şekilde bir
mülakatın söz konusu olmadığını, karar verince sadece Özcan'la görüştüğünü ve bu görevi verirken nelere dikkat etmesi gerektiği yönündeki görüşlerini paylaştığını söyledi.
Kıbrıs konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs sorunun
Türkiye'nin milli davası olduğunu belirterek,
sabır gerektiğini söyledi.
KKTC'nin demokratik yapısıyla, kurumlarıyla ve
ekonomik kalkınmasıyla kendini ispatladığını ifade eden Gül, ''Milli davamızı götürürken Türkiye'nin, 72 milyonun önünü kapatıcı bir yanlış da yapmamak gerekiyor'' dedi.
Kıbrıs Türklerinin kurumsal yapılarını sağlamlaştırması, kapsamlı barış için iki ayrı devlet temelli çalışmaları devam ettirmesi gerektiğini belirten Gül, dünya kamuoyunun KKTC'yi daha çok dinlemeye başladığını vurguladı. Türkiye'nin ve KKTC'nin iyi niyetini ve barış için uğraştığını göstermek gerektiğine işaret eden Gül, ''Haklı davalarında onları hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız'' dedi.
-''DEVLETİN GÜCÜNÜN DIŞINDA GÜÇLERE ASLA MÜSAADE EDİLEMEZ''-
Çetelerle mücadeleyi bir devlet sorunu olarak görüp görmediğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, bu tür konuların Milli
Güvenlik Kurulu toplantılarında veya olağanüstü durumlarda yapılan toplantılarda ele alındığını belirterek, şunları söyledi:
''Bir hukuk devletinde şüphesiz ki, devletin gücünün dışında güçlere asla müsaade edilemez. Devletin kendi gücü vardır.
Güvenlik güçleri, silahlı kuvvetleri,
jandarma, polis teşkilatı ve istihbarat teşkilatları vardır. Bunun dışında herhangi bir güç olamaz. Buna kesinlikle fırsat verilemez.
Zaman zaman bazı zaaflar olunca bu tip oluşumlar ortaya çıkıyor ama bunların hemen üstesinden gelinir.''
-''MÜLAKAT SÖZ KONUSU DEĞİL''-
Cumhurbaşkanı Gül, YÖK Başkanı Yusuf
Ziya Özcan'ın atamasıyla ilgili soruya da, atamayı yaparken titiz davranmaya, akademik kariyeri sağlam olan ve akademik iklimi bilen bir kişi olmasına dikkat ettiğini ifade etti.
Özcan'ı önceden tanımadığını ama bu yönde incelemeleri, çalışmaları olduğunu kaydeden Gül, edindiği bilgiler neticesinde kendisinde karar vereceği yönünde kanaati oluşunca, Özcan ile bir araya geldiğini belirtti. Gül, ''Kendisine üniversiteleri güçlendirmesi, üniversitelerin Türkiye'nin en önemli kurumları olduğunu, gelişmiş ülkelerde nasılsa Türkiye'de de üniversitelerin öyle olması için çalışması gerektiğini, daha önceki YÖK yönetiminin güzel çalışmalar ve stratejik dokümanlar bıraktığını, bunları ilke olarak benimsemesi gerektiğini söyledim'' diye konuştu.
Gül, basına yansıdığı şekilde bir mülakatın söz konusu olmadığını, karar verince sadece Özcan'la görüştüğünü ve bu görevi verirken nelere dikkat etmesi gerektiği yönündeki görüşlerini paylaştığını anlattı. Cumhurbaşkanı Gül, kararını verirken Özcan'ın akademik kariyerinin tartışmasız olmasını göz önünde bulundurduğunu kaydetti.
-''ENERJİ KONUSUNDA DİKKATLİ OLMAZSAK...''-
Gül, başka bir soru üzerine, ekonominin, terörle mücadeleden sonra Hükümetin ikinci en önemli önemli konusu olduğunu söyledi. Yıl içerisinde büyümede ve bağlı olarak ekonomik göstergelerde
küçük bir sapmanın olduğunu belirten Gül, buna rağmen hükümete yapısal, ekonomik alanda reformlara kararlılıkla devam etmesi gerektiğini söyledi. Özellikle enerji konusunda cesur hareket etmenin gerekliliğini de vurgulayan Gül, ''Çünkü, büyümesi devam ettiği süre içinde Türkiye'deki enerji talebi, mevcut enerji arzıyla karşılanamayacak durumda. Onun için bu konuya çok yoğunlaşmaları gerektiğini düşünüyorum'' dedi.
Azerbaycan,
Türkmenistan ve
Kazakistan ziyaretlerinde de enerji konusunu görüştüğünü hatırlatan Gül, ABD ziyaretinde de ele alacağı önemli konulardan birini oluşturduğunu söyledi.
Enerji konusuna çok önem vereceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:
''Türkiye enerji konusunda bir
terminal diyoruz ama, eğer biz gerekli dikkati göstermezsek by-pass edilebiliriz. O yüzden bu konuları çok canlı tutmamız gerekiyor. Tabii bu konuda büyük ülkelerin de desteğini almamız lazım. Bu ülkelerin desteğini almadan da büyük enerji projeleri gerçekleştirilemiyor.''
Gül, bir soru üzerine, kurumlar arasındaki uyumun Türkiye'yi güçlendireceğini kaydetti. Ayrıca bunun, Anayasa'nın kendisine verdiği bir görev olduğunu belirten Gül, ''Bunu yaptığımı görecesiniz. Bunun içine sadece askerleri değil parlamentoyu, hükümeti, muhalefeti koymak gerekir. Azami gayret göstereceğim bunu sağlamak için'' dedi.
Gül, bir başka soru üzerine, cumhurbaşkanlığına gelen tüm hediyelerin
kayıt altına alındığını, bunlarla ileride bir müze oluşturma düşüncesi bulunduğunu bildirdi.
''Suudi
Arabistan Kralı'nın bulunduğu yere gitmeniz eleştirildi. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?'' sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Gül, Suudi Arabistan Kralı'nın, 50 yılın ardından ilk defa Türkiye'yi ziyaret ettiğini, Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından kendisini
tebrik etmek için ikinci kez geldiğini belirtti.
''Bu gurur verici bir şey. Türkiye'ye verilen önemi gösteriyor. Türkiye'de farklı farklı şeyler yazıldı, çizildi ama dünyada çok büyük dikkat çekti'' diyen Gül,
protokol konusunda bazen katı davranıldığını, menfaat, ilişkiler ve nezaketin unutulduğunu ifade etti.
Gül, ''Suud Kralı önemli bir kişi. İngiltere'de kraliyetin protokollerini değiştirdiler.
Almanya Şansölyesi Merkel ilk defa havaalanına gidip karşıladı. Ben, burada Türkiye'nin menfaat ve ilişkilerine bakarım, dostluklara ve nezakete bakarım'' şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, iadeyi ziyarette bulunduğunda da kralın da kendisini havaalanında karşılayacağını söyledi.
Gül, ''Küçük oğlunuzun internetten ticaret yaptığı iddiası var'' sorusu üzerine, ''Oğlum, 15 yaşında. 12 yaşındayken, bilgisayarlarla o kadar çok ilgileniyorlar ki, hayallerini o kadar çok geliştiriyor ki. Çocuklar böyle bir dünyada yaşıyorlar. Benim haberim olmadan böyle bir şeye girmişler. Yaptığı iş
teşvik edilmesi gereken bir iş. Büyük bir ticari faaliyet söz konusu değil. Bu konularda dünkü dikkatim neyse bugünkü dikkatimi bu şekilde devam ettiriyorum'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, TRT 1'de canlı yayınlanan ''Zirveden Bakış'' adlı programın sonunda, sporla ilgili bir soru üzerine, Beşiktaş'ın ligin ikinci yarısında daha başarılı olacağına inandığını, Holosko'nun da iyi bir
transfer olduğunu ifade etti.