur olmak zorundadır. Ateşkes tek taraflı yürümez. Silahlar aynı anda susmalıdır. Tek taraflı değil, çift taraflı silahlar sustuğunda, dün Hakkari'de bir acı yaşandı. Ben bir Kürt evladı olarak diyebilirim ki, askere sıkılan kurşun, bundan böyle bana sıkılsın. Türk aydını da politikacısı da gerillaya sıkılan kurşun, bana sıkılsın demelidir. Çünkü ölmek de öldürmek de Kürt sorununu çözmez." Mitingde konuşan DEP eski Milletvekili Hatip Dicle, Kürt açılımında hükümetin "Ölümü gösterip, sıtmaya razı olmak" anlayışıyla hareket etmemesi gerektiğini belirterek, "Kürt halkı özgürlüğü uğruna ölümü seçebilir ama sıtmaya asla razı olmaz." dedi. DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna da İçişleri Bakanı Atalay'ın "Açılımın en büyüğünü yapıyoruz, operasyonu durduruyoruz." demesi gerektiğini ifade etti. Ayna, "Barış Türkiye'ye, Kürdistan'a gelecek. Barış kandan beslenen inat gelecek. İçişleri Bakanı bir hafta önce operasyonu durdursaydı o 4 asker ölmeyecekti." diye konuştu. PKK'nın eylemsizlik kararını Ramazan Bayramı sonuna kadar uzattığı meydandaki kalabalığa duyuran Ayna, şöyle konuştu: "Bu süreçte toplumsal mutabakattan bahsediyor. Deniyor ki; toplumsal mutabakat oluşturuyoruz. Herkesin kabul edeceği bir çözüm üretiyoruz deniyor. Diyelim ki herkesle görüştünüz ve sonuç dendi ki Kürtleri yok edelim. Siz Kürtleri yok mu edeceksiniz? Özgür ve eşitlik birliktelikte toplumsal sözleşme yapmak ve bu konuda toplumsal mutabakatı hazırlamaktır. Eğer siz MHP, CHP, ırkçı şovenist, faşist kesimlerle Kürt halkının yok edilmesini kesimlerle mutabakat sağlamaya çalışırsanız bu iş olmaz. Toplumsal mutabakat Kürtler ile Türkler arasında olmalı. Siyasi partiler yada siyasi düşünce hareketleri arasında değil. Tek bir toplumsal mutabakat vardır. Özgür eşit sivil demokratik anayasadır. Anayasa değişmediği sürece toplumsal mutabakatı sağlayamazsınız. Sorunu Kürtler yaşıyorsanız, mutabakatı Kürtler ile yapmalısınız. Türklerin içerisinde bazı siyasilerle değil. Türk halkını barışa davet ediyorum. Türkleri Muş, Hakkari, Şırnak, Van ve Diyarbakır'a davete ediyorum." "30 YILDIR CAN VERENLER SÜRECİNDE İÇİNDE OLMALI" Mitingin son konuşmacısı DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Kürtçe başladığı konuşmasına Türkçe devam etti. Barıştan söz ederken, acıları yüreklerinde yaşadıklarını dile getiren Türk, PKK'dan da "özgürlük hareketimiz" diye söz etti. PKK'lıların özgürlük için canını verdiğini söyledi. Kürtlerin barış söylemini gündemden kaldıran olamayacaklarını vurgulayan Türk şöyle devam etti: "Biz barış için bütün çabayı ortaya koyacaktır. Ama takdir edersiniz DTP diyalog ve uzlaşıyı ortaya koyacağı çabalar bir yere kadar sınırlıdır. Çünkü 30 yıldan beri mücadele ederek canını verenler mutlaka sürecin içinde olması lazım. Toplumsal realite bunu gösteriyor. Bu konuda formüllerin barış sürecin nasıl evrileceğini çok iyi okuyarak dürüst davranarak söylemeyiz. PKK önderi Sayın Öcalan barış için hazırım diyor. Şimdi Kürt halkı için önemli olan bu düşünce, bu söylem ve PKK'yı hiç kimse göz önünde tutmam diyemez. Çünkü halkımız biliyor ki anahtar oradadır. Bu anahtarın doğru kullanılması bir zorunluluktur. Bakınız çok açık bir şekilde söylüyoruz. Devlete siz mecbursunuz demiyoruz. Ey kardeşlerimiz diyoruz. Formül budur. Dünyadaki bütün sorunlar tarafı muhatap alınarak çözüldü. İngiltere'de İrlanda sorunu gündeme geldiği zaman gerçekten bu işi mutfağında çözüm olmuştur. Lort John hem hükümet hem de İRA ile görüşerek belli bir rapor ortaya koydu. Şöyle bir açıklama yaptı: 'Eğer İrlanda'yı İRA'yı bu müzakere dışına iterseniz bu süreç işlemez, barışa dönüşmez.' Ve Tony Blair 'Barış için gerekirse şeytanla görüşürüz.' dedi. Bu kararlılığın ifadesiydi. O barış sağlayan Lort John'a kraliyet tarafından Lortluk unvanı verildi. Dünyanın hafızasında unutulmayan bir Mandela örneği var. Hapse atıldı. Bir dönem sonra görüşmeler başladı. O siyah insanların temsilcisi şunu söyledi: 'Ben arkadaşlarımla görüşmek zorundayım.' Eğer bir gün çözüm arayışları başlarsa ve Sayın Öcalan'a gidilirse, bilin ki Sayın Öcalan da arkadaşlarıyla görüşecek. Yoksa bunu başaramayız. Gerçekleri söylemeliyiz, gerçekçi olmak zorundayız." Barışçıl çözüm tartışmalarının yaşandığı bir süreçte kandan beslenenler ve statükocuların engelleyici çabalar içerisinde olduğunu ifade eden Türk, "İnsanlık tarihi Hz. Adem ile başladı. Günümüze gelene kadar bir şey var. Habil, Kabil olayı, kardeşini kabul etmeme olayı. O, kardeş kavgasının başladığı tarihtir. Ama kardeşini öldürdüğü için hala Kabil'in alnında kan lekesi var. Sayın Baykal, 'Kabil'in alnındaki lekeyi taşıma' diyoruz. Birilerini, bazı siyasetleri iyi tanıyoruz. Onlar zaten nereden, neyden beslendiğini çok iyi biliyoruz. Bizi ilgilendirmez ama sosyal demokrat olduğunu söyleyenlere bu tavır yazıktır, günahtır. Gelin halkların barışını katkı sunacak bir rol oynayın." ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ı dünkü açıklaması nedeniyle eleştiren DTP'li Türk, şunları söyledi: "Sayın Bakan sanki 20 milyon Kürt yokmuş gibi, Kürtlerin talepleri yokmuş gibi konuştu. Neymiş, tasfiye edilmeymiş. 30 yıldır zaten bu yönteme başvurdunuz. Biz sizden farklı bir yaklaşım, bir kardeşlik bir özgürlük tavrı bekliyoruz. Bu mantıkla başaramazsınız. Bakan gündem anayasa değişikliği yok, af yok diyor. Zaten kimse af beklentisi içinde değildir. Bizim için önemli olan hak ve özgürlüklerdir. Sayın Bakan peki niye milleti ayaklandırdınız. Çözeceğiz dediniz. Lütfen daha ciddi olunuz. Biz burada söylerken kaygılı değiliz. Mutlaka barış gelecektir. Cin şişeden çıktı. Bu süreci durduramazsınız. Zikzaklar çizerek, korkup geri çekilseniz de bu süreç mutlaka barışa gidecektir. Çünkü bu süreç Kürt sorununun tartışıldığı bir süreçtir." Üniter yapı ve Türk bayrağıyla bir sorunlarının olmadığını da dile getiren Türk, İspanya ve İngiltere'de olduğu gibi sorunun üniter devlet yapısı içerisinde çözülebileceğini aktardı. Türk, Baykal'ın üniter devletle ilgili yanlış bilgiye sahip olduğunun altını çizerek, "Üniter devleti- bir ırk devleti olarak bize dayatmayın. Kürtler eski Kürtler değil. Kurnazlık yaparak bu sorunu başka yere taşımayın. Üniter devletten söz eden Sayın Baykal keşke bu kurnazlığı bırakıp, 5- 10 kitap okusaydı. O zaman üniter devletin ne olduğunu öğrenirdi." sözlerini kullandı. Türk, Hz. Musa'nın asasının kimsenin elinde olmadığını, hemen bir çözüm beklenmediğini, sürecin sağlıklı yürütülerek, çözüme ulaşılacağını sözlerine ekledi. Konuşmalardan sonra Kürtçe müzik grubu ikinci kez sahneye çıktı. Ardından İlkay Akkaya sahneye çıkarak türkülerini seslendirdi. (CİHAN)
<< Önceki Haber DTP'li Türk'ten açılıma darbe Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER