Cumhuriyet'ten son numara

Kritik seçimler arefesinde Tehlikenin farkında mısınız? yazılı karanlık sayfalarla "kışkırtıcı" mesajlar gönderen Cumhuriyet Gazetesi ilginç manşetiyle sahnede!

Cumhuriyet'ten son numara

Cumhuriyet Gazetesi, bugün bambaşka bir gazeteyle okurlarıyla buluştu. Alışılandan "son derece farklı" bir şekilde hazırlanan gazete hem görenleri oldukça şaşırttı. Gazete, bugünkü birinci ve son sayfasını tümüyle beyaz basarak, "Tehlikenin farkında mısınız?" bezeri bir taktikle, açık darbe cağrısı yaptı. AK Parti hükümetinin basına yönelik baskı ve tehdit içeren uygulamalar yaptığını iddia eden Cumhuriyet, 1950'li yılları ve Demokrat Parti'yi örnek göstererek iktidarı açıkça tehdit etti. Cumhuriyet'in bu kez kullandığı mesaj ise: Biz susarsak... Kim konuşacak? Son taktik ile ilgili editör yazısı ise asıl niyeti gözler önüne sermeye yetti. İşte Cumhurbaşkanlığı ve 22 temmuz seçimleri öncesinde "Tehlikenin farkında mısınız?" yazılı karanlık sayfalarla zinde güçlere mesajlar gönderen Cumhuriyet Gazetesi'nin son numarası: "Biz susarsak kim konuşacak?..." "Gazetemizin bugünkü beyazlığı çoğu kişiyi şaşırtacaktır. Biz yaşadığımız dönemde basında yazıdan daha etkili bir yöntemin artık kaçınılmaz olduğunu düşündük. Geçmişte bu düşüncemizi destekleyecek deneyimleri demokrasi tarihimizde yaşamış bulunuyoruz. Türkiye'mizin tarihinde ve bugününde, demokratik süreçleri ve hesaplaşmaları Batı'da daha değişik koşullarda yaşadığımız açık seçik bir bilimsel gerçektir. Bu olayın aşamalarında ülkemizin bütün sivil, asker, resmi ve özel güçleri zaman zaman yerlerini almışlardır. Bu arada çok partili rejime geçtikten sonra üst üste üç kez tek başına seçimi kazanan bir iktidarın 1950'li yılların sonuna doğru basına nasıl bir saldırı kampanyası başlattığı bir ibret dersi olarak unutulmamalıdır. Demokrat Parti bu saldırı sürecinde muhalif gazetelerdeki beğenmediği haber ve yazıları sansüre tabi tutar, kimi sayfalar yer yer okurun karşısına bembeyaz çıkardı. İktidarın medyaya karşı antidemokratik ve saldırgan tutumu, Türkiye'yi bir askeri müdehaleye sürüklemiş, bu olay daha sonra yaşanan süreçleri de etkilemiştir. Peki, bugünkü durum nedir? Üst üste iki seçim kazanmış bulunan AKP'nin tutumu içerde ve dışardaki laik demokratik, aklı başında ve sağduyusunu yitirmemiş kesimlerin kabul edebileceği sınırları çoktan aşmıştır. Nitekim AKP'nin iktidara geçmesindeki işlevi artık herkesçe bilinen 'müttefikimiz Amerika'nın son olarak yayımladığı 'Dışişleri Bakanlığı İnsan Hakları Raporu'nda bu gerçekler açıkça dile getirilmektedir. AKP, başta 'Cumhuriyet' olmak üzere medyanın iktidara karşı bağımsız gazeteciliğini koruyan ve haber özgürlüğünü savunan kesimine, Başbakan vasıtasıyla ve elindeki devlet olanaklarıyla açıkça savaş açmıştır. Bu gidiş gidiş değildir. Özgür medyaya karşı, harp süreci öyle bir aşamaya ulaşmıştır ki, 'Cumhuriyet', bu vahim gerçeğin altını tarihsel bir uyarıyla çizmeyi yalnız gazetemiz adına değil; tüm Türkiye'nin varoluşu açısından kaçınılmaz görüyor. AKP, elindeki devlet olanaklarını pervasızca kullanıyor; kendinden yana medya oluşturmak için gazete, televizyon satın alıyor, kendinden yana olmayan medyaya vergi cezaları uygulamaya yöneliyor, karşıt bellediği yazar ve gazetecilere asılsız suçlamalarla soruşturmalar açtırarak basındaki muhalefeti sindirmeye çalışıyor; bu yolda geniş bir saldırı cephesi oluşturmuş durumdadır. Tüm kamuoyunu uyarmak için herkese soruyoruz: Biz susarsak... Kim konuşacak?..." * * * Sansür baskısı... Gazete, bu başlığın altına "Erdoğan medya ile savaşıyor" ifadelerini kullandı ve "İktidarın medyayı boykot çağrıları geçmiş dönemlerin dikta özlemlerini anımsatıyor" mesajını verdi.
<< Önceki Haber Cumhuriyet'ten son numara Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER