Kürt ulusalcılarla Türk ulusalcılar birbirini
destekliyor. Ülkede
terör dönemine geri dönülmesini isteyenler, ‘Kürt meselesinin sadece
silahla çözülebileceğini, demokratikleşmenin çözüm olmayacağını, AB üyeliğinin yanlış olduğunu,
Türkiye’nin dışa kapanması gerektiğini, Batı demokrasisinin ülkeyi böleceğini’ söylüyorlar.’
***
‘... Daha önce Türkiye’nin karşısında bir
PKK vardı. Yani birkaç bin adam vardı. Ama şimdi bu açıklamalar sonucunda, Türkiye’nin karşısında AB, ABD,
Barzani,
Talabani,
Bağdat var, tüm dünya var. Siz bir devletin, hem ülkenizde terörü desteklediğini söyleyip, hem de onunla müttefik olamazsınız. Eğer bu kadar açık meydan okuyarak, ABD’nin ve AB’nin terörü desteklediğini söylerseniz, karşılığını alırsınız. PKK’nın eline öylesine etkili bir silah verirler ki, öyle bilgiler aktarırlar ki, siz
Irak’ın kuzeyine girdiğiniz anda 300 askerinizi kaybedersiniz. Hatta Barzani’nin adamları ve
İsrail’in oradaki istihbarat görevlileri, size PKK kılığında öyle zararlar verirler ki, şaşkınlığa uğrarsınız.’
***
‘PKK’nın orduyla mücadelede hiçbir sorunu yok. Bir örnek vereyim.
Gabar Dağı’nın adı çok geçiyor. Bu dağda şu anda 35 PKK
teröristi var. Bu resmi rakamdır. Bunlar dağda dolaşıyorlar, arada bir de uzun namlulu silahlarıyla kayanın arkasına geçip kurşun atıyorlar ve bir eri öldürüyorlar. Peki biz bu dağın etrafında kaç kişi bulunduruyoruz biliyor musunuz? Dağın etrafında 10 bin kadar askerimiz var bizim.
Cudi Dağı’na gelelim... Orada da 100 civarında PKK teröristi var. Oysa bir dağa hakim olmak için binlerce insana ihtiyacınız yok. O dağa işini iyi yapan,
komando eğitimi almış, SAT türü 35-100
James Bond gönderirsiniz, işi bitirirsiniz. Ama gönderilmiyor.’
***
‘Sınırlarımız delik deşik demek yanıltıcı olmaz. Zaten
Genelkurmay Başkanı da, iki-üç yıl önce, kara kuvvetleri komutanıyken, ‘Sınırlarımızdan 2 bin terörist girdi. Terör eylemleri artacak’ demişti. Sınırlarımızın korunmasında büyük problem var. Sınırdaki coğrafi zorluklar gerekçe gösterilemez. Çünkü sınırda bazı yerler var ki, yerel
halk da, bürokratlar da oraya ‘koridor’ diyor. Hiçbir engelle karşılaşılmadan herkes istediği gibi girip çıkıyor.
Ankara’daki bir
büyükelçi bana ‘Bizim uydular tespit ediyor.
İran sınırından şu anda yüzlerce terörist girdi. Irak sınırından da binlerce girdi. Sizinkiler niye müsaade ediyor? Niye bunlar rahatlıkla girebiliyor’ diye sormuştu.’
***
‘Doğu ve G. Doğu’daki karakollarda, Ankara’da bir orduevinin güvenliği kadar bile güvenlik yok. Üç ay askerlik yapmış birini siz profesyonel bir teröristin karşısına çıkarırsanız, güvenlik nasıl olabilir?
Pülümür’deki
baskın gösterdi. Karakola gelen ekmek cipine ne parola soruyorlar, ne de güvenlik kontrolü yapıyorlar. İki teröristten biri ölüyor, diğeri kaçıp gidiyor.’
***
Bir de şehit cenazelerini bazı siyasi gruplar domine ediyorlar açıkçası. Bu tür açıklamalar olmasın, iş tersine dönmesin diye bilinçli yapılan bazı işler de var şehit cenazelerinde. Biri çıkıyor slogan atıyor ve o slogan herkesi sarmaya başlıyor.
...Türk ordusu içinde terör eğitimi almış
subay sayısı yok denecek kadar azdır. Ama Türkiye’de ‘
Asker eleştirilmez’ diye bir gelenek, adap var. Eleştirdiğiniz zaman asker düşmanı etiketi alıyorsunuz. Oysa toplumda askerlere bu kadar destek varken, insanlara bu kadar şüpheyle yaklaşmak, artık paranoya seviyesine geldi.’
***
Bunlar ne ?
Uluslararası
Araştırmalar Kurumu (
USAK)’ın Başkanı Doçent
Sedat Laçiner’in yorumları..
Dünkü
Radikal’de Neşe Düzel sormuş, Doç. Laçiner cevaplamış..
Tek sesliliğe doğru hızlıca yelken açtığımız şu günlerde dikkati çekecek önemli tespitleri var
genç bilim adamının.
Mehmet ALTAN/
Star