Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan, gündemde yer alan yeni MİT yasasından; Cumhurbaşkanlığı seçimine, Ergenekon sanıklarıyla Hükümet işbirliğinden, Abdullah Gül'ün siyasi geleceğine dair bir çok konuda görüşlerini Samanyolu Haber'e anlattı.
Arslan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Ak Parti'nin kendi iç meselesi olduğunu söyleyerek ''Ak Parti'yle muhalefet arasında bu konuda makas epey açık'' dedi.
''CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ ARTIK AK PARTİ'NİN KENDİ İÇ MESELESİ''
Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde kendisine, Abdullah Gül’ün ’’Kimse cumhurbaşkanlığı cebimde demiyor’’ sözü ve son dönemde iktidara yakın medyada Abdullah Gül’ün AKP’nin karşısındaymış gibi gösterilmesi hatırlatılan Gazeteci Arslan, ’’Cumhurbaşkanlığı seçim süreci Ak Parti’nin kendi iş içi. Çünkü muhalefetle iktidar arasındaki uçurum çok fazla, muhalefet partileri bırakın ortak bir adayda uzlaşmayı henüz aday bile belirlemiş değil...Şu anki tablo için söylüyorum Cumhurbaşkanı'nın kim olacağı AK Parti'nin kendi işi, daha doğrusu Başbakan'ın vereceği karara bağlı’’dedi.
Ergenekon sanıklarının son dönemlerde hizmet hareketine karşı hükumetin yanında yer almasını da değerlendiren Arslan, Doğu Perinçek’ten sonra Tuncay Özkan’ın da hükumete destek olma açıklaması hakkında konuştu. Tuncay Özkan'ın ’’Bize güvence verin elimizdeki belgelerle cemaate karşı beraber savaşalım’’ sözü hatırlatılan Gazeteci Adem Yavuz Arslan, ''Bunun iktidara bir çeşit işbirliği önerisi'' olduğunu söyledi.
''ŞU AN GEÇERLİ TEK AKÇE CEMAATE KARŞI OLMAK''
Ergenekon sanıklarının ''zamanın ruhu'' kavramına uygun hareket ettiklerini belirten Arslan, ’’Şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nde tek geçerli konu cemaatle kavga, cemaate karşı sallamak.’’ ifadelerinde bulundu. Arslan, şöyle devam etti:
’’İsminin önünde Prof. unvanı olan bir kişi nefret suçu işleyebilir. Partide üste çıkmak isteyen bir kişi, bir plan dahilinde pozisyon elde etmek isteyen bir kişi, hiç ilgisi olmayan konularda ve kendisiyle 180 derece çelişen ifadelerle açıklama yapabilir. İş dünyasında, medyada geçerli akçe bu. Ergenekon sanıkları da böyle davranıyor, bu şu an normal.’’
Önümüzdeki ay sonu veya Haziran başında yargıda kapsamlı bir tasfiyenin yapılabileceğinin altını çizen Arslan,’’Doğal olarak bütün Ergenekon sanıkları umutlarını hükümete bağlamış durumdalar. Hükümete şu aşamada yaranmanın yolu da Cemaat aleyhine konuşmak, Cemaat aleyhine ifade vermek, zamanın ruhuna uygun hareket ediyorlar.’’ şeklinde konuştu.
Ergenekoncuların, Cemaate sallamak için ellerinde belge olmasına gerek olmadığını söyleyen Gazeteci Arslan, ’’Tutarlı olmak ya da gerçeklere dayanmak gibi bir ihtiyaç da söz konusu değil yeter ki kavram olarak kamuoyunun dikkatini çekecek bir takım ifadeleri söyleyebilsinler ’’dedi.
''MİT'İN BAŞINI AĞRITACAK HER ŞEYE DOKUNULMAZLIK GETİRİLİYOR''
MİT’e olağanüstü yetkiler tanıyan ve 11 maddesi Meclisten geçen yeni MİT yasasını ve bu hafta Meclise gelecek diğer maddelerle ilgili de açıklamalarda bulunan Arslan,’’MİT yasasının en büyük temel handikabı MİT’e tanınan sınırsız, sorumsuz denetimsiz yetkidir.’’dedi. Adem Yavuz Arslan yasayla ilgili düşündüklerini şöyle aktardı:
’’Getiren maddelere baktığınız zaman neredeyse bütün maddeler, yurt içine yönelik ve çok büyük bir kısmına af niteliği taşıyabilecek geçmişe dönük maddeler. Öyle ki Uludere'yi aklıyor, Reza Zerrab'ın durumuyla ilgili düzenlemeler getiriyor, durdurulan TIRlarla ilgili düzenleme getiriyor. Geçmişte MİT’in başını ağrıtacak ne kadar şey varsa hepsine dokunulmazlık getiriyor.’’