İddiaya göre, olumlu
yanıt verilen
Karataş, Avrupa'da
eylem yapmama karşılığında serbest bırakıldı.
Sabancı suikastı sanıklarından Fehriye Erdal'ın, 9 Ocak 1996'da Sabancı Center'da gerçekleştirilen
terör saldırısıyla ilgili itiraflarda bulunduğu
mektuptan sonra
Dursun Karataş'ın
Fransız adli makamlarına yazdığı ikinci bir mektup ve bu mektuptan sonra imzalanan ilginç bir
protokol ortaya çıktı.
DHKP-C'nin
Belçika'nın Knokke kentindeki hücre evinde ele geçirilen ve Türkiye'ye getirilen arşivinden çıkan mektuba göre
örgüt lideri Karataş, serbest bırakılması karşılığında
Fransa'da eylem yapmama garantisi verdi. Karataş'ın, el yazısı ile kaleme aldığı ve Fransız makamlarına gönderdiği mektupta, "Beni serbest bırakın. Yoksa ülkenizde eylem yaparım" dediği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre mektup yazıldıktan sonra Fransız yetkililerle Karataş arasında çok gizli bir protokol imzalandı. Karataş, imzaladığı protokolde Fransa, Belçika ve Hollanda'da eylem yapmayacaklarını garanti etti. Fransız yetkililer de Karataş'ı serbest bırakıp, DHKP-C'nin Avrupa'daki faaliyetlerine karışmayacaklarını taahhüt ettiler.
DÖRT AY TUTUKLU KALDI
Dursun Karataş, 15 yıl sonra ortaya çıkan dört sayfalık mektubunda Fransızlarla terör pazarlığına girişince Fransız gizli
servis elemanları Karataş'la temasa geçti. Karataş'la La Sante
Cezaevi'nde görüşen Fransız
gizli servis elemanları, mektuptaki
teklifi değerlendirdiklerini ve eylemsizlik sözü karşılığında Karataş'ın serbest bırakılma talebine olumlu yanıt verebileceklerini söylediler. O dönem '
Çakal Carlos' lakaplı Vladimir Illich Ramirez Sanchez'in de kaldığı La Sante cezaevindeki görüşmeden sonra Dursun Karataş'ın serbest bırakılması için gizli bir çalışma başlatan Fransız gizli servis elemanları, adli makamlarla temasa geçip DHKP-C liderinin dört ay sonra serbest bırakılmasını sağladı. Dursun Karataş, Fransa-
İtalya sınırındaki Favoir bölgesinde Modane kasabasında 9
Eylül 1994 tarihinde yakalanmıştı. Karataş'ın Fransız adli makamları tarafından serbest bırakılma tarihi ise 26 Ocak 1995. Yani Karataş, dört ay cezaevinde
tutuklu kaldıktan sonra salındı. Serbest kalınca Sabancı suikastı emrini verdi ve bir yıl sonra, 9 Ocak 1996'da
İstanbul'da kanlı saldırı gerçekleştirildi.
YAZI KESİNLİKLE KARATAŞ'IN
Gerçekleştirilen kriminal incelemede söz konusu mektubun Karataş tarafından kaleme alındığı kesinleşti. Türk adli makamları, 11
Ağustos 2008'de Hollanda'da ölen Dursun Karataş'ın Fransızlara
anlaşma önerdiği mektup ortaya çıktıktan sonra Fransa'dan Karataş'ın 1995'te tutuklanıp serbest bırakılmasına neden olan dosyayı istedi. Protokolün aslının halen Belçika makamlarında olduğu, Türkiye'de ise bir fotokopisinin bulunduğu belirtildi. SABAH'ın görüştüğü konuya hâkim bir istihbaratçı, "Bu protokol olmasaydı belki Sabancı cinayeti işlenmeyecekti" dedi. Karataş'ın mektubu, DHKP-C'nin arşivindeki diğer
belgeler gibi Emniyet'te sol
terör örgütleri masasına
bakan polisler tarafından incelendi. DHKP-C'nin arşivinden çıkan 20 klasör belge
Ergenekon savcılarına verildi. Özel Yetkili İstanbul
Cumhuriyet Savcısı Bilal
Bayraktar, Fehriye Erdal'ın itiraflarda bulunduğu mektuptan sonra Dursun Karataş'ın mektubunu da incelemeye aldı.
Sabancı
ailesi 14 yıldır süren suskunluğunu yine bozmadı
SABAH'ın dün
manşetten yayınladığı "Sabancı suikastı sil baştan" haberi ses getirdi. Gazetemize, bir açıklama yapan Demir Sabancı, "Mektupla ilgili bir değerlendirmede bulunmamız doğru olmaz. Konuyla ilgili adli süreç ağır ceza mahkemelerinde devam ediyor" dedi. Demir Sabancı şunları söyledi: "Bu konuda resmi veya gayriresmi bir açıklama yapmak istemiyorum. Çünkü ağır ceza avukatı ve savcının içinde olduğu adli bir süreç bu. Bu konularda hiç konuşmadım, bundan sonra da yasal süreci devam eden bir konuda hiçbir şekilde demeç vermek istemiyorum. Mektubun gerçekliği konusunda da bir açıklamada bulunmak da istemiyorum, ne aile ne de kendi adıma bir açıklamada bulunmam doğru olmaz."
ERDAL'IN MEKTUBU
Sabancı Holding Kurumsal İletişim Müdürü
Suat Özyaprak da SABAH'a, "Soruşturmayı ve bahsi geçen mektubu haberinizden öğrendik. Sabancı ailesi ve
holding 14 yıldır meşum hadise hakkında hiçbir açıklamada bulunmadı. Bu konudaki kararlı suskunluğun bundan sonra da bozulacağını sanmıyorum" dedi. SABAH, dünkü manşet haberinde 9 Ocak 1996'da Sabancı Holding Yönetim Kurulu üyesi Öz
demir Sabancı, ToyotaSA Genel Müdürü
Haluk Görgün ve Başkanlık Sekreteri Nilgün Hasefe'nin öldürülmeleriyle sonuçlanan silahlı saldırıyla ilgili dosyanın yeniden açıldığını duyurmuştu. Haberde özel yetkili İstanbul
Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar, suikastı üstlenen DHKPC örgütünün Belçika'da ele geçirilen gizli arşivindeki belgelerden yola çıkarak dosyayı tozlu raflardan indirdiği belirtilmişti. Soruşturmanın başlamasında Fehriye Erdal'ın örgüt lideri Dursun Karataş'a verilmek üzere hazırladığı beş sayfalık mektup etkili olmuştu. Öte yandan
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar, "Sabancı suikastı"
soruşturması iddiasına ilişkin açıklama yaptı. Soruşturmaya yönelik geçen yıl Belçika'dan gelen yetkililerin burada inceleme yaptığını ve kendilerinin de bunlara
yardım ettiğini hatırlatan Bayraktar, "Soruşturma Belçika'da yürütülüyor. Şu an bizde böyle bir soruşturma yok" dedi.
ABDURRAHMAN ŞİMŞEK-SABAH