Gazeteci Nazlı Ilıcak'ın 'Vesayet rejimine karşıyız', 'Yeter söz milletin' yazıları nedeniyle
Genelkurmay Başkanlığı'nın
Adalet Bakanlığı'na yaptığı suç duyurusunu dönemin Genelkurmay 2. Başkanı
Orgeneral Çevik Bir'in yakından takip ettiği anlaşıldı.
Zeytinburnu savcısının bilirkişi raporu doğrultusunda verdiği
takipsizlik kararından rahatsız olan
Çevik Bir, buna 'genelkurmay başkanı namına' 'gizli' ibareli bir yazıyla
itiraz ediyor. Ilıcak'ın yazısının değerlendirilmesi için 'bilirkişiye gerek olmadığı'na dikkat çekilerek,
dosyanın en yakın ağır ceza mahkemesine gönderilmesi 'rica' ediliyor.
Devlet prosedüründe emir kipi olarak bilinen 'rica'dan sonra dosya
Eyüp Adliyesi'ne gönderiliyor. İtirazı değerlendiren Eyüp 2. Ağır
Ceza Mahkemesi, savcılığın kararının
yasa ve usule uygun olduğuna dikkat çekiyor ve kararı onuyor. Ancak 28
Şubatçılar bununla da yetinmiyor. Kesinleşmiş hüküm olmasına rağmen Ilıcak'ın aynı yazıları için Devlet
Güvenlik Mahkemesi'ne de suç duyurusunda bulunuyor. Hukukçulara göre Bir'in yazısı
yargıya müdahale. Doç. Dr.
Mustafa Şentop, "Muhatabın doğrudan talimat olarak algılayacağı bir üslup söz konusu." diyor. Ilıcak ise Paşa'nın gizli yazısını ilk kez duyduğunu belirterek şöyle devam ediyor: "Hakkımda yüzlerce
dava açılmış tı. Diğer savcıların da aynı yönde davranmasını engellemek için böyle yapılmış."
Yıl 1997. 28 Şubat'tan hemen sonra. Yer Zeytinburnu Adliyesi. Bir savcı telefonda yükses sesle konuşuyor. Bu sırada odaya
avukat Mustafa
Yağmur giriyor.
Savcı, telefondaki muhatabına 'Ne yaparlarsa yapsınlar, korkma. Hukuktan asla taviz verme...' diyor. Konuşma ilerledikçe daha da sertleşiyor. Avukat özel bir konuşma düşüncesiyle odadan çıkmaya çalışırken savcı, eliyle dur işareti yapıyor. Ahizeyi bıraktıktan sonra "Avukat bey, şahit ol. Eğer bana bir şey olursa sebebi Çevik Bir'dir." cümlesini kuruyor. İlk defa gördüğü savcının şahitlik talebiyle şoke olan avukat, duyduğu yeni sözler karşısında iyice şaşırıyor: "Telefonda
genç bir hakimle görüşüyordum. Çevik Bir, hukuka aykırı olarak işlem yapmamızı istiyor. Gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Genelkurmay'dan olduğunu söyleyen bazı isimler arayıp Paşamın gönderdiği dosya ne oldu diye soruyor." Avukat Yağmur'un verdiği bilgiye göre adı geçen savcı, Azmi Ergezen. 12 yıl önce yaşadığı olayı hatırlayan Ergezen, 'telefondaki ifadelerini' doğruladı. Ama daha fazla konuşmak istemediğini bildirdi.
Dosya bilirkişiye gidiyor
Avukat Mustafa Yağmur,
tanık olduğu konuşmayı anlatırken "Çevik Bir, Nazlı Ilıcak'ın cezalandırılması için savcılığa
baskı yapıyormuş." dedi. Nazlı Ilıcak Akşam gazetesinde 'Vesayet rejimine karşıyız', 'Yeter söz milletin' başlıklı iki
makale yayınlıyor.
Genelkurmay Başkanlığı, "TSK'nın manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif ettiği" gerekçesiyle Ilıcak için Adalet Bakanlığı'na suç duyurusunda bulunuyor. TCK'nın 159. maddesinden hareketle 6 yıla kadar
hapis cezası isteniyor. İlgili yazı kısa sürede Zeytinburnu Adliyesi'ne ulaşıyor. Savcılık, Ilıcak'ın yazılarını TCK'nın 159. maddesine muhalefet teşkil edip etmediğinin tespiti için, bilirkişiye gönderiyor. Bilirkişi
İstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Yener Ünver. Ünver, raporunda 'Yazılar düşünce özgürlüğü kapsamında mütalaa edilmelidir' diyor. Savcılık da aynı yönde karar veriyor ve 'kovuşturmaya yer olmadığına' hükmediyor. Adalet Bakanlığı'na da bilgi veriliyor. Bakanlık, Zeytinburnu'ndan gelen bilgiyi 25 Ağustos'ta Genelkurmay Başkanlığı'na iletir. Resmî
belgelere yansıyan ifadeler ve yapılan işlemlere bakınca 'takipsizlik kararı' Çevik Bir'in canını çok sıkmışa benziyor. 'Genelkurmay başkanı namına' İkinci Başkan Çevik Bir imzasıyla, Zeytinburnu
Cumhuriyet Başsavcılığı'nı muhatap alan 'gizli' bir 'itiraz' yazısı çıkarılıyor. İlgili yazıda,
Hakim Yarbay Akif Vurucu, bilirkişiye gerek olmadığına dikkat çekerek şöyle diyor: "Savcının hukuki bilgisi dahilinde olduğu açıkça ve kolayca anlaşıldığı halde bilirkişi
tayin edilmesinin ve dinlenmesinin yasaya ve yerleşik uygulamaya açıkça aykırı olduğu görülmektedir."
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakultesi'nden Doç. Dr Mustafa Şentop'a göre 'Ortada bir usul hatası var. Muhatabın doğrudan talimat olarak algılayacağı bir üslup söz konusu."
Çevik Bir'in 'Genelkurmay başkanı namına' itiraz etmesi ile ilgili görüşlerini sorduğumuz Nazlı Ilıcak 'bu bilgiyi ilk defa duyduğunu' söyledi. Savcılar üzerinde baskı olduğunu doğrulayan Ilıcak, "Baskının Adalet Bakanlığı üzerinden geldiğini tahmin ediyordum." dedi. Takipsizlik kararına, Çevik Bir'in neden müdahale ettiği sorusu için "Hakkımda yüzlerce dava açılmıştı. Diğer savcıların da aynı yönde değerlendirme yapmasını engellemek için" yorumunu yaptı.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderir. İtirazı değerlendiren
Ağır Ceza Mahkemesi, savcılığın kararının yasa ve usule uygun olduğuna dikkat çekiyor ve kararı onuyor. Savcının yaptığı işlemin doğru olduğu tespit ediliyor. Kesinleşmiş hüküm olduğu halde Nazlı Ilıcak aynı yazılar nedeniyle bu kez Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne şikâyet ediliyor. Ama daha önce verilmiş bir karar olduğu için buradan da istenen sonuç alınamıyor.