İşte CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL!ün açıklamalarından başlıklar:
-''TERÖRE KARŞI KAPSAMLI MÜCADELE GEREKİR. BİR ÇOK EKONOMİK VE SOSYAL TEDBİRLER ALINDI VE BUNLAR UYGULANIYOR. YANINDA YENİ TEDBİRLER DE DEVREYE SOKULUYOR. TÜRKİYE, BUNLARIN NETİCESİ DE GÖRMEYE BAŞLADI''
-''TERÖR KONUSU; TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ SORUNU, ÖLÜM KALIM MESELESİ.BÖYLE BÜYÜK BİR OLAY KARŞISINDA HÜKÜMET, SİVİL, ASKER AYRI OLAMAZ''
-''TÜRKİYE BU KONUDA ÇOK KARARLIYDI. TÜRKİYE'NİN (ABD BİZİMLE İŞBİRLİĞİ YAPMIYOR O ZAMAN OTURALIM SEYREDELİM) DİYECEK HALİ YOKTU. MALİYETLERİ FARKLI FARKLI OLURDU TABİ Kİ AMA TÜRKİYE ZATEN HER ŞEYİ GÖZE ALMIŞTI''
-''BUSH İLE GÖRÜŞMEMDE SADECE TERÖR DEĞİL BİR ÇOK KONUYU ELE ALACAĞIZ.
TERÖRLE MÜCADELEDEKİ İŞBİRLİĞİMİZİ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRME, PEKİŞTİRME
AÇISINDAN KUŞKUSUZ Kİ ÖNEMLİ BİR FIRSAT OLACAK''
-''YENİ ANAYASA İLE İLGİLİ TAVSİYEM ŞUDUR; NE KADAR BÜYÜK KATILIM,
GENİŞ KATILIM SÖZ KONUSU OLURSA, NE KADAR POLEMİKLERDEN UZAK ÇALIŞMALARYAPILIRSA O KADAR İYİ OLUR, NETİCE BAŞARILI OLUR''
-''TÜRKİYE'NİN YENİ ANAYASASI, EĞER YAPILIRSA, AB İLKELERİNE
KRİTERLERİNE, NORMLARINA UYGUN BİR ANAYASA OLMASI GEREKİR''
İşte Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün açıklamalarının detayları
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
teröre karşı kapsamlı mücadele gerektiğini, birçok
ekonomik ve sosyal tedbirler alındığını ve bunların uygulandığını, bunun yanında yeni tedbirler de devreye sokulduğunu belirterek,
Türkiye'nin bunların neticesi de görmeye başladığını ifade etti.
Gül, ''Terör konusu Türkiye'nin en önemli sorunu,
ölüm kalım meselesi. Böyle büyük bir olay karşısında hükümet,
sivil, asker ayrı olamaz'' dedi.
TRT 1'de yayınlanan ''Zirveden Bakış'' adlı programda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, ''Türkiye,
PKK sorunu ve ona kaynaklık ettiği öne sürülen
Kürt sorunu konusunda 2008 yılı içerisinde ne yapacak?'' şeklindeki bir soru üzerine, bölücü terörle Türkiye'nin uzun süredir mücadele ettiğini, terör olaylarının bir gecede bitmediğini ifade etti.
''Burada önemli olan devletin halkıyla, milletiyle,
ülkesiyle bütün olarak terörle sonuna kadar mücadele etmedeki kararlılığı ve hazırlığıdır. İkincisi; buna fırsat verecek, teröristlerin istismar edebileceği ortamlar varsa bunları yok etmektir'' diyen Gül, terörü bitirmek için sonuna kadar çalışılacağını ancak her şeye rağmen (ben silahımla mücadele etmeye devam edeceğim) diyenler olursa bunlarla da silahlı mücadelenin kararlılıkla, sonuna kadar devam edeceğini söyledi.
Teröre karşı kapsamlı mücadelenin, silahlı mücadelenin yanında diğer her türlü çalışmanın yapılması gerektiğini ifade eden Gül, şunları ifade etti:
''Bir çok ekonomik ve sosyal tedbirler alındı ve bunlar uygulanıyor. Yanında yeni tedbirler de devreye sokuluyor. Türkiye, bunların neticesini de görmeye başladı. Dikkat ederseniz halktan tecrit olmaya başladılar. Türkiye'nin demokratik standartları yükseldikçe, o istismar ettikleri konularda ortadan kalkacak.
