Gül, ''21
Eylül Uluslararası Barış Günü'' dolayısıyla bir
mesaj yayınladı.
Sevgi ve huzur dolu bir dünyada
yaşamının tüm insanların temel hakkı, bunun ön koşulunun da barış olduğunu vurgulayan Gül, mesajında şunları kaydetti: ''Ancak yüzyıllardır sürdürülen çabalara ve edinilen deneyimlere karşın, evrensel barışın sağlanması konusunda arzulanan ölçüde başarı sağlanamamıştır. Bazıları bölgemizde olmak üzere dünyanın bir çok yerinde silahlı çatışmalar devam etmektedir. Bunların kapsamlı ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması için yoğun çabalar sürdürülmekle birlikte, ülkelerin ellerindeki kaynakların önemli bölümlerinin halen silahlanmaya ayrılıyor olmaları üzücüdür.
Diğer taraftan masum insanlara karşı en acımasız yöntemleri kullanmaktan çekinmeyen, toplumları yıldırarak ve çaresizliğe sürükleyerek
hain emellerine ulaşmayı
hedefleyen
terörizmin de insanlığın ve dünya barışının karşı karşıya bulunduğu en ciddi tehditlerden biri olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Terörist faaliyetler ister bireysel, ister kolektif olarak gerçekleştirilsin uluslararası barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Terörizm, temel insan haklarını, özellikle yaşama hakkını ihlal eden bir
insanlık suçudur ve hiçbir şekilde haklı görülemez. Terör belası demokrasinin temelini,
sivil toplumu,
ekonomik ve sosyal kalkınmayı hedef almaktadır. Terörün olumsuz sonuçlarından derin şekilde etkilenmiş
Türkiye, her çeşit terörü ve terör eylemlerini şiddetle kınamaktadır. Teröre karşı savaş kapsamlı şekilde yürütülmelidir.
Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'nin terörizmle mücadele konusundaki çabalarını aktif olarak desteklemekteyiz. Türkiye, terörizmle mücadele konusundaki 12 BM Sözleşmesi ve Protokolünün tamamına taraftır.''
-KÜRESEL BARIŞ VE İSTİKRARIN KORUNMASI-
Kitle
imha silahlarının ve bunları fırlatma mekanizmalarının yayılmasının çağın bir başka tehdit unsuru olduğunu belirten Gül, Türkiye'nin terörizmin ve kitle imha silahlarının küresel düzeyde oluşturdu tehdidin boyutu karşısında, tüm ülkelerin yayılmanın önlenmesi hedeflerini paylaştıkları, daha güvenli ve istikrarlı bir dünya düzeni için birlikte çaba gösterdikleri bir aşamaya gelinmesini samimi olarak arzuladığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması ve bu antlaşmanın Ek Protokolü dahil, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine dair uluslararası rejimlerin tümüne taraf olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Gül, açıklamasında daha sonra şu hususlara yer verdi: ''Türkiye bölgesel ve küresel barış ve istikrarın korunmasına aktif biçimde katkı yapmaya kararlıdır. Dünyayı güvenli hale getirme konusundaki çabalarımız, kurucu üyesi olduğumuz
Birleşmiş Milletler'in (BM) Şartı'nda yer alan ideallerle de örtüşmektedir. Bu çerçevede Türkiye, uluslararası barış ve güvenliğin muhafazasını hedefleyen BM Güvenlik Konseyi'ne üye olarak aktif bir rol üstlenmek amacıyla, 2009-2010 dönemi
BMGK geçici üyeliği için adaylığını açıklamıştır. BMGK üyeliği seçimleri BM Genel Kurulu'nda 2008 yılı sonbaharında yapılacak olup, seçildiğimiz takdirde Dünya Barışı için kapsamlı katkılarda bulunacağımıza inanıyorum.
Türkiye'nin evrensel barış konusundaki yaklaşımı, Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder
Atatürk tarafından ortaya konulan 'Yurtta barış dünyada barış' ilkesi çerçevesinde şekillenmiştir. Ülkemiz bu doğrultuda bugüne kadar uluslararası toplumlarla
işbirliği ve
dayanışma içinde çaba sarf etmiş olup bu yoldaki çabalarını gelecekte de kesintisiz olarak sürdürmeye kararlıdır.
Kalıcı barış ortamının tüm dünyada hakim olması hoşgörünün ve birlikte barış içinde yaşama kültürünün tüm halklar tarafından yaşam biçimi olarak benimsenmesi ve tüm insanlığın huzur ve
refah içinde kardeşçe yaşaması dilekleriyle Uluslararası Barış Günü'nü kutluyorum.''
AA