'Türkiye'de Darbeler, Demokrasi ve Siyaset' konulu panelde konuşan, kapanan
Nokta Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş,
Cumhuriyet mitinglerini ordunun örgütlediğini iddia etti.
Diyarbakır 7.
Kültür ve
Sanat Festivali etkinlikleri çerçevesinde Büyükşehir Belediyesi
Tiyatro Salonu'nda 'Türkiye'de Darbeler, Demokrasi ve Siyaset' konulu panel düzenlendi.
Panele katılan kapanan Nokta Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş, siyasi
demokrasinin önemine değinerek derginin kapanma sürecini anlattı.
Nokta Dergisi'nin ordu ile ilgili 3 haberi
kapak yaptığını hatırlatan Görmüş, "Türkiye'de kırmızı çizgiler var. En koyu çizgi ordu çizgisidir ve biz bunu fazla ihlal ettik. Eski komutanlardan Özden Örnek'in 2004 yılında tuttuğu günlüklerin hepsini okudum. İki
darbe girişimi olmuş, ancak daha sonra vazgeçilmiş. Bunların nedenleri ise ABD'nin,
halk ve medyanın darbeye karşı olması diye geçiyordu. Eski
sistem olmayınca doğrudan darbe yerine
sivil toplum örgütleri kullanılarak, halkın etkilenmesi yöntemini yapıyorlar. Günlüklere bakarak mitinglerin sivilliğine inanmak çok zor. Tüm bunların ardından mitingler geldi. Bu mitingleri örgütleyenler
silahlı kuvvetlerdir, bundan şüphem yok. Ama demeden darbelere karşı olunması gerekiyor." dedi.
Üç saat 40 dakika süren panelde bir soru üzerine Alper Görmüş, "Darbeciler hep şu elden gidiyor bu elden gidiyor diyor. Kimse merak etmesin, hiçbir şey elden gitmiyor. Giden sadece demokrasidir." diye konuştu.
Darbenin unutulmayacak bir hastalık olarak görüldüğünü belirten yazar
Ertuğrul Kürkçü ise, birinci darbede yargılananların çocuklarının daha sonraki darbede cezaevlerine atıldığını söyledi. Kürkçü, şunları söyledi: "
İnternet sitesinde 'Ne mutlu Türküm demeyen düşmandır' dediler. Kendini bir türlü hissedenler, öteki hissedenlere kendilerini dayatamazlar. Dayatmalarına izin vermemeliyiz. Köylerinden sürülen, oğlu dağa çıkmak zorunda kalmışlar, oğlu askere gitmesin diye
rapor alanlar ve sırtını ABD'ye dayayanlar aynı olamaz. Silah namlusunu gösterenler bize susun diyorlar. Barış, eşitlik ve adalete karşı savaş diyorlar. Türkiye'de devrim, bölünme ve şeriat paranoyası var. Ancak
Kürtler Türkiye'den ayrılmak değil, Türkiye'nin kalbinde yaşamak istiyor."
Demokratik Çözüm İçin Barış Grubu'ndan Seydi
Fırat da, Türkiye'de Kürtlerin taleplerine kapalı olan bir
siyasetin mevcut olduğunu savundu. Kürtlerin siyasetin çatışma yüzünü yaşadığını ileri süren Fırat, Kürtlerin kendilerini ifade edememesi için kalın duvarların örüldüğünü ve mevcut siyasetin Türkler açısından da doğru olmadığını belirtti.
Terör örgütü PKK'nın yayın organı Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Yüksel Genç,
gazetelerine darbe yapıldığını iddia etti.
Mart ayı içinde
teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın zehirlenme haberiyle bir ay kapatılma cezası aldıklarını dile getiren Genç, "TMY'nin yani darbenin hukuk boyutu ile gazetemize
kapatma cezası verildi.
Gazeteler tek tek kapatıldı. Baktılar kapatmakla olmuyor, bu kez dağıtımını engellediler. Bayi,
matbaa ve gazete çalışanlarımız tehdit edilmeye başlandı. Bir ayda gazetemiz 5 kez kapatıldı. Savunma ve haber verme hakkımız engellendi. Yani bize basın ayağında darbe yapıldı. Siyasal darbe süreci
Şemdinli ile başladı,
muhtıra ile derinleşti. İş yapamayan parlamento isteniyor.
Parlamento işini yapamazsa bunu asker yapacak. Gerçi şimdi de yapıyor. Muhtıra ile siyaset ve geleceğimize ipotek konuldu." şeklinde konuştu.
Cihan