İstedikleri gibi koşar, atlar, zıplar, hayal güçleri ile sayısız oyun ve öykü üreten çocuklar, önce atari, ardından bilgisayarın evlere girmesiyle kendilerini teknolojiye adeta esir ediyor. Bilişim teknolojisinin akıl almaz hızına ayak uydurmaya çalışan çocukların sokak oyunlarından giderek uzaklaştığına dikkat çeken çocuk gelişimi uzmanları, teknolojinin çocuğu yalnızlığa ve kişiliğinin gelişmesinde psikolojik sorunlara neden olabileceği uyarısında bulunuyor. Uzmanlar, ileriki yaşlarda kişilik bozuklukları ile karşılaşılmaması için aile bireylerinin çocuklarını teknolojik yeniliklerden uzak tutmasını öneriyor. Çocukların birbirleriyle iletişim kurarak oyun oynamayı öğrenmesinin okulda başarılı olmalarını hazırladığını belirten uzmanlar, bu sayede ayrıca dil becerilerinin gelişeceğini, sorunları belirleyip çözme yeteneğinin artacağına dikkat çekiyor. Oyunun çocuklara, içinde yaşadıkları dünyayı anlamlandırmaları ve bu dünya içerisinde kendi yerlerini bulmalarına yardımcı olduğunun dile getiren uzmanlar, oyun oynamanın çocukların fiziksel gelişimi, okul performansını artırma, sosyal ve duygusal öğrenmelerini sağlama ve eğlenerek öğrenme becerilerini geliştirme açısından faydalı olduğunun altını çiziyor. Oyunların faydalarına rağmen çocukların televizyon izleyerek veya bilgisayar oyunlarıyla vakit geçirdiklerine işaret eden Pedagog Hale Candemir, çocukların, oyun oylamadan büyümesine olumsuz bir çok faktörün sebep olduğunu söyledi. Akademik baskıların, sınav stresinin okul öncesi dönemde başlamasının, yetişkinlerin organize ettiği kursların ve benzeri faaliyetlerin çocukların gününü doldurmasının ve güvenle oynayabilecekleri boş yeşil alanların her geçen gün azalmasının oyun oynamalarına fırsat bırakmadığını bildiren Candemir; şöyle dedi: "Araştırmalar, aktif ve hayal gücü dolu oyunların çocuklar için eğlenceden çok daha fazlasını sağladığını ortaya koyuyor. Oyun çocukların zihinsel, sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimini destekliyor. Oyunun çocuk için yararları o kadar fazla ki, çocukluk döneminin her gününün aslında bir oyun günü olması gerekiyor. Bunun için yetişkinler onlara ön ayak olmalı. Ekran başında geçirilen zaman azaltılmalı veya tamamen kaldırılmalıdır. Çocuklarının yaratıcılıklarını kullanmalarına ve geliştirmelerine şans verilmeli, oyun oynamaları için fırsat ve zaman tanınmalıdır." En iyi oyuncağın yüzde 10'unun oyuncaktan, yüzde 90'ının ise çocuktan oluştuğunu vurgulayan Pedagog Candemir, basit oyuncakların, ahşap parçalarının, kutuların, oyuncak bebeklerin, kum ve kil gibi doğal malzemelerin çocuğu kendi senaryolarını üretmeye davet ettiğini de sözlerine ekledi.