Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Başkanı Osman
Baydemir’in geçtiğimiz hafta başında
AK Parti’yi
hedef alan ve “Diyarbakır bir kaledir, kimsenin düşürmeye gücü yetmez, savaştan kaçmayız.
Hükümet bize karşı ayrımcılık uyguluyor. Baş
bakan açıkça Diyarbakır’a savaş ilan ediyor. O zaman hodri meydan.” şeklindeki sözleri üzerine
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın, “Laf değil,
hizmet üret” şeklindeki çıkışının yankıları sürüyor.
Aksiyon’un elde ettiği resmî bilgi ve belgelerde, DTP’li belediyelerin, Baydemir’in iddia ettiği gibi herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadığı, aksine desteklendiği somut olarak görülüyor.
Aynı
bölgede bulunan AK Partili
Şanlıurfa Belediyesi,
İller Bankası tarafından yüzde 15’lik daha fazla bir
kesintiye uğrarken, 16
büyükşehir belediyesi arasında en çok
ödenek ve
kredi alan illerin başında DTP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi geliyor. Üstelik diğer belediye başkanları seçildikleri günden bu yana hemen her ay ortalama birer kez İller Bankası’nın kapısını aşındırmak için
Ankara’nın yolunu tutarken, Baydemir, şimdiye kadar bankaya sadece bir defa uğramış. Baydemir’in iddiasının aksine AK Parti
iktidarında herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadıklarını vurgulayan değişik partilerden bölge belediye başkanlarının görüşü de aynı: “Baydemir, bu sözleri hizmet için değil ‘
siyaseten’ söyledi.”
BAYDEMİR MEYDAN OKUMASINDA HAKLI MI?
Geçmişte politikasının ana omurgasını devlete topyekûn karşı olmak şeklinde oluşturan
PKK çizgisindeki partilerin halefi konumunda olan DTP bu manada yeni bir taktik peşinde. AK Parti’nin Doğu ve Güney
doğu’da 2002
Kasım seçimleriyle başlayan, 28
Mart 2004 yerel seçimleri ile devam eden yükselişinin 22 Temmuz 2007 seçimlerinde zaferle taçlanmasıyla ‘muhalefet rotasını’ Başbakan Erdoğan’ın şahsında AK Parti iktidarına çeviren DTP ilginç bir yöntem izliyor. Özellikle 22 Temmuz’da kaleleri olarak gördüğü illeri bir bir kaybederek yenilginin ötesinde ‘hüsrana’ uğrayan DTP, seçimlerin ardından gerçekçi ve samimi bir muhasebe yapmak yerine sert açıklamalarla gerginlik politikasını sürdürmeye devam edeceğe benziyor.
AK Parti-DTP eksenli tartışmalar aslında 22 Temmuz genel seçimlerinden hemen sonra mazbatasını alan
Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi Eker’in DTP’li belediyelerin halkın sorunlarını çözmediği yönündeki açıklamalarıyla başladı; Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı
Osman Baydemir’in Ankara’ya meydan okurcasına, hükümeti ve Başbakan Erdoğan’ı sert dille eleştirmesiyle alevlendi. Hükümetin kendilerine karşı ayrımcılık yaptığını iddia eden Baydemir, “Hem ayrımcılık yapacaksınız, hem de ileri geri konuşacaksınız. Sayın Başbakan ve bakanlar açıkça Diyarbakır’a karşı savaş ilan ediyor. Diyarbakır, savaş ve kavgayı sevmiyor. Birlik ve
diyalog için buradayız. Ama ilan edilen bir savaş için ‘hodri meydan’ diyoruz.” şeklinde sözler sarf etti.
Bunun üzerine Başbakan Erdoğan, Baydemir’in vatandaşa hizmet etmek yerine siyaset yaptığını söyledi. Erdoğan, DTP’li belediyelere vatandaşa hizmet etmeleri için yapılan
yardımların yerini bulmadığını, herhangi bir ayrımcılığın söz konusu olmadığını belirtti. 4,5 yıllık iktidarları döneminde Doğu ve
Güneydoğu’daki belediyelere 5,5 milyar dolarlık yatırımın bunun bir göstergesi olduğunu söyledi. Hükümet, gerçekten Baydemir’in tartışmalara neden olan iddialarında dile getirdiği gibi ayrımcılık yapıp DTP’li belediyeleri zor durumda bıraktı mı? Ya da bu belediyeleri farklı bir uygulamaya tâbi tuttu mu? Aksiyon, bölge illerinin belediye başkanları ile görüşüp bu konudaki düşüncelerini aldı.
KREDİLERDE VE ÖDEMELERDE EN ŞANSLI BELEDİYELER DTP’LİLER
Ankara’dan belediyelere giden kredi ve ödeneklerin patronu konumundaki İller Bankası’nın verileri, Diyarbakır başta olmak üzere DTP’li belediyelere iddia edildiği gibi ayrımcılık yapılmadığını ortaya koyuyor. Bir başka ifade ile resmî rakamlar Başbakan Erdoğan’ın sözlerini tasdik eder mahiyette. Hatta birçok AK Partili belediyeye göre DTP’li belediyeler kendilerinden çok daha iyi hizmet alır durumda. Örneğin, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, payına tahakkuk eden para miktarının yüzde 88’ini İller Bankası’ndan alırken, aynı bölgede bulunan AK Partili Şanlıurfa Belediyesi ancak bunun yüzde 73’ünü alabiliyor. Bir başka ifade ile Diyarbakır Belediyesi’nden SSK, Bağ-Kur ve
vergi kesintileri gibi devletin alacakları nedeniyle yüzde 12’lik bir kesinti yapılırken, Şanlıurfa Belediyesi yüzde 27’lik bir kesintiye maruz kalıyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bu rakamla, 16
büyükşehir belediyesi içinde en az kesintiye uğrayan belediye. Diyarbakır’ın yanı sıra
Batman,
Hakkâri,
Şırnak ve
Tunceli gibi il ve ilçe belediyeleri de İller Bankası’ndaki kesintilerden en az nasibini alan
yerel yönetimler. Bu belediyelerin aynı şekild
e devletin verdiği ödenek ve kredilerden en çok yararlanan belediyelerin başında gelmesi dikkat çekiyor.
Dikkat çeken bir başka nokta ise yine tartışmaların odağındaki Diyarbakır iline bağlı belediyelerin 2003-2007 yılları arasında aldığı toplam kredi miktarı. Resmî kayıtlara göre bu rakam 27 milyon 345 bin YTL. Yüksek Planlama Kurulu’nun 01.03.2007 tarih ve 2007/6 sayılı kararı ile Belediyelerin Altyapısının Desteklenmesi Projesi (BELDES) kapsamında İller Bankası’nca tahsis edilen 30 milyon YTL hibeden yararlanan 49 belediyeden 9’u bu ilin sınırları içinde yer alıyor. Buna göre Diyarbakır’a bağlı, içme suyu tesisi olmayan Ambar, Alatosun,
Dicle, Kaygısız, Kuyular,
Hazro, Kocaköy, Ağaçlı,
Bayrampaşa belediyelerinin içme suyu tesisleri karşılıksız olarak İller Bankası tarafından yaptırılıyor. Yine
harita ve imar projesi kapsamında, Diyarbakır merkez ve 7 belediyesinin 4 milyon YTL karşılığındaki harita ve imar projesi İller Bankası tarafından gerçekleştiriliyor.
MHP’Lİ BAŞKAN: İKTİDAR, BELEDİYELER ARASINDA AYRIM YAPMADI
AK Partili Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakibaba, bu dönemde iktidar partisine mensup olmanın neredeyse avantaj yerine dezavantaj olduğunu söylüyor. Fakibaba, bu nedenle sorunlarını Ankara’dan gelen yardımlar yerine daha çok yerel kaynaklarla çözdüğünü anlatıyor. Belediyeleri, ‘bahane üretmek yerine halkın sorunlarını çözüp hizmet götüren kurumlar’ olarak nitelendiren başkana göre,
Türkiye’de hizmet isteği olduktan sonra belediyelerin üstesinden gelemeyeceği sorun yok aslında. Belediye olarak halen her ay yaklaşık 3 milyon YTL civarında açık verdiklerini hatırlatan Fakibaba, “Bu açığımızı yerel kaynaklarla kapatıyoruz. Çöp, içme suyu ve katı atık konusunda büyük merhaleler aldık. Ancak bazı belediyeler kalabalıkları toplamak için popüler sanatçılara yılda 1 milyon YTL’nin üzerinde para veriyor. İktidar partisi olarak bazen nerdeyse ‘artık yeter’ diyeceğiz ama Türkiye’nin imkânlarını da bildiğimiz için susarak yolumuza devam ediyoruz.” diyor.
Milliyetçi Hareket Parti’li (MHP)
Iğdır Belediye Başkanı Nurettin Aras’a göre AK Parti iktidarı belediyeler arasında ayrım yapmadı. Muhalefet partisine mensup olmalarına rağmen herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadıklarını, sundukları projeler konusunda bugüne kadar herhangi bir engelle karşılaşmadıklarını belirtiyor. Bölgenin kendine has
ekonomik sorunları nedeniyle tahsil konusunda zorlandıklarını; bunun için ancak İller Bankası’ndan gelen paralarla ayakta durabildiklerini aktarıyor. Laf üretmek yerine belediyecilik yaptıklarını vurgulayan Aras’a göre, Baydemir’in ‘savaş ilan etme’ yaklaşımı talihsizlik. MHP’li Belediye Başkanı, bir belediye başkanının fikirlerini beğenmese bile bu ülkenin başbakanına saygı duyması gerektiğini söylüyor.
İller Bankası Genel Müdür Yardımcısı
Bahattin Kaplanoğlu, yapılan ödeneklerle kredilerin verilmesi noktasında herhangi bir parti ayrımı gözetmediklerini söylüyor. Tüm belediyelere, tespit edilen bir sisteme bağlı olarak yardım yaptıklarını belirterek, yanlış anlamalara mahal vermemek için iktidara mensup olmayan partilere daha fazla tolerans gösterdiklerini aktarıyor. Kaplanoğlu’na göre, hangi belediyenin ne kadar alacağı belli aslında. Normalde belediyelere her ay verilmesi gereken ödenekten, önce yüzde 60’ından az olmamak üzere borçları düşülüyor sonra geriye kalan para hesaplarına yatırılıyor. Belediyelerden gelen projeler de değerlendiriliyor, uygun görülenlere kredi veriliyor. Belediyeleri varlık sebebi olarak gören Kaplanoğlu, “Zaman zaman belediye başkanlarını ziyaret ederek bizimle iş yapmaları konusunda
teşvik ediyoruz. Birçok belediye başkanı her ay gelip bizim kapımızı aşındırıyor. Ancak Baydemir bugüne kadar tek bir sefer gelmiş. Oysa kapımız herkese sonuna kadar açık.”
İller Bankası ve devlet kredileri ile ilgili kaynakların kesilmediği ortada olmasına karşın tartışmalar DTP-AK Parti eksenli olarak sürecek. Görünen o ki, yerel seçimler öncesinde en keskin tartışmalar Diyarbakır özelinde yaşanacak.
Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Aytaç Durak: BAYDEMİR GİBİ SİVRİ LAF ETMEYE GEREK YOK
Osman Baydemir’le görüştüm. ‘Gençsin, sivri laflar etmemelisin!’ uyarısında bulundum. Baydemir, Belediyeler Birliği’ne üye olmak istediğini söyledi. Ben de zaman zaman yaptığı sert açıklamaları nedeniyle kendisini bu birliğe dahil etmediğimizi belirttim. Diyarbakır Belediyesi’nin gelirleri bu dönemde 5 kat arttı. Böyle olmasına rağmen, yapılan açıklamalar oldukça şaşırtıcı.
AK Partili Gaziantep Belediye Başkanı Asım Güzelbey: HAZİNE AK PARTİLİ OLDUĞUMUZA BAKMIYOR
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in ‘
Yatırım yapmak istiyoruz ancak
Hazine izin vermiyor’ sözleri gerçeği yansıtmıyor.
Avrupa Birliği’nden hibe almanın bir prosedürü var. Ben de almak istedim.
İspanya’dan alacağım hibenin toplamı 120 milyon dolardı. Ancak Hazine bunu kabul etmedi, izin vermedi. Hazine de bizi reddediyor. Belediyenin AK Partili olduğuna bakan yok yani.
AKSİYON