Samanyolu Haber Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni
Ahmet Böken, Samanyolu Haber Televizyonu
Ankara Haber Müdürü
Remzi Ketenci,
Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa
Ünal,
Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar'ın gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Arınç gündemle ilgili önemli mesajlar verdi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Ankara'daki hain saldırıya değindi.
Terörün
insanlık suçu olduğunu vurgulayan Arınç, ''Terörü kim, hangi amaçla ve kime karşı yaparsa yapsın, bunu kabul etmek, anlayışla karşılamak mümkün değil'' dedi.
Avrupa'nın bazı ülkelerinin
teröre, ''hak
arama eylemi'' olarak baktığını ifade eden Arınç, ''Bunlar, terörü masum gösterme veya anlayışla karşılama girişimi... Bunlar çok yanlış. Biz terörü hakikaten rengine ve ırkına bakmadan, dini amacına veyahut
dindar gruplar tarafından yapılsa bile bunları dikkate almadan, bir terör suçu olarak büyük bir
facia olarak kabul ediyor ve bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyoruz'' diye konuştu.
teknik
araç ve gereçlerle
operasyonların çok önceden yapılması gerekir.
Arınç, "Bugün Adana'da da
patlayıcı yakalandı.
Türkiye'ye dışarıdan patlayıcı madde girişi meçhul değildi. Birkaç yıldan beri bu konuda istihbarat alınıyordu. Ne amaçla yapılmış olabilir? Ben de onu merak ediyorum. Bunu yaklaşan
seçimlerle irtibatlandırmak, ona yönelik bir provokatif hareket olarak düşünmek mümkün, ateşkesin ortadan kaldırılmasıyla irtibatlı eylem olarak görmek mümkün" dedi.
Meclis Başkanı Arınç, "Başka başka amaçlarda olabilir ama tek amaç var,
toplum içerisinde korku, panik meydana getirmek, devleti aciz göstermek,
siyasetçileri, parlamentoyu, hükümeti yıpratmak, 'Biz varız' demek, seslerini duyurmak. Bunun dış ve iç bağlantılı amaçları da olabilir. Varsayımlar üzerinde çok şey söylenebilir, ama ben bunun doğrudan seçime yönelik bir provokatif hareket olduğunu düşünmüyorum, adı üstünde terördür. Pek çok amacı da olabilir. Önemli olan bunların önlenmesi ve olayın hemen akabinde de faillerin yakalanması" diyerek sözlerini sürdürdü.
-''BU İŞİ ÖLÇÜLÜ YAPMAMIZ LAZIM''-
Ulus'ta meydana gelen patlamanın ardından
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Yaşar Büyükanıt,
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal ile birçok bakanın yaralıları ziyaret etmesinin ''faydalı'' olduğunu belirten Arınç, şöyle konuştu:
''Ziyaretler, şu açıdan faydalı: Halkımıza güven vermek, hükümet bu işin üstünde, güvenlik güçleri bu işin üzerindeler, parti farkı gözetmeksizin tüm Türkiye siyasetçileri teröre karşı birlik ve beraberlik içerisinde...
Teröristlerin amacı bir noktada
propaganda olduğuna göre,
halkta panik yapmak olduğuna göre, siviliyle askeriyle Türkiye'yi yönetenlerin olay yerine gidip orada hazır bulunmaları, acaba onların istediği bu propaganda ve tam aksini düşünürsek panik havasını çoğaltabilirler mi? Doğrusu burada da haksız değiller. Yani Sayın Başbakanın, İçişleri Bakanının, görevi gereği belki Emniyet Genel Müdürünün ziyaret etmesi, olay mahalinde açıklayıcı bilgi vermesi belki yeterlidir.
tedavi gören insanlar hizmetten mahrum kalıyorlar. Ben oraya gitsem başlarını okşayıp 'geçmiş olsun' diyeceğim. Bu işi ölçülü yapmamız lazım. Bir kişinin çıkıp yeterli bilgiyi vermesi yeterli.
İngiltere, 11
Eylül saldırılarından sonra bunu yaptı.''
-''ZATEN KUZEY IRAK'TA SİLAHLI GÜCÜMÜZ VAR''-
Türkiye'nin, hem kendi çıkarlarını hem de bölgenin çıkarlarını düşünmek zorunda olduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
''
Ulusal çıkarlarımız doğrultusunda, Meclisten talep edilen tüm yetkileri anında veririz.
Milletvekili arkadaşlar adına bunu peşinen söyleyebilirim. Ama olayın arka planınında, Türkiye'ye getireceklerini veya götüreceklerini, zamanlamasını da çok iyi düşünmek lazım.
Asker, kendi düşüncesi içinde doğru olanı, doğru bildiklerini söyleyecektir. Ama bu konuda mekanizmada siyasi karara da ihtiyaç duyulmaktadır. Irak'a yönelik bir operasyon ihtiyacı doğduğu takdirde, TBMM'de derhal bu yetkilerin verileceğini düşünüyorum.''
Arınç, TBMM'nin kararı olmadan, Cumhurbaşkanının, ''Başkomutan'' sıfatını kullanarak
Kuzey Irak'a müdahale edilmesi doğrultusunda, son günlerde konuşulan senaryolara ilişkin bir soru üzerine, ''Bazen
uçuk kaçık şeyler de konuşulur. Sayın
Demirel'in yaptığı gibi biz de
Anayasayı elimize alalım... Yurtdışına asker gönderme TBMM'nin vereceği karara bağlıdır. Anayasa'nın 92. maddesinde Meclis tatilde iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması söz konusu olursa şüphesiz... Ama böyle bir şey mi var sayılıyor?'' diye konuştu.
100 - 200 teröristin Irak'tan gelerek Türkiye'ye bir saldırı düzenlemesinin ani bir silahlı saldırı kapsamına girip girmeyeceğine ilişkin soru üzerine Arınç, ''100-200 nedir? Çok uç bir değerlendirme. Türkiye devleti güçlüdür. Bu tür saldırılar zaman zaman oluyor zaten silahlı kuvvetler onların cevabını veriyor. Bizim Kuzey Irak'ın belli bir yerine kadar zaten silahlı gücümüz var'' dedi.
Arınç, Samanyolu Haber Televizyonu'nda canlı yayında, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin soruları da cevaplandırdı.
22. Dönem milletvekillerinin, yeni milletvekilleri seçilip
yemin edene kadar görevine devam edeceğini ve yasama faaliyetinde bulunabileceğini vurgulayan Arınç, Anayasa hukukçusu sıfatıyla bazılarının ''ucu bucağı olmayan, uçuk kaçık hayali şeyler söylediğini'' ifade etti. Arınç, ''Bir gün Meclise gelmemiş insanlar, Meclisle ilgili, bizim İçtüzüğümüzle ilgili ahkam kesmeye başladılar'' dedi.
25 yaşla birlikte bağımsız adaylara birleşik oy pusulasında yer verilmesine ilişkin anayasa değişikliğinin yapıldığını belirten Arınç, milletvekili seçimlerin 4 yılda bir yapılması,
cumhurbaşkanının halk tarafından 5 artı 5 sistemiyle seçilmesi ve Meclisin 184 kişiyle toplanmasına ilişkin Anayasa değişikliğinin Mecliste kabul edildiğini, Cumhurbaşkanına sunulduğunu anımsattı.
-''CUMHURBAŞKANI, MUTLAKA SEÇİLECEK''-
Meclisin cumhurbaşkanını seçmesine karşı çıkanların, ''gidin halka, halk sizi seçerse gelin'' dediklerini belirten Arınç, şöyle devam etti:
''Şimdi ondan da vazgeçiyorlar. Şimdi 'halk seçsin' diyoruz 'yok' diyorlar. Kim seçecek? Yani, İtalya'da hayat boyu senatörler var. Yani halk seçmeyecekse cumhurbaşkanını, cumhurbaşkanı halkı seçsin gibi bir
teklif getirilmiş ama çok yanlış şeyler. Cumhurbaşkanı mutlaka seçilecek. Meclisin seçmesi için 184 toplantı yeter sayısını getirmemiz lazım. Aksi takdirde, 184 milletvekili bir tarafta 366 milletvekili bir tarafta. 184, 366'ya diyecek ki 'benim gösterdiğimi seçmek zorundasın' Bu çoğunluğun azınlığa tahakkümü değil, aksine azınlığın çoğunluğa tahakkümüdür. Cumhurbaşkanı seçemediğimiz takdirde,
Meclis Başkanı da seçemeyiz. Meclisin yapacağı toplantılarda tek bir toplantı yeter sayısı olması lazım.
Biz Amerika'daki gibi bir
başkanlık sistemi içinde, Fransa'daki gibi yarı
başkanlık sistemi içinde bir seçim düşünmüyoruz. Doğrudan halk tarafından cumhurbaşkanını seçtirmek istiyoruz. Sayın Sezer, Demirel,
Özal nasıl seçildiyse biz de seçmek istedik ama önümüze engel çıktı. Ve garip bir şekilde engel çıktı. Hala gerekçeli kararı Resmi Gazetede yayınlanmadı'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanının iki türlü seçilebileceğini belirten Arınç, yeni Meclis oluştuktan sonra cumhurbaşkanının Meclis tarafından seçilerek referandumun ertelenebileceğini veya Meclis'in cumhurbaşkanını seçmeyerek doğrudan referanduma gidilebileceğini söyledi.
-''İLK İŞ, CUMHURBAŞKANI SEÇMEKTİR''
Arınç, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili, ''
Seçim sonuçları açıklandıktan, milletvekilleri yemin ettikten sonra ilk iş cumhurbaşkanını seçmek olacaktır. Önce Meclis Başkanı seçilecek. Ondan sonra
Başkanlık Divanı oluşacak,
komisyon üyelikleri ikincil derecedeki işler... Meclis Başkanı seçilip, ikincil işler yapıldıktan sonra ilk iş cumhurbaşkanı seçmek olacaktır.
16 Mayıstan sonra Cumhurbaşkanlığına kimin vekalet edeceği yönündeki
tartışmalar yaşandığının hatırlatılması üzerine Arınç, şöyle konuştu:
''Bir
takım hukukçular benim vekalet etmem gerektiğini, bir kısmı ise cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde eskisinin devam etmesi gerektiğini söylediler. Ben, Cumhurbaşkanının 7 yılda bir seçileceğini belirterek görev süresinin dolduğunu söyledim. Şimdi Sayın Sezer, kendisini ziyaret edenlere 'ben devam edeceğim' demiş. Dolayısıyla hukuki bir tartışma varsa bunu bizim dışımızda tartışılması gerekir, öyle bir mekanizma yok. o da bu konudaki düşüncesini veya kararını ortaya koyabilir, yani Meclis Başkanı olarak bana vekalet ediyor diye düşünmüş olabilir. Bir yandan da
milletvekili adayı olacak bu nasıl bir şey... Dolayısıyla bunu önlemek için 'benim devam etmem gerekir' diye düşünmüş olabilir.''
-''TÜRKİYE'DE YENİ SİYASET ANLAYIŞI VAR''
TBMM Başkanı Arınç, 22 Temmuzda yapılacak milletvekili genel seçimlerine ilişkin sorular üzerine, ''Seçimin, kitabını, tarihini yazacak kadar deneyimim var'' dedi.
Bu seçimlerde Türkiye'nin çok isabetli bir seçim yapacağını düşündüğünü ifade eden Arınç, ''2002'den sonra Türkiye'de yeni bir siyaset anlayışı var. Bu anlayışa karşı direnen odaklar var. Eski söylemlerinden vazgeçmeyenler var. Hala çatışma,
kavga, gerginlik ortamlarda oy alabileceklerini zanneden, hala bazı ulusalcı söylemlerle halkın önüne çıkmaya hazırlananlar var. Ama halkımızın istikrardan, güvenden, gelişmeden yana... Türkiye'nin tüm toplum kesimleriyle bir barış içinde yaşamasından yana olanların seçim sonuçlarına tesirli olacaklarını düşünüyorum'' diye konuştu.
Samanyoluhaber.com