Son olaylardan sonra İstanbul'da ve bazı illerimizde rastladığımız geceleri otomobil yakma olaylarıyla ilgili çok tedbirler alındı. Paris'te çok daha büyük olaylar oldu ve çok zorlandı polis. Türkiye'de çok hazırlıklı olunduğu için birden bastırıldı, çok insan yakalandı, çünkü hazırlıklıydı polis. Tabii ki birdenbire sıfıra indirilemiyor, ama çok kişi yakalandı. Bunların üstesinden gelinecek.''
-ABD ZİYARETİ-
''ABD'nin PKK'ya karşı tavır değişikliğini farklı yorumlayanlar oldu? Sizin düşünceniz nedir?'' sorusu üzerine Gül, ABD'nin Türkiye'nin müttefiki, terörle mücadelede
işbirliği yaptığı bir ülke olduğunu söyledi.
''Terör tekrar tırmandığında maalesef işbirliğimiz gecikti tabii'' diyen Gül, ABD'nin dikkatini çekmenin bazen
vakit aldığını ancak Türkiye'nin bunu başardığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül, ''Türkiye'nin sabrının taştığını da gördüler. Böyle bir işbirliği olmasaydı zaten tek taraflı olarak Türkiye neye mal olursa olsun gereğini yapma kararını almıştı'' dedi.
Gül, terör ve ABD ile ilişkilere ilişkin başka bir soru üzerine ise şunları söyledi:
''Öncelikle terörle mücadelenin boyutunun hangi noktaya geldiğini hatırlayalım. Terörün gerçekten bizim de canımızı acıttığı ve şehitler verdiğimiz önemli bir dönemi yaşadık. Bu süre içerisinde devletin bütün organları çok müthiş bir çalışma yaptı. Bunu belki dışarıdan bazıları göremedi ya da görmek istemedi, ama böyle bir konuda daima asker ve sivil beraber çalıştı. Eğer böyle beraber çalışma söz konusu olmazsa zaten başarılı olunamaz. Bu, Türkiye'nin en önemli sorunu, ölüm kalım meselesi, (bölücü terör) diyoruz. Böyle büyük bir olay karşısında hükümet, sivil, asker ayrı olamaz. Bu konuyla ilgili zaten bir çok çalışma yapılıyordu, ama ben Cumhurbaşkanı olduktan sonra bir çok toplantı yaptık, bu toplantılarda bir kez daha gördük ki herkes büyük bir işbirliği içerisinde ve beraber düşünüyor.
Irak'ta meydana gelen olaylardan sonra
Kuzey Irak'ta boşluk doğdu ve
terör örgütü orayı daha çok kullanmaya başladı. ABD'nin bu konuya dikkatini çekmek ve kendi imkanlarını buraya tahsis etmesini sağlamak kolay olmadı. İşbirliği yaptığımız konuları başka yerlerde değerlendiriyordu, bunları bu alana, bu coğrafyaya çekmek kolay olmadı.''
Cumhurbaşkanı Gül, ''ABD
destek vermeseydi Türkiye yine de girip işini halledecek miydi?'' sorusuna, ''Türkiye bu konuda çok kararlıydı. Türkiye'nin (ABD bizimle ya da başka ülke bizimle işbirliği yapmıyor o zaman oturalım seyredelim) diyecek hali yoktu. Maliyetleri farklı farklı olurdu tabii ki ama Türkiye zaten her şeyi göze almıştı. Terör örgütüyle mücadelede her şeyi zaten göze almıştı'' karşılığını verdi.
Müttefikle bu konuda da iyi bir işbirliği yapabilmenin önemli olduğunu vurgulayan Gül, görüşmelerin, temasların neticede ABD'nin dikkatini bu konuya çekmekte başarılı olduğunu belirtti. Gül, ''yoksa bu mücadele zaten yapılacaktı'' dedi.
Bu kararlar verilirken asker, sivil hep beraber oturup uzun uzun değerlendirildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:
''Terörle mücadelede, kararlılık devam edecektir. Ancak sadece silahla mücadeleyle de
terör örgütleri bitirilememektedir. Bunun örnekleri vardır. O zaman kapsamlı mücadelede, diğer yönleri de devreye sokmak gerekiyor. Halkı,
bölgeyi kazanmak. Bölgede istismara fırsat vermemek. Bölge halkı zaten devletine, milletine bağlıdır. Cumhurbaşkanı olduktan sonra gezimde gördüm coşkuyu, halkın içine girdim. Halkın bana gösterdiği o büyük sevgi, aslında benim şahsımda devletine gösterdiği sevgiydi. Önemli olan halkı istismara imkan vermemek. İnsanlarımızın ülkesine, devletine aidiyetini pekiştirmek. Bir taraftan bunlar, diğer taraftan da terör örgütün izole edip onunla amansız mücadele...''
ABD ziyaretinde
Bush'a ile ne görüşeceğinin sorulması üzerine Gül, ziyaretinin uzun yıllardan sonra ABD'ye yapılan ilk resmi ziyaret olduğunu belirtti.
Sadece terör değil bir çok konuyu ele alacaklarını kaydeden Gül, ''Terörle mücadeledeki işbirliğimizi tekrar gözden geçirme, pekiştirme açısından kuşkusuz ki önemli bir fırsat olacak.
Orta Doğu, Kafkaslar, Orta
Asya, enerji güvenliği gibi bir çok konu var. Zaten benimle görüşmelerden sonra Orta Doğu turuna çıkıyor ABD Başkanı. Bizim bölgedeki tecrübelerimizi aktarma açısından önemli olacak'' dedi.
-ANAYASA ÇALIŞMALARI-
Cumhurbaşkanı Gül,
Anayasa çalışmalarıyla ilgili bir soru üzerine, Anayasaların çok önemli, herkesi bağlayıcı dokümanlar olduğunu kaydetti.
1980'den sonra yeni anayasanın hep dile getirildiğini, bugünün meselesi olmadığını belirten Gül, ''Tavsiyem şudur; ne kadar büyük
katılım, geniş katılım söz konusu olursa, ne kadar polemiklerden uzak çalışmalar yapılırsa o kadar iyi olur, netice başarılı olur'' diye konuştu.
Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Anayasa'nın normlarına bakmak lazım. Burada çok tartışmaya gerek yok. Türkiye, AB ile müzakerelere başlamış bir ülkedir. Türkiye'nin normları bellidir. Türkiye'nin yeni anayasası, eğer yapılırsa, AB ilkelerine, kriterlerine, normlarına uygun bir anayasa olması gerekir. Bütün meselelere, prensiplere bu açıdan bakılmalıdır. Bunu kim yazar çok önemli değildir, yazılmış olan metin çok önemlidir. Yeni çıkacak metin, Türkiye'yi hangi hedefe taşıyacaktır? Büyük Atatürk'ün ortaya koyduğu muasır
medeniyet seviyesine ve onun da üstüne çıkmaktır.
AB normlarında, kriterlerinde olması gerekir her şeyin. Zaten müzakere sürecinde kanunlarımızı, standartlarımızı, yasal düzenlemelerimizi ona uyarlıyoruz. Usul bazen esasın da önüne geçiyor. Usul de çok önemli. Ne kadar çok katılım, ne kadar açık fikirli davranılırsa, öneriler ne kadar çok dinlenirse o kadar faydalı olur, polemiklerden uzak bir anayasa gerçekleşir.
Türkiye bütün enerjisini, gündemini buna bağlamamalı. Bu çalışma açık, şeffaf bir şekilde yapılmalı, yapılması gerekir, gördüğüm kadarıyla yapılıyor. Henüz bana ulaşmış bir
taslak, çalışma da söz konusu değil. Tabii bunlar olunca ben de fikirlerimi söylerim. Herkesin ön yargılardan uzak katkısını yapması gerekir. Katılımın geniş olması bu işten daha başarılı çıkmanın yoludur.''
AA