Türk
Kızılayından yapılan yazılı açıklamada,
Pakistanlı selzede annenin,
Türk Kızılayının
yardımları sonrasında duygu ve düşüncelerine yer verildi.
Sel felaketinin milyonlarca insanın hayatını değiştirdiği, selden bir gün önce normal yaşantılarını sürdüren insanların, birikimlerini ve umutlarını sel sularına kaptırdıkları belirtilen açıklamada, bölgeye yardım için ilk koşanların başında Türk Kızılayının geldiği ifade edildi.
Türk Kızılayı afet müdahale uzmanlarının ulaşabildiği Pakistanlı selzedelerden birinin de Nour Maqbool ve ailesi olduğu belirtilen açıklamada, Maqbool'un Kızılaycı dostlarına selden önceki ve sonraki anlattığı hikayesine yer verildi.
Maqbool'un hikayesi şöyle:
''Sel gelmeden önce çok düzenli bir hayatımız vardı. Beş çocuğum var. Çocuklarım eşim ve ben çok mutluyduk. Evimizin yakınında tarlalarımız vardı. Burada
toprak çok verimli,
sebze yetiştiriyorduk. Eşim sebzeleri satıp evimizi geçindiriyordu. Yaşadığımız bölgeye göre durumumuz da iyiydi, çünkü çok çalışıyorduk. Sel suları gelip evlerimizin yanında, tarlalarımızı ve hayatlarımızı da yuttu. Selin üzerinden 50 gün geçti fakat tarlalar çamur tabakasının altında kaldı. Verimli topraklarımız şu an sel kumları ile kaplı. Ne bu yığını kaldıracak makinemiz var, ne de artık öyle bir gücümüz. Bundan sonra ne yapacağımızı bilmiyorum. Devlet tamamen bizden elini ayağını çekmiş durumda. Komşularımız ve biz ne yapacağımızı bilemez halde çaresiz bekliyoruz.
Şükürler olsun ki biz diğerlerinden daha şanslıydık. Selden üç gün önce evimizi boşalttırdılar. Sonra evimizin üst tarafında kurulan çadırlara getirdiler. Sel geldiğinde biz buradaydık. Sel çekilip evimizi görmek için aşağıya indiğimizde evimizin, tavanına kadar çamur içinde olduğunu, içerideki duvarların tamamen yıkıldığını ve tamirinin mümkün olmadığını gördük. Hiçbir eşyamız yerinde değildi. Hepsi
sel suları ile oradan oraya savrulmuş, darmadağın olmuştu. Şimdi burada Türk Kızılayının bize verdiği evde yaşıyoruz.''
MEVLANA EVİ'NDE YENİ HAYAT
Küçük oğlu Parwez'in bir hafta önce sıtmaya yakalandığını, selden sonra çok fazla sineğin ortaya çıktığını, hastalığın bu sineklerden kaynaklandığının belirtildiğini anlatan Maqbool'un hikayesi şöyle devam etti:
''Oğlumun tedavisi için buradan 150 kilometre uzaklıktaki hastaneye gitmemiz gerekiyor. Bu masrafları karşılayacak paramız olmadığı için götüremiyorum.
Buradaki Türk Kızılayı ekibi bize sahip çıktı ve verdikleri sözlerde durdu. Burada evlerimizi kurdular, çocuklarımız ile ilgileniyorlar, onlara resimler yaptırıyorlar, şarkılar söyletiyorlar. Çocuklarımız selin olduğu günleri unutmuş görünüyor. Bizim için dikiş makineleri ve kumaşlar getirdiler. Kendi elbiselerimizi dikiyoruz. Burada bizimle birlikte çalışıyorlar. Gece gündüz bizimle birlikteler. Bizler onlarla, onlar bizimle yemeklerini paylaşıyorlar. Her şey için onlara çok teşekkür ediyoruz. Bizimle burada yaşamalarını istiyoruz. Türk Kızılayı ve Türk halkı için her gün Allah'a dua ediyoruz.''