"İktidar Partisi Zanlı...
'
Kuvvetler ayrılığı' demokrasinin 'olmazsa olmaz' kurallarındandır...
Demokraside kaç kuvvet var?..
Rakamla 3...
Yasama..
Yürütme..
Yargı..
Yargıtay Başsavcısı
Abdurrahman Yalçınkaya AKP'ye yönelik bir açıklama yaptı...
AKP bu yüzden tepkili...
Yalnız AKP mi tepkili?..
DTP de tepkili...
Neden?..
Çünkü bu iki partimiz iki kırmızı çizgimizi çiğniyor mu, çiğnemiyor mu soruları yargıyı fena halde ilgilendirmeye başladı...
İki kırmızı çizgi nedir?..
Dincilik..
Ve bölücülük..
DTP'nin üstünde bölücülük, AKP'nin üstünde dincilik gölgesi gün geçtikçe koyulaşıyor...
Yargı bu gerçeği görmezlikten gelebilir mi?..
Gelemez...
Yargı gücünd
e devlet görevlisi bir savcı ille de görevini yapmak zorundadır...
Nedir görevi?..
Hırsıza, yolsuzluk yapana, rüşvet alana, adam yaralayana ya da öldürene savcı
dava açar...
Savcı, Cüneyt Koryürek' e çarpıp yazarımızı öldüren otomobil sürücüsüne hele dava açmasın..
Görür gününü...
Savcı, kırmızı çizgiyi çiğneyip bölücülük ya da dincilik yapan siyasal partiye dava açmasın..
Görür gününü...
Savcı yürürlükteki yasalara göre davranmakla yükümlüdür...
Bir savcı, suç işlediği varsayılan kişinin ya da kurumun zengin mi yoksul mu, güçlü mü güçsüz mü, şişman mı zayıf mı, muhalefette mi iktidarda mı olduğuna bakarak karar veremez...
Başsavcı, dava açması gerekiyorsa, dava açacaktır...
Yargıtay Başsavcısı
Abdurrahman Yalçınkaya'nın açıklaması ve uyarısı üzerine küplere binen
Başbakan RTE yasamanın ve yürütmenin üstünlüğünden söz açtı, mangalda kül bırakmadı...
Başsavcının Meclis'le, hükümetle işi gücü yok...
Başsavcı ne yasamayı ele alıyor..
Ne de yürütmeyi...
Deyiş yerindeyse
sanık ya da zanlı, bir partidir...
DTP,
CHP, MHP gibi bir parti...
AKP'nin iktidarda olması, hükümetini kurması, yürütme organını oluşturması hukuka ve yasalara göre hiçbir şey değiştirmez...
Cumhurbaşkanımız dosyalı zanlı..
Başbakanımız dosyalı zanlı..
Bir de iktidar partimiz zanlı oldu mu, gel keyfim gel...
O zaman türbanlık ve kurbanlık Türkiye'nin yeme de yanında yat..."
24 OCAK 2008 İlhan Selçuk/Cumhuriyet