Ergenekon İddianamesi’nde yer alan bir belgede
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda (ÖKK) görevli
Oğuz isimli askerî yetkili ile
terör örgütü
PKK’nın lideri Abdullah
Öcalan’ın ismi belirtilmeyen
avukatı arasında geçen görüşmede verilen bilgilere göre, 1997 yılında
Çevik Bir’e bağlı Osman isimli bir albay
Brüksel’de Apo ile görüşmüş.
Her fırsatta, “Teröristle pazarlık yapmayız” diyen askerî yetkililerin özellikle
Abdullah Öcalan’ın ele geçirilmesinden sonra sık sık Öcalan ile pazarlık yaptığı ortaya çıktı. Ergenekon İddianamesi’nde de yer alan kayıtlarda,
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli Oğuz isimli şahıs, Abdullah Öcalan’ın avukatı ile yaptığı görüşmede, 1997 yılında
Çevik Bir’e bağlı Osman isimli bir
Albay’ın Brüksel’de Apo ile görüştüğünü söylüyor. İddianamede yer alan ve şüphelilerden Hikmet Çiçek’in flash diskinde ve
İşçi Partisi Basın Bürosu’nda elde edilen bilgisayarda da çıkan belgelerde, adı Oğuz olarak belirtilen Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli bir asker ile Öcalan’ın avukatı arasında geçen konuşmaların çözümlerine ulaşıldı. Öcalan’ın yakalanmasından bir yıl sonra, Anasol-M hükümeti döneminde yapılan görüşmede kamuoyunda şok etkisi yapacak bilgiler ortaya çıkıyor.
Daha önce PKK ile bazı protokoller imzalandığını
itiraf eden askerî yetkili, 1995-96 yılında Şam’da Öcalan’ın bilgisi dahilinde imzalanan protokole bizzat kendisinin de şahit olduğu bilgisini vererek, “Daha sonra 1997'de Brüksel'de görüşme oldu. Çevik Bir'e bağlı, Osman albayla görüştü. Ancak bu girişimlerin başarılı olması mümkün değildi. Çünkü Öcalan Şam'da iken kendini "
Kartal" olarak görüyordu... Ancak şimdi durum değişti. Öcalan yakalandı,
silahlı mücadeleye son vermeyi kabul etti. Şimdi
Genelkurmay 5, PKK: 0. Bunu kabul ederek görüşmeye başlayabiliriz” şeklinde konuşmasını sürdürüyor.
PKK’YI DEĞİL, ÖCALAN’I TEMSİL EDİYORUM
Apo’nun avukatı “Ben PKK'yı değil, Öcalan'ı temsil ediyorum. Öcalan, avukatlarına kendi adına her türlü girişimde bulunma yetkisi verdi” derken, Oğuz isimli Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli asker ise kendisini, “Biz, Öcalan'a operasyonu yapan gücüz. Yani Özel Kuvvetler Komutanlığı. Genelkurmay adına bu girişimleri yürütmede görevli olan tek kurum. Bu girişimi, soruna bir çözüm bulunması için başlatıyoruz” şeklinde tanıtıyor.
DAĞDAKİLER GÖRÜŞMEYE HAZIR
Görüşmenin devamında Oğuz isimli ÖKK
subayı, kendilerine gelen bilgiye göre Öcalan’ın dağlardaki arkadaşlarının görüşmeye hazır olduğunu,
İmralı’da bir tuğgeneralin Öcalan ile sürekli görüşme yaptığını ve Genel Komutanlığa sürekli
rapor verdiğini söylüyor.
PKK’LI HEYETİ ASKERİ HELİKOPTER İLE ALMIŞLAR
Genelkurmay ile PKK’lılar arasında gerçekleştirilecek müzakerelere katılacak PKK’lı heyetin
Kuzey Irak’tan
Türkiye’ye geçişi için Apo’nun kendilerinden Genelkurmay’dan izin almalarını istediğini anlatan avukat, konuşmanın ilerleyen
vakitlerinde
Barzani’nin PKK heyetine izin vermemesi üzerine Genelkurmay’dan bir askerî helikopter gönderilerek PKK heyetinin
Kuzey Irak’tan alındığını ve heyetin bir tuğgeneral ile bir saate yakın görüştüğünü itiraf ediyor.
HALK HAZIR DEĞİL
PKK’lılarla TSK adına konuşan tuğgeneralin “kardeşin kardeşe kırdırılmaması” sözlerinden Apo’nun çok hoşlandığı ve Genelkurmay ile açıktan ilişkiye geçilmesini istediğini belirten Öcalan’ın avukatına Oğuz isimli subay, “Açıktan ilişki olmaz. Bu ilişkiyi kabul etmeye kamuoyu henüz hazır değil. Bu girişimi yayarsanız, bir sonuç alınmadığı gibi, barışçı yolları da tıkamış olursunuz” şeklinde
cevap veriyor.
SAKIK’LA ÇOK İYİ İLİŞKİLERİ VARMIŞ
ÖKK subayı Oğuz, daha sonra sözü
Bingöl’de 33 askerin haince öldürülmesi emrini veren Şemdin
Sakık’a getiriyor. Sakık ile aralarında çok iyi ilişkiler olduğunu söyleyen ÖKK subayı, Sakık’ın Öcalan’ın sıkıştırması yüzünden Kuzey Irak’a geçip Barzani’ye teslim olduğunu belirtiyor.
BAZI KOMUTANLAR PKK’YA SİLAH SATMIŞ
Ergenekon İddianamesi’ne de giren Apo’nun avukatı ile ÖKK’da görevli Oğuz isimli subay arasında geçen görüşmelerde, bazı komutanların ihanete varan uygulamalarından bahsediliyor. TSK içindeki bazı komutanların PKK’ya silah sattığını ve hatta PKK ile ortak uyuşturucu trafiğini yürüttüklerinin tartışıldığı görüşmede, ayrıca TSK tarafından Barzani ve
Talabani’ye verilen 3 bin kaleşnikofun
Osman Öcalan’a verileceğinin önceden bilindiği belirtiliyor. TSK ile PKK arasındaki silah ticaretinin
Silopi Tugay Komutanlığı tarafından belgelendiğini söyleyen Oğuz isimli subay, satılan silahlar arasında gece görüş dürbününe varıncaya kadar önemli askerî malzemelerin bulunduğunu da itiraf ediyor.
“PKK, TSK İÇİN ÇALIŞSIN”
Daha sonra taraflar arasında Pişmanlık Yasası’nın kapsamı görüşülüyor. Bunun üzerine avukatı, Abdullah Öcalan’ın daha önce askerler tarafından da büyük memnuniyetle karşılanan teklifini tekrarlıyor. “Öcalan'ın Kuzey Irak'taki gerillalar için değişik bir önerisi var. Bunu sorgusunda söylediğinde komutanlar hayretle karşılayıp çok ilgi göstermişler. Öcalan, Kuzey Irak'taki PKK'nın silahlı gücünün orada kalıp TC'nin hizmetine girmesini savunuyor… Öcalan, Kuzey Irak'taki gücün, ABD'nin Barzani'ye yönelik hesaplarını boşa çıkarmada kullanılmasını öneriyor.”
Askerî yetkili ise “Ne kadar bir gücün Kuzey Irak'ta silahlı kalmasını istiyorsunuz? Bunu bir rapor halinde bize verin” diyerek konuyu ciddi olarak değerlendireceklerini belirtiyor.
“KAMERAYA YAKALANMAYIN”
Öcalan’ın avukatı, Oğuz isimli ÖKK subayından aralarında geçen görüşmeleri Öcalan’a anlatmak istediğini belirtince aralarında şu ilginç
diyalog yaşanıyor:
Avukat: Bu gelişmeyi Öcalan'a bildirelim mi?
Oğuz: Kameraya yakalanmadan uygun bir diplomatik üslupla söyleyin. Bu metni vermeyin.
Avukat: İmralı'ya ÖKK hükmetmiyor mu? Neden “Kameraya yakalanmayın” diyorsunuz?
Oğuz: Kameraya alınan görüntüler Genelkurmay Başkanı'na gidinceye kadar en az beş daire başkanının elinden geçiyor. İmralı'da olan bir tek biz değiliz. MİT de var,
Kara Kuvvetleri,
Hava Kuvvetleri istihbaratı da var. Bu sürece karşı olanlar da var. Bunu Genelkurmay Başkanı'na karşı kullanmak isteyenler olabilir. Biliyorsunuz Çevik Bir gitti ama onun ekibi var.
“SİZİ 2. BAŞKANLA GÖRÜŞTÜRECEĞİZ”
Avukat: Anlayamadım. Çelişkili geldi. Çevik Bir Genelkurmay 2. Başkanı idi. Siz de Genelkurmay adına, ÖKK adına konuşuyoruz diyorsunuz.
Oğuz: Biz sizi protokolden sonra ÖKK'nin 2. Başkanı'na götüreceğiz. Karargâhta görüşeceksiniz. VAKİT