Baş
bakan Adnan
Menderes hakkında 15 ayrı davada yedi kez idam isteniyordu.
Yassıada Yargıcı Salim Başol'a, 'Sizi buraya tıkan güç böyle istiyor' sözünü söylettiren yargılama süreci, Menderes ve üç bakan arkadaşının idamıyla sonuçlandı. Dönemin DP millet
vekili Abdülmelik
Fırat, hukuk ihlalleriyle dolu yargılama sürecinin yakın tanıklarından. Fırat, cuntacıların insanlık dışı muamelelerde bulunduğunu söylüyor. "
Harp Okulu öğrencileri bile bizi
tekme tokat dövdü." diyor. Özellikle İçişleri Bakanı
Namık Gedik'e kin beslendiğini belirtirken şunları kaydediyor: "Gedik'i oraya çöp arabasıyla getirdiler. Daha sonra da pencereden aşağıya attılar. Genç
subaylar başbakan,
cumhurbaşkanı ya da
general ayırt etmeden yüzlerimize tükürüp herkesi sille tokat dövüyordu. En ağırımıza giden, bayan vekillere yapılan saldırılardı. Tünelden geçerken onlara
küfür ediyor, eteklerini aşağıya çekiyorlardı."
Fırat,
darbe hazırlıkları konusunda
Başbakan Menderes'i birkaç kez uyarmış. Ancak Menderes, bu ikazları 'Ben millete
hizmet ediyorum. Benim orduya zararım yok ki' diyerek dikkate almamış.
Eski vekil, Etimesgut'ta toplandıklarında yaptıkları bir sohbeti şöyle aktarıyor: "
Hasan Polatkan 'Bizi armut gibi topladılar.' serzenişinde bulundu.
Ağrı Milletvekili Halis
Öztürk, Kayseri'de Celal Bayar'a şöyle dediğini söyledi: Hiç mi tanıdığınız 100 subay yoktu? Bize söyleseydiniz bulurduk. 100 subayla irtibat kursaydık darbeciler bir şey yapamazdı."
Abdülmelik Fırat, darbenin
CHP Genel Başkanı İsmet
İnönü ile
İstanbul Üniversitesi Rektörü Sıddık Sami Onar'ın askeri kışkırtması sonucu gerçekleştiği görüşünde. CHP'nin hâlâ üniversite ve
bürokrasi ile birlikte hareket ettiğini savunuyor. Fırat, şöyle devam ediyor: "O zaman hakim, yargı ve iş konseyleri yoktu. Kemalistler halkın seçtiği kişileri hâlâ istemiyor. İktidar bunların elinde. Belki askere kalsaydı idamlar olmazdı. Onlar askeri sıkıştırdı. Yassıada'ya
adalet divanı diyorlar ama tam bir rezalet divanıydı." Fırat, Menderes'in Yassıada'da mahkemesindeki ilk konuşmasını da hâlâ unutamamış: "Ben melekemi kaybettim. Uzun zamandır kimseyle konuşmadım. Bana biraz mühlet verin."
27
Mayıs darbesinin ardından
Kürt kökenli birçok kişinin
Sivas kampında toplandığını ileri süren Fırat, bunun gerekçesi olarak dönemin
Kara Kuvvetleri Komutanı
Cemal Gürsel'in hazırladığı 'Kürt raporu'nu gösteriyor. Raporun içeriğinde '
Kürtler Doğu'da ayaklanacak' şeklinde bir bilginin olduğunu belirten Fırat, bu amaçla 2 bin 500 kişinin tutuklanmasının planlandığını savunuyor. Bu raporun darbeye zemin oluşturmak için hazırlandığını vurgulayan Fırat, şöyle konuşuyor: "Menderes ve Bayar, 2 bin 500 kişiye karşı çıktı. 'Olur, mu böyle şey?' dedi. Amaç Kürtlere orada gözdağı vererek, Kürt
gençleri sokağa dökmekti." Gürsel'in raporunu kendisine Fatin
Rüştü Zorlu'nun verdiğini anlatan Fırat, bunun tek parti
iktidarını devam ettirmek için hazırlanan bir plan olduğunu iddia ediyor.