Hafızalara kazınan reklam filmlerinin yönetmeni Sinan Çetin, +1T Gazete Tasarım Günleri'nde gençlerle bir araya geldi. Etkinliğin son gününde iletişimde başarılı olmanın ipuçlarını veren Çetin, Türk milletinin kalbine giden yolların çok basit olduğunu ifade etti: "Uğraştığın işe ruhunu kat ve ukalalık yapma. Bu millet ukalalıktan nefret ediyor." Zaman Gazetesi'nin ev sahipliğinde bu yıl 6.sı düzenlenen +1T'nin son gününün konuğu Sinan Çetin'di. Ünlü yönetmen, tasarımı markaya dönüştürmenin ipuçlarını verdi. Türk milletinin kalbine giden yolların çok basit olduğunu ifade eden Çetin, "İletişimde en önemli şey izleyicinin kalbine girmek ve ukalalık yapmamak. Bu millet kendisine ukalalık yapılmasından nefret ediyor." dedi. Mesleğe 1970'li yıllarda grafikerlikle başladığını söyleyen Sinan Çetin, bugüne kadar çektiği reklam filmlerinin perde arkasını anlattı. Filmlerde 'çatışma, karakter ve önerme'nin üç altın kural olduğunun altını çizen Çetin, bu unsurların olmadığı filmin asla izlenmeyeceğini söyledi. En iyi reklamın bile satıştaki etkisinin yüzde 10 olduğunu belitren Çetin, "Ürünün kendi iyiyse reklama ihtiyacı yoktur. Bazen iyi ürünün tanıtıma ihtiyacı vardır." diye konuştu. Reklam yönetmenliğinin püf noktalarına da değinen Çetin, çektiği her filme ruhunu koymaya çalıştığını ifade etti. Aksi halde filmin izleyiciyle bağ kurmadığını dile getirdi. Çiçek Pasajı'nda selamımı almadılar Son zamanlarda yaptığı çıkışlarla gündeme gelen Sinan Çetin, sözlerinin çevresi tarafından tepkiyle karşılandığını anlattı. Kendini 'modern' olarak tarif eden bir kısım topluluğun gerici bir zihniyete sahip olduğunu dile getiren Çetin şöyle devam etti: "O kadar gerici bir modern toplum var ki... Ben yıllar önce başörtülülerin okula girebilmesi için AK Parti'ye oy verdim diye gerici ilan edildim. O günden beri neredeyse çevremde arkadaşım kalmadı. Bu ülkenin modernleri, kendini aydınlanmış sanan insanların karanlığı bende çok uzun zamandır sıkıntı oluşturuyor. Muhafazakârların neşe ve mutluluktan yana halleriyle ben de muhafazakâr kesimden sayıldım." Çevresinden, "Bu çıkışları hangi çıkarlar için yapıyorsun?" gibi sorular geldiğini aktaran ünlü yönetmen, "Prenses' diye bir film yaptım. İdeoloji yüzünden bir sürü insanın öldüğünü gördüm. Bunu anlamak istemediler, ben de anlatmaktan sıkıldım. Tehdit aldım, Çiçek Pasajı'nda selam verince sırtlarını döndüler. Fethullah Gülen, 'güzel okullar açmış' diyorum. Amacımı sorguluyorlar. Entelektüel refleks galiba. Bir entelektüel olmadığım için onların kafa modelini anlamıyorum demek ki." şeklinde konuştu.