İsveç’e resmi bir ziyaret gerçekleştiren İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili medyaya yansıyan iddialara cevap verdi. Bir medya patronunun umre ziyareti sırasında kendisine “vakti geldiğinde Çankaya'ya aday olmanızı istiyoruz. Desteğimiz tam." şeklinde bir teklifte bulunduğu yönündeki iddiaları yalanlayan İİT Genel Sekreteri İhsanoğlu, "Hepsi iftira. Beni hiç politikayla ilgilenirken gördünüz mü? İsteseydim politikaya çoktan girerdim. Turgut bey (Özal) zamanında olsun, AK Parti kurulurken olsun, Adalet Partisi döneminde olsun, iktidar çevrelerine hiçbir zaman çok uzak değildim, çok da yakın değildim. Hiçbir zaman politikaya ilgi göstermedim. Benden politikacı olmaz.” dedi.
Görev süresi yılsonunda sona erecek olan İhsanoğlu, yeni görevinin ne olacağı yönündeki soruya ise, “Bakalım Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler. Biraz dinleneyim, benim de yapacak işlerim var.” şeklinde cevap verdi.
İsveç’te devlet başkanlarına uygulanan protokolle karşılanan Ekmeleddin İhsanoğlu, temasları hakkında İsveç’te yerleşik Türk basın mensuplarına bilgi verdi ve sorularını cevapladı. İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt’in daveti üzerine Stockholm’e geldiğini bildiren İhsanoğlu, ziyaretinin İİT tarihinde İsveç’e yapılan ilk ziyaret olduğunun altını çizdi.
İsveç Kralı 16. Gustav tarafından kabul edilen İhsanoğlu, görüşme sırasında İslam ülkeleri ile, özellikle Suriye ve Mısır’da yaşanan gelişmeleri ele aldıklarını belirtti. İsveç ile İslam dünyası arasındaki ilişkilerin nasıl daha ileri götürülebileceği konularını da konuştuklarını ifade eden İhsanoğlu, Kral Gustav’ın bölgedeki sorunları yakından takip ettiğini gördüğünü de söyledi.
Resmi temasları çerçevesinde İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt, Meclis Başkanı Per Westerberg ve Dışişleri Bakanı Carl Bildt ile de görüşen İhsanoğlu, İsveç ile İİT arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi konusunda hemfikir olduklarını ve işbirliğini geliştirmek için neler yapılabileceği hususunda görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi. Temaslarında Filistin ve Suriye meselelerinin yanı sıra, İsveç’te yaşayan Müslümanların durumu, İslamofobi gibi konular ile nasıl mücadele edileceği konularının da gündeme geldiğini bildiren İhsanoğlu, “Şunu söylemeliyim ki burada doğru bir teşhis var, doğru tavırlar var. Biz bunları destekliyoruz.” şeklinde konuştu.
“SURİYE'DE KAN DÖKÜLMESİNİ DURDURMAK LAZIM”
Suriye’de bir an önce savaşın durdurulması, müzakerelerin başlaması yönünde görüş birliğine vardıklarını açıklayan İhsanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Her şeyden önce Suriye’de kan dökülmesini durdurmak lazım. İnsanlar ölüyor. Ülke tarihi ve altyapısıyla çöküyor. Bunun kimseye hayrı yok. Bunun vebali çok büyük. Her şeyden önce ateşkesi sağlamak lazım. Ve müzakerelerle siyasi çözüm başlamalı. Bir masanın etrafında, çatışan tarafların temsilcileri oturur müzakereye başlar ve kurulacak yeni düzen masanın üzerinde olur. Geçen sene Cenevre'de bir geçici hükümetin kurulması üzerine anlaşmaya varıldı ama bu anlaşmaya hayatiyet verilmedi. Buna hayatiyet vermek lazım. Şimdi askeri çözüm hiçbir zaman kesin bir netice getirmiyor. İki seneden bu yana bir çatışma var. Bir ileri bir geri. Ne muhalefet hükümeti düşürebiliyor ne de hükümet muhalefet güçlerini etkisiz hale getirebiliyor. Muazzam kan akıyor. Baştan beri uluslararası camia nelerin yapılmaması konusunda anlaşmış gibi. Nelerin yapılması gerektiği konusunda ise anlaşmamış gibi bir tavır içindeler. Şimdi bunda anlaşmak lazım. Kan dökülmesini durdurmak lazım. Bu nasıl olacak; İki tarafın da masanın etrafında oturmasını sağlamak lazım.”
“EZAN İZNİ, MÜSLÜMANLARIN DİNİ HAKLARINA BİR SAYGI İFADESİDİR”
İsviçre ve Avusturya gibi AB ülkelerinde minareler yasaklanırken İsveç’te geçtiğimiz günlerde bir camiden açıktan ezan okunmasına verilen izni de değerlendiren İhsanoğlu, İsveç’in eskiden beri farklı dinlere karşı hoşgörülü olduğunu belirterek, “Müspet bir tavır. Müslümanların dini haklarına bir saygı ifadesidir bu. Bir tarafta minareleri yasaklayan örnekleri görüp, bir tarafta da ezanın okunmasını teşvik eden bir anlayışın olması takdire şayandır. Kral ile görüşmemizde bu mesele üzerinde de durduk. Tabii ki memnuniyetlerimizi ifade ettik.” dedi.
“İİT ARTIK GLOBAL BİR AKTÖR”
İİT’de dokuz yıllık görev süresi yılsonunda sona erecek olan İhsanoğlu, görevde bulunduğu süre zarfında İİT’nin global bir aktör haline geldiğini ifade etti. İİT’nin 57 üye ülke ile Birleşmiş Milletler’den sonra hükümetler arası en büyük teşkilat olduğunu dile getiren İhsanoğlu, “Sadece sayı olarak değil, etki meselesinde de bu böyle. İİT, Avrupa Birliği (AB) kadar etkin bir duruma gelmiştir. İİT, ekonominin yanı sarı siyasi olarak da büyük bir potansiyele sahiptir. 57 ülke bir konuda ‘evet’ ya da ‘hayır’ istikametinde oy verdiği zaman büyük oranda sonucu etkiler. Teşkilatımız sekiz yıldan beri ekonomik potansiyeli de seferber etme gayreti içerisinde. Ben göreve başladığımda tüm İİT ülkeleri arasındaki ticaret hacmi 105 milyar dolar idi. 2011 senesinde ise toplam ticaret hacmi 686 milyar dolara çıktı. Teşkilat solda sıfırken şimdi bütün dünyada etkin bir konumda.” diye konuştu.