Cemaatle mücadelede işler çatallaştı

Bütün cemaatlerin hedefe konduğu tezini doğrulayacak gelişmeler art arda yaşanıyor

Cemaatle mücadelede işler çatallaştı

Hizmet hareketinden kurtulmak için MGK belgesine konan “legal görünümlü paralel yapılar” maddesiyle, aslında bütün cemaatlerin hedef alındığına, İslami çevreler de uyanmaya başladı. Erdoğan, “Eyy Pensilvanya” dedikçe, safları sıklaştıran diğerleri gördü ki, günün birinde, “Eyy Çarşamba”, “Eyy Adıyaman” diye gürlemeyeceğinin garantisi yok. Taraf Gazetesi yazarı Ertan Altan konuyu bakın nasıl analiz etti.
 
***

İktidarın, Gülen Cemaati’nden kurtulmak için MGK belgesine koydurduğu, “legal görünümlü illegal paralel yapılarla mücadele” maddesiyle yalnızca Gülen Cemaati’nin kastedilmediğine, İslamcı çevreler de yavaş yavaş uyanmaya başladı.
 
İlk itiraz, bugüne kadar Cemaat’e yönelik saldırılarda en ön safta yer alan Yeni Akit gazetesinin etkili yazarlarından biri olan Faruk Köse’den geldi.
 
Köse, 4 Kasım tarihli yazısında, “Devlete paralel yapılanmalar tanımlaması, yakın gelecekte İslami duyarlılıkları yüksek kişi ve kesimlerin başına bela olacaktır. Bu tanımlama İslami hareketler/ çalışmaların önünü kesecek, yapanları tasfiye edecektir. Hükümet’in ne şekilde uygulayacağını bilmiyorum, ama İslami çalışmalar/ hareket için çok tehlikeli bir viraja girildiğini söyleyebilirim” diye yazdı.
 
Cumhurbaşkanı’nın yeni uçağında sürekli poz veren Hasan Karakaya, gazetesinin yazarları arasında başgösteren bu endişenin farkında mıdır, yoksa Erdoğan’la konuşup, “Merak etmeyin hedef sadece Pensilvanya olacak” sözü alarak Akit’çileri rahatlatmış mıdır bilmem ama Faruk Köse’nin yazısından anlaşılan, ortada şüpheden de öte, bu yönde atılmış somut bazı adımlar olduğu.
 
Köse’ye göre, bir süredir bürokrasiden tasfiye edilen Cemaatçi kadroların ardından, “eski derin statükonun” yeniden ipleri ele geçirdiğine dair şüpheler var. Buna göre, laik-Kemalist kadrolar, yeniden eski konumlarına yerleşiyor, eski güçlerine kavuşuyor.
 
Faruk Köse, şimdi kendi açısından haklı olarak soruyor: “İslami yapıları illegal sayıp tehdit ilan edebilecek bir kapı niçin ve nasıl açılabilir? Hem de eski derin statükonun iktidarını sarsan bir Hükümet’in eliyle...”
 
İşaretler bununla da sınırlı değil. Akit gazetesine yakın “Haber Vaktim” adlı internet sitesinin yazarlarından Mustafa Durdu’ya göre, AKP’li seçmenler ve partinin bazı taşra yöneticileri de, AKP’nin son zamanlarda “eski fikriyatından” sapma eğilimi içine girdiğini söylüyorlar.
 
Mustafa Durdu’nun verdiği bilgilere göre, baştan beri AKP içinde yer alan, Alparslan Kuytul liderliğindeki Furkan Grubu, bir süredir hedefteymiş. Bu grubun başta salon toplantıları olmak üzere çeşitli faaliyetleri AKP yöneticileri tarafından iptal ediliyormuş. AKP’ye blok oy veren İsmailağa Grubu da parti içinde çeşitli rahatsızlıklar yaşıyormuş.
 
Mustafa Durdu, “Statükocu- Kemalist- Rasyonalist” olarak tanımladığı bazı çevrelerin son dönemde AKP’ye “sızdığını”, partideki İslamcı grupları hedef aldığını söylüyor.
 
Bu tabloya, hükümete en yakın gruplardan biri olan İHH’nin, geçen hafta yayınladığı, “Kürt Meselesi ve Çözüm Süreci” başlıklı raporu da eklemek gerek.
 
İHH’nin başkanı Bülent Yıldırım, PKK’yi kastederek, “Şu anda bölgede paralel bir devlet kurulmuştur. Vergi alınıyor, güvenlik kontrolleri yapılıyor, gayrimenkul alım satımları yasak hale gelmiş durumda. İnsanlar korkuyor” diyor.
 
Hattâ sıkı durun, AKP çevrelerinde sıkça dile getirilen, “Bölgede olayları Cemaat kışkırtıyor” iddiasıyla ilgili de Bülent Yıldırım şöyle konuşuyor: “Ben her şeyin böyle cemaat olarak anılmasını da doğru bulmuyorum. Yani bütün suç oraya atılıyor.”
 
Adı İHH ile anılan bazı siyasi İslamcıların, hükümetin Cemaat’le mücadelesinde işi Fethullah Gülen’e hakaret etmeye kadar vardırdığını burada not edelim.
 
Öyle anlaşılıyor ki, MGK toplantısında bütün İslamcı grupların hedefe konduğu ortaya çıkınca, Cemaat’le mücadelede işler çatallaştı.
 
Erdoğan, “Eyy Pensilvanya” dedikçe, safları sıklaştıran İslamcılar, MGK masasında parıldayan apoletlerin bugüne kadar neyi temsil ettiğini yavaş yavaş hatırlamaya başlamış.
 
Erdoğan’ın günün birinde, “Eyy Çarşamba”, “Eyy Adıyaman” diye gürlemeyeceğinin garantisi yokmuş.
<< Önceki Haber Cemaatle mücadelede işler çatallaştı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER