PKK'nın eylemlerinin yoğunlaştığı dönemde
terörle mücadele için oluşturulan ekibe dahil edilen Çatlı,
Tansu Çiller'e
Başbakanlık Binası'nda yüzbaşı olarak takdim edildi. Çiller, 'PKK nasıl biter' diye sorduğu Çatlı'nın gerçek kimliğinden habersizdi. İkinci görüşmede ise Çatlı
sivil kıyafetleriyle Çiller'le bir araya geldi.
KARAKUTUSU ANLATTI
Tansu Çiller, Süleyman Demirel'in
Çankaya Köşk'üne çıkmasından sonra Haziran 1993'teki DYP kongresinde partinin başına geçti. Kısa bir süre sonra
Başbakanlık koltuğuna oturan Tansu Çiller'e o dönemde çok yakın olan bir bürokrat adının açıklanmaması şartıyla Yeni
Şafak'a konuştu. Tansu Çiller, Başbakan olduktan sonra PKK terör örgütünün eylemlerini artırdığını anlatan eski bürokrat, hükümetin bu konuda çözüm arayışlarına girdiğini hatırlattı. Eski bürokrat,
terörle mücadele için dönemin Emniyet Genel Müdürü
Mehmet Ağar ile
emekli Yarbay Korkut Eken'in koordinasyonunda Özel Harekatçı polislerden bir
ekip oluşturulduğunu belirtti.
SUBAY ÇATLI BAŞBAKANLIK'TA
Eski bürokrat terörle mücadele için oluşturulan ekibe, 12
Eylül öncesinde
Ankara Bahçelievler'de 7 TİP'linin öldürülmesiyle ilgili aranan
Abdullah Çatlı'nın da dahil edildiğini söyledi. Dönemin önemli tanığı, Çatlı'nın, Başbakan Çiller'le yaptığı iki görüşmeye tanıklık ettiğini belirterek şunları anlattı: 'Abdullah Çatlı, Başbakanlığa arka kapıdan girdi. Üzerinde yüzbaşı üniforması vardı. Çatlı, görüşmeyi ayarlayanlar tarafından Başbakan Çiller'e 'PKK ile mücadelede büyük deneyimleri olan seçkin bir
subay' diye takdim edildi.
ÇATLI'YA TERÖRÜ DANIŞTI
Görüşmede Çiller 'yüzbaşı Çatlı'ya PKK ile mücadelede neler yapılması gerektiğini sordu. Çatlı'nın anlattıklarını not aldı. Çiller terörü bitirme konusunda ne kadar kararlı olduğunu, bunun için
yasaysa yasa, kaynaksa kaynak,
yetkiyse yetki ne yapılması gerekiyorsa yapma konusunda en ufak bir tereddütünün bulunmadığını söyledi. İkinci görüşme yine Başbakanlık'ta oldu. Çatlı bu kez sivil kıyafetle geldi. Birincinin devamı şeklinde bir görüşmeydi.
ÇİLLER'E KAHRAMAN OLARAK TANITTILAR
Tansu Hanım devlet geleneğinde yetişmiş, devletin çarklarını bilen bir
siyasetçi değildi. Yani deneyimi yoktu. Bu nedenle Çatlı'yı tanımaması gayet doğaldı. PKK beş yüzer kişilik gruplarla karakollar basıyordu. 'Devlet 48 saat sonra Şırnak'ı geri aldı' şeklinde başlıklar atılıyordu. Terörün azdığı dönemlerde Başbakan günlerce uyuyamıyordu. Bu nedenle konuşmalarında 'dil sürçmeleri' çok sık yaşanıyordu. Tansu Hanım'ın tek hedefi terörü bitirmekti. Bu nedenle sırtını Genelkurmay'da Doğan
Güreş Paşa'ya, Emniyet'te de Mehmet Ağar'a yaslamıştı. PKK ile mücadele edecek kadrosu yoktu. Çatlı olağanüstü şartlarda bir kahraman olarak tanıtıldı.'
YENİ ŞAFAK