Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk,
tutuklu bulunduğu
Silivri Cezaevi'nden
tahliye edilmesinin ardından
İşçi Partisi İstanbul İl Başkanlığına geldi.
Kalabalık bir grup tarafından karşılanan Bolluk, burada gazetecilere açıklamalarda bulundu.
''
Ergenekon''
davasının 2 bin 500 sayfalık iddianamesinin kimseyi korkutmaması gerektiğini belirten Bolluk, iddianamede savcılığın 3 temel dayanağı olduğunu kaydederek, ''Bunlardan birincisi,
Tuncay Güney ile 2001'de yapıldığı söylenen
mülakat. İkincisi, MİT'in yine bu mülakata ve bazı CD'lere dayanarak hazırladığı 69 kişilik şema. Üçüncüsü de
Ümraniye'de ele geçirildiği iddia edilen
bombalar'' diye konuştu.
Tuncay Güney mülakatını tüm toplumun izlediğini, üzerinde konuşulacak fazla bir şey olmadığını ifade eden Bolluk, MİT'in, söz konusu şemasıyla ilgili,
mahkemeye ''Bu şema
delil olamaz, bu şema delil kabul edilemez'' şeklinde resmi görüş belirttiğini anlattı.
Bolluk, ''Bunu da geçtik mi? Ne kaldı geriye? O meşhur Ümraniye bombaları. Nerede bu bombalar? Bakın,
sanıklar çırpınıyor. 'Getirin şu bombaları görelim. Nedir bunlar? Üzerinde konuşalım.' Bomba falan yok. Ne olmuş? İmha edilmiş. 'İmha
tutanaklarını getirin.' Aylarca o da yok'' şeklinde konuştu.
Nihayet
imha tutanaklarının mahkemeye geldiğini söyleyen Bolluk, ''imha öncesi ve sonrasına dair 4 ayrı tutanak bulunduğunun, bu 4 tutanağın da birbirinden farklı olduğunun görüldüğünü'' iddia etti.
''Sağdan sayıyorsunuz 36 bomba çıkıyor, soldan sayıyorsunuz 50 küsur bomba çıkıyor'' diyen Bolluk, geriye en son ''Karargah Evleri'' ile ilgili gelişmenin kaldığını söyledi.
O soruşturmada da gözaltına alınan herkesin serbest bırakıldığını ifade eden Bolluk, sözlerini şunları ekledi:
''Ortada bir sanık yok, bir şey yok. O soruşturmanın da nasıl yürüdüğü belli. Davayı nereden tutsanız tel tel dökülüyor. Bu dava çökmüş vaziyette. Fakat, burada kalmaz bu iş. Şimdi özellikle Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek'in savunmasından itibaren o mahkeme salonu, tam bir gladyodan
hesap sorma alanına dönüşmüş vaziyette. Yani öyle bırakmayacağız. Bu işin peşini bırakmak yok.''