Çiçek, af tartışmalarına açıklık getirdi

Bakanlar Kurulu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki toplantısı sona erdi.

Çiçek, af tartışmalarına açıklık getirdi

Başbakanlık Merkez Bina'daki toplantı yaklaşık 5.5 saat sürdü. Toplantı sonrası Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek açıklama yaptı. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin yaptığı açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çiçek, ''Sayın Başbakanın 'öncelikli tavrımız silahların bırakılması' şeklindeki açıklamaları, muhalefet tarafından 'bir genel af mı söz konusu' sorusunun sorulmasına yol açtı. Buna açıklık getirir misiniz?'' diye sorulması üzerine, ''Gündemimizde bir af söz konusu değildir'' dedi. Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, bir başka soru üzerine, TRT Genel Müdürlüğüne Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şahin'in atanmasına ilişkin kararnamenin Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldığını bildirdi. SOSYAL GÜVENLİK YASA TASARISI Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcı Cemil Çiçek, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nın hafta sonuna kadar TBMM'ye sunacağını bildirerek, ''Getirmek istediğimiz husus, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın, emeklilik, iş görememezlik ve sağlık konularında, norm ve standartlar açısından birliğinin sağlanmasıdır'' dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin yaptığı açıklamada, sosyal güvenlik sistemiyle ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in Bakanlar Kurulu'na bilgi verdiğini söyledi. Bu tasarının, 1 Ocak 2008'de yasalaşması gerektiğini bildiren Bakan Çiçek, daha önce konunun Anayasa Mahkemesi'ne gidiş sürecini anımsatarak, yüksek mahkemenin verdiği kararlar da göz önünde bulundurularak bir çalışma yapıldığını kaydetti. Bakan Çiçek, hem sosyal taraflar, hem konuyla ilgili kuruluşlarla ilgili görüşmeler yapıldığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik'in de siyasi partilere gerekli bilgileri verdiğini dile getirdi. Bugün, çalışmalar hakkında Bakanlar Kurulu'na bilgi sunduğunu kaydeden Bakan Çiçek, ''Bu yasayı, bu hafta sonuna kadar TBMM'ye göndermiş olacağız. Aralık ayında bütçe müzakereleri ve bayram tatili de dikkate alınarak, mümkünse bütçe müzakerelerinden önce veya hemen sonra bu yasanın çıkarılmasını arzu ediyoruz'' dedi. Çiçek, şöyle konuştu:''Bu yasa, gerçekten önemli bir yasa. Eskiden beri siyasetçilerin ve Türkiye'nin kara deliklerinden birisi olarak ifade ettiği bir konuyu ele almaktadır. Şu anda ülkemizde, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapsamında 15 milyon 800 bin aktif sigortalı bulunmaktadır. Bunların, bakmakla yükümlü olduklarını da dikkate aldığımızda 55 milyon kişiyi kapsamaktadır. Özellikle genel sağlık sigortası açısından baktığımızda -çünkü bunun bir ayağı genel sağlık sigortasını düzenlemektedir-, yeşil kartlılarla birlikte nüfusun yüzde 90'ı bu yasa ile ilgili olmaktadır. Bu yasa, bu kadar geniş vatandaş kitlesini ilgilendiriyor. Bu yasayla getirmek istediğimiz husus, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın emeklilik, iş görememezlik ve sağlık konularında, norm ve standartlar açısından birliğinin sağlanmasıdır. Genel sağlık sigortası sistemiyle de sigortalı olsun, olmasın tüm vatandaşların sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlamaktır. Ödeme gücü olmayanların primlerinin de sağlanmasına imkan vermektedir. Ayrıca, bu yasa ile üzerinde durulan bir başka husus, bütçe açısından çok önemli bir yük getiren hususun önümüzdeki dönemde Türkiye'nin önünü tıkanmasına imkan vermeyecek tarzda bir düzenlenmesini gerçekleştirmektir. 1991 yılından evvel sosyal güvenlik sistemimiz açısından esas itibariyle ortada bir açık yok. Fakat sonra 1991'de kurulan koalisyon ve arkasından gelen bir kısım iktidarlar ve bunların yaptığı popülist düzenlemelerle, 1991'de 10 binde 5 olan açık, Gayri Safi Milli Hasılanın, bugün 4.2'sine 2006 sonu itibarıyla gelmiştir. 10 binde 5'ten, 4.2'ye gelmiştir. Bunu, rakamla şöyle ifade etmek mümkün; 2006 sonu itibariyle sosyal güvenlik sistemlerinin geliri 55.916 katrilyon, gideri 82.599 katrilyon, Aradaki fark 26 katrilyon. Transfer olarak baktığımızda ise 33.5 katrilyondur, bu 2006'da... 2007'de bu rakam daha büyük. 2008, 2009'da korkarım ki bu düzenlemeler kısa sürede gerçekleşmediği takdirde bütçe rakamlarının neredeyse yarısı bu açıklara gidebilecek hale gelmektedir. Bu nedenle, bu yasa toplumun geniş kesimlerini ilgilendiriyor, hem de gelecek açısından, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasının önünde en önemli kalemlerden biri olacaktır. Bununla ilgili bilgi verildi. Bu hafta sonunda TBMM'ye göndermiş olacağız. Ümit ediyorum ki, parti gruplarımız da konunun önemi içinde bir destek içinde bu yasayı çıkaracaklardır.'' "TERÖR ÇOK YÖNLÜ BİR BELADIR" Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, beğenilmeyen hukuk kuralı, anayasa ve yasa maddelerinin, anayasa ve yasalar çerçevesinde verilecek demokratik mücadele ile ortadan kaldırılabileceğini belirterek, ''Dolayısıyla böylesine sağlıklı bir yol varken,silahı kapıp dağa çıkmak, akıl karı bir iş değildir, bu doğru da değildir. Sayın Başbakan'ın söylemek istediği de budur, meselenin de böyle anlaşılması lazım'' dedi. Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklamalarının ardından soruları yanıtlayan Çiçek, ''Kuzey Irak yönetiminden bazı açıklamalar geldi; 'sınırlı bir operasyon, sivilleri hedef almadığı sürece, karışmayacağız' şeklinde, gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz, diplomatik temaslar etkili oldu mu? Sayın Başbakanın 'öncelikli tavrımız silahların bırakılması' şeklindeki açıklamaları, muhalefet tarafından 'bir genel af mı söz konusu? sorusunun sorulmasına yol açtı, buna bir açıklık getirimisiniz? '' şeklindeki sorular üzerine, terörle mücadele konusu üzerinde sürekli hassasiyetle durduklarını söyledi. Terörün, ''tek bir tedbirle ortadan kaldıracak bir bela olmadığını'' ifade eden Çiçek şunları kaydetti:''Bunun askeri yönü vardır, diplomatik, siyasi ve ekonomik yönü var. Biz, bu tedbirlerin hepsini, şartlar neyi gerektiriyorsa alıp sürdürmeye çalışıyoruz. Bundan herkesin emin olması lazım, bu noktada karar vermede bizim en ufak bir sıkıntımız ve tereddütümüz yok. Eğer gerçekten aldığımız tedbir o gün, o şartlarda netice verecekse o tür kararlar almakta hiç bir çekince içinde olmadık. Biz, bize verilen bir yetki neyi gerektiriyorsa, yaptık, yapıyoruz ve yapacağız, bundan emin olunması lazım.'' Türkiye'nin son dönemde, diplomatik ve siyasi açıdan çok önemli bir çaba gösterdiğine işaret eden Çiçek, şöyle devam etti:''En haklı olduğumuz davalarda bile bir çok ülkenin nasıl taraf olduğunu,tavır koyduğunu biliyoruz. Terörle mücadelede şu an ABD, Irak, Avrupa Birliği makamları NATO dahil hemen herkes, İslam ülkeleri, Türkiye'nin bu konuda kendisini savunmaya hakkı olduğunu açıkça ifade etmişlerdir. Olsa olsa biraz daha sabırlı olabilir misiniz? Tarzındaki beyanları söz konusu. Biz, tabiatıyla eğer neticeye faydası olacaksa sabırlı oluruz, ama işin gereğini tayin ve takdir etmek bize aittir bunu da yapmaya çalışıyoruz.'' Çiçek, her türlü istismarı önlemek için, terörle mücadelede Türkiye'nin, hedefinin, doğrudan doğruya terör örgütü ve onunla işbirliği yapanlar olduğunun çok açık ifade edildiğini belirterek, şunları kaydetti:''Çünkü, bu terör örgütü her meseleyi dış platformda istismar eden ve maalesef taraftar da bulan bir örgüttür. Onun için biz hedeflerimizi çok açık koyduk, bu tür istismarları ortadan kaldırmak adına. Bizim, bu niyetimizin bazı çevrelerce anlaşılabilir olması tabiatıyla sevindiricidir. Ama bununla biz yetinemeyiz, bizim herkesten istediğimiz, bu işlere yardım ve yataklık edilmemesidir. Herkesin bu noktada üzerine düşen çabayı göstermesidir inanıyoruz ki bu beyanda bulunanların da yapacakları işler vardır. Sayın Başbakan'ın açıklamaları esasen bu tip konularda, böylesine karmaşık konulardaki genel yaklaşımını ifade etmektedir.'' ''SİLAHI KAPIP DAĞA ÇIKMAK AKIL KARI BİR İŞ DEĞİLDİR'' Bir demokratik ülkede, hak aramanın demokratik usullerle yapılacağına işaret eden Çiçek, şunları söyledi:''Beğenmediğiniz hukuk kuralı, beğenmediğiniz Anayasa ve yasa maddeleri, anayasa ve yasalar çerçevesinde verilecek demokratik mücadele ile ortadan kaldırılır. Dolayısıyla böylesine sağlıklı bir yol varken, silahı kapıp dağa çıkmak, akıl karı bir iş değildir, bu doğru da değildir. Sayın Başbakan'ın söylemek istediği de budur, meselenin de böyle anlaşılması lazım. Bunun ötesinde bir değerlendirme yapmak, özel projeleri getirip bu beyanlara bağlamak, bizce doğru değildir. Şu anda bizim gündemimizde bu manada bir af vesaire söze konusu değildir. Kaldı ki bu lafları kullananların biraz daha dikkatli davranması gerekir diye düşünüyorum.'' İki kelimenin telaffuzunda herkesin daha dikkatli olması gerektiğini ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:''Bunların birisi 'seçim', diğeri ise 'af' lafıdır. Bunlar namludan çıkan mermi gibidir nereye gideceği belli olmaz. Yani Sayın Başbakan böyle bir açıklama yapmadı. Durup dururken bunu gündeme getirmek, benceçok yanlıştır ve vebalı de bunları gündeme getirenlere ait olur. Türkçede meram anlatacak yeterince kelime var. Neden böyle dolambaçlı yollardan Hükümete birileri bir şey telkin etmeye çalışıyor, bunu anlamıyorum. Böyle bir şey olsaydı biz bunu açıkça söylerdik, bu konu bizim gündemimizde yok. Sadece parti olarak da Sayın Başbakan ve bizler, bir demokratik ülkede hak arama yollarının neler olduğunu, nasıl olduğunu, nasıl olması gerektiğini ifade etmeye çalışıyoruz. Bundan daha farklı anlam çıkarmak mümkün olmaz'' TRT Genel Müdürüyle ilgili kararname imzaya açıldı mı?'' sorusuna Çiçek, 'Evet imzaya açıldı, ben imzaladım Sayın İbrahim Şahin'' karşılığını verdi. AA
<< Önceki Haber Çiçek, af tartışmalarına açıklık getirdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER