Ülgen,
duruşma sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada,
Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 223/7 maddesine göre bir kişinin aynı
suçlama nedeniyle iki ayrı
davada yargılanamayacağını belirtti.
Askeri Mahkemenin bu nedenle bugün görülen dava ile
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya ilişkin
eylemlerin aynı olduğunu gerekçe göstererek, yargılamayı reddettiğini anlattı.
Duruşmada davayla ilgili olarak askeri yargının görevli olduğunu dile getirdiklerini hatırlatan Ülgen, ''Çünkü iddia edilen eylem, asker kişi hakkında iddia ediliyor. Ayrıca
İrtica ile Mücadele
Eylem Planının karargahta hazırlandığı söyleniyor'' dedi.
Ülgen, bir gazetecinin ''Askeri
iddianamede yazının nerede hazırlandığının belirlenemediği bildiriliyor'' sözü üzerine, ''O askeri iddianamenin fantezisi. Askeri iddianame med-cezir gibi bir yükseliyor, bir alçalıyor'' ifadelerini kullandı.
Ülgen, hangi
mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için davanın uyuşmazlık mahkemesine götürülmesi yönündeki taleplerinin neden reddedildiğine ilişkin olarak da ''mahkemenin kararıyla ortada dava kalmadığı için talebimiz irdelenemedi'' açıklamasını yaptı.
Mahkemenin gerekçeli kararını bekleyeceklerini, ardından kararı Askeri
Yargıtayda temyiz edeceklerini vurgulayan Ülgen, bir gazetecinin, ''Askeri
savcılık, ilk
soruşturma sonucunda
takipsizlik kararı vermeyip, dava açmış olsaydı bugünkü yargı yeri Askeri Mahkeme mi olacaktı?'' sorusuna, ''Evet'' karşılığını verdi.
Ülgen, ''Eğer Askeri savcı ikinci kez de takipsizlik kararı verseydi ve 'Sivil mahkemede açılmış bir dava var' deseydi müvekkilim
Dursun Çiçek hakkında haftalardır kamuoyunda tartışılan ve amirlerini kıskandığı için böyle yaptığı gibi onur kırıcı iddialar ve şayialar, daha doğrusu çamurlar atılmamış olacaktı. Şimdi çamurlar temizlendi, ama izini sürmekle meşgul olacağız. Ne demek istediğimiz son derece açık'' diye konuştu.
Ülgen, Dursun Çiçek'in, olaylara serin kanlı
bakan ve mantık içinde değerlendirmelerde bulunan bir kişi olduğunu ifade ederek, müvekkilinin, ''Askeri
Yargıtay yolunu da deneyip ona göre bir karar vereceğiz'' değerlendirmesinde bulunduğunu bildirdi.
Çiçek'in kızı stajyer
avukat İrem Çiçek de şu açıklamayı yaptı:
''Bugün gördüğüm tablo ve bize bıraktığı tek şey, hukuk adına adım atmak yerine babamın bir kere daha onur kırıcı bir iftirayla itham edilmesi, temize çıkarılmaması oldu. Madem böyle bir karar verilecekti; o zaman neden bu süreci yaşamamıza bir kez daha göz yumuldu? Bu affedilemez. Tabii ki bunlarla ilgili yasal işlemler başlatılacaktır.